🐐 Hucurat Suresi 13 Ayet Anlamı

AyetMeali, Hucurât 13, 49:13. Diyanet Vakfı: Hucurât Suresi 13. Ayet Meali. Diyanet Vakfı: Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O´ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah hucurat suresi 13. ayet. iletişim in çok zor, mesafe lerin çok ama çok uzun, ulaşım ın neredeyse imkansız olduğu çağlarda dünyaya yayılmış olan insanların kavimlere ayrılması, ayrı diller ve kültürler geliştirmesi zaten olması gereken kaçınılmaz bir durum olduğu için, burada milliyetçiliği övecek bir şey HUCURAT SURESİ OKUNUŞU. 1. Ya eyyühellezıne amenu la tükaddimu beyne yedeyillahi ve rasulihı vettekullah innellahe semıun alım. 2. Ya eyyühellezıne amenu la terfeu asvateküm fevka savtin nebiyyi ve la techeru lehu bil kavli ke cehri ba'dıküm li ba'dın en tahbeta a'malüküm ve entüm la teş'urun. 3. Hucurat Suresi Okunuşu: Hucurat Suresi Türkçe Anlamı, Tefsiri, Arapça Yazılışı, Fazileti ve Meali Kur’an-ı Kerim’in 49. suresi olan Hucurat Suresi toplam 18 ayetten oluşmaktadır. Bakara Suresi 168-170. Ayetler – Hayvan Kesimi ve Deniz Ürünleri. Bakara Suresi 163-167. Ayetler – Allah İle İlişkiyi Koparmak. Bakara Suresi 159-162. Ayetler – Ayetleri Gizlemek Küfürdür. Bakara Suresi 158. Ayet – Geleneğin Kur’an ve Sünnet Anlayışı. Bakara Suresi 155-157. Hucurat Suresi okunuşu, Türkçe anlamı, tefsiri, Arapça yazılışı, fazileti ve meali ile ilgili detaylı bilgiye içeriğimizden ulaşabilirsiniz. 13.Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz Hucuratsuresi, 13. ayetin kelime anlamı ve karşılaştırmalı Türkçe mealleri WNbWZ2. On sekiz ayetten oluşan bu sure Medine'de indirilmiştir ve ismini hanımlarının odalarından bahseden dördüncü ayetten alır, Allah onu... On sekiz ayetten oluşan bu sure Medine'de indirilmiştir ve ismini hanımlarının odalarından bahseden dördüncü ayetten alır, Allah onu korusun ve selamlasın. Medine'de indirilen sureler genellikle ilk Müslüman topluluğun yaratılmasına ve eğitimine odaklanmıştır ve bu sure bir istisna değildir. Bu surenin Medine'ye gelip eşlerinin odalarını terk etmeye zorlayan bir heyetin vesilesiyle ortaya çıktığı söylenir. Hucurat suresi Türkçe okunuşu ve anlamı nedir?Bu sure, genç topluma her müminin hem Allah'a ve Resulüne hem de cemaatin tüm üyelerine göre sahip olması gereken doğru tavır ve tavırları öğretmeyi amaçlamaktadır. İnananlar, birbirine sıkı sıkıya bağlı bir toplumu yok edebilecek davranışlar konusunda uyarılır. Milliyetçiliğin ve kabile çekişmesinin tehlikeleri konusunda uyarılıyorlar. Son olarak, inananlara inancın kelimelerden daha fazlası olduğu Ayetlerİlk iki ayet doğrudan müminlere hitap etmektedir. Sure şununla başlar "Müminler, Allah'ın ve Peygamberinin önüne geçmeyin. saygı gösterin, sakince ona uyun. Allah'ın önünde dindar olun. Gerçekten Allah her şeyi duyar ve her şeyi bilir. İnananlar, Peygamberiniz Hz. Muhammed'den daha yüksek sesle konuşmayın. Hakkını göster, saygı duy ve onunla yüksek sesle konuşmayın. İşleriniz boşa yanında seslerini alçaltanlar, kalpleri Allah tarafından takva için imtihan edilen kimselerdir. Onlar için bağışlama ve büyük ilahi ödül vardır. odalarının duvarından kendisine yüksek sesle hitap edenlerin çoğunun mantıksız olduğu söylenir. Akıl yürütmezler, çünkü Peygamber onlara giderken acı çekmiş olsalardı, şüphesiz onlar için en iyisi olurdu. Doğrusu, Allah bağışlayandır ve AyetlerOrtaya çıkan farklılıkları çözmek için genellikle her toplulukta önlemler alınır. Hucurat suresi Türkçe okunuşu ve anlamı nedir? Bu anlaşmazlıklar gerektiği gibi çözülmezse, toplumun dokusunu baltalayabilir. Allah yine inananlarla konuşur, onlara mesajları ve mesajları nasıl alacaklarını açıklar ve bilginin doğruluğunu doğrulama ihtiyacını günahkar onlara önemli bir mesajla gelirse, kontrol edilmesi gerektiğini, çünkü aceleci sonuçlar çıkardıktan sonra, cahilce birine zarar verebileceğinizi ve sonra yapılana pişman olabileceğinizi büyük nimetleri hatırlatılır. Bunların arasında de vardır. Allah, bunu hatırlamanın ve bu gerçeğe gereken önemi vermenin gerekli olduğunu söylüyor.* onları pek çok şekilde dinlemeye başlasaydı, şüphesiz zarar verecekti. Allah, kendisine ve güvenmeye çağırır, çünkü iman güzeldir ve inançsızlık Teala, insanlarda ateizm ve ahlaksızlığa karşı bir tiksinti ve günaha karşı isteksizliği uyandırdı. Doğru yolu güvenle izleyen insanlar, Allah'ın lütfunu bir armağan olarak alırlar. Allah her şeyi bilir ve O sonsuz hikmet AyetlerEğer iki inanan grubu kendi aralarında askeri çatışmaya başlarsa, o zaman Müslüman cemaati kesinlikle onları uzlaştırmalıdır. Bir taraf diğerine göre tüm sınırları aştıysa, o zaman Allah'ın kanununa dönene kadar onlara zorla cevap vermek gerekir. Allah adil olanı sever. Bütün inananlar kardeştir. Tartışanlar uzlaştırılmalıdır. Allah'dan korkun ve affedilmeniz için ona AyetlerBir ulus diğerine alay etmemelidir. Siz inancınızda bir aileysiniz. Hepinizin özgürlük ve güvenlik hakkına sahipsiniz. Allah'nın gözünde güldükleriniz sizden daha iyi olabilir. Birbirinizdeki kusurları aramayın. Ve birbirinize saldırgan takma adlar koymayın. Ve tövbe etmeyenler, öncelikle kendileriyle ilgili olarak ilgili şüphelerden kaçının ve casusluk yapmayın. Onun yokluğunda orada olmasından hoşlanmayacağı başka bir kişi hakkında konuşmayın, çünkü bu, ölen kardeşinizin etini nasıl yediğinizle karşılaştırılabilir. Senin için iğrenç olacak, bu yüzden Allah'dan kork. Şüphesiz ki o, bağışlayandır, esirgeyendir. Allah, müminlere insanları kadın ve erkekten yarattığını ve birbirlerini tanımaları için onları milletler ile kabileler yaptığını hatırlatır. Doğrusu, insanlar arasında Allah'ın önünde en asil olan, en dindar AyetlerBedeviler inandıklarını söylüyorlar ama değiller. İnanmadılar, sadece itaatkar oldular, ancak inanç henüz kalplerine girmemişti. Ancak, tüm iyilikleri için mükafatlandırılacaklardır, çünkü Allah bağışlayandır ve esirgeyendir. Bunlar, Allah yolunda gayret gösteren, mallarını başkalarının yararına kullanan ve her durumda kendilerini feda dininizi öğretmeye çalışmayın, çünkü O ruhlarınızda olanı bilir. Cennetteki her şeyi ve yeryüzündeki her şeyi bilir. Bazı insanlar İslam'ı uygulayarak bir iyilik yaptıklarını düşündüler, ancak inanç yolunda kendilerine yol göstererek kendilerine iyilik yapanın Allah olduğunu bilmelilerdir. Allah, gökte ve yerde bilinmeyeni bilir. Yaptığınız her şeyi görüyor. Güncelleme 07/04/2021 1215 Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır. Kâleti-l-a’râbu âmennâs kul lem tu/minû ve lâkin kûlû eslemnâ velemmâ yedḣuli-l-îmânu fî kulûbikums ve-in tutî’ûAllâhe verasûlehu lâ yelitkum min a’mâlikum şey-âenc innaAllâhe ġafûrun rahîmunBedeviler, inandık dediler; de ki İnanmadınız ve fakat Müslüman olduk deyin ve inanç, henüz gönüllerinize girmedi sizin ve Allah'a ve Peygamberine itaat ederseniz yaptığınız iyiliklerin sevabından hiçbir şey eksilmez, şüphe yok ki Allah, suçları örter, Müslüman iman sahibi olamaz, fakat her inanan Müslüman'dır. Çünkü iman inançtır, Müslümanlıksa inandığını sözle, hareketle belirtmedir.... Devamı.. Bedeviler her asırdaki cahil, gafil ve menfaatçi kesimler; kavim ve kabilesiyle övünen cahil kimseler "Biz de iman ettik" derler. Onlara De ki "Hayır Siz hâlâ iman etmediniz; ancak mecburen ve görünüşte İslam veya teslim olduk deyin.” Çünkü İman henüz kalplerinize girmiş değildir. Eğer Allah’a ve Resulüne tam iman ve itaat ederseniz Kur’an ve Sünnet ölçülerine göre hayatınızı düzenlerseniz, O zaman Allah CC sizin amellerinizden hiçbir şeyi eksiltmeyecek ve emeklerinizi boşa vermeyecektir. Şüphesiz Allah, çok Bağışlayandır, çok yaşayanlardan, yani bedevîlerden bir kısmı kıtlık yılında, ganimetlerden istifade etmek için, savaşı bırakıp Medine'ye gelerek “İnandık” dediler. De ki “Siz henüz imana ermediniz, fakat İslâm olduk deyin, çünkü siz şeklen güvenliğiniz için İslâm'a girdiniz. Çünkü iman gönülden olur, İslâm ise itaat ederek, barışa girmek, savaşı bırakmaktır. Böylece savaşı bırakmakla, İslâm olup güvene girdiniz, fakat iman henüz kalplerinize girmedi. Ama Allah'a ve elçisine itaat ederseniz, Allah yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü Allah, çok acıyan ve çok bağışlayandır.”Bedevî Araplar, her kafadan bir ses çıkararak “İman ettik.” dediler. Onlara; “İman etmediniz. Fakat boyun eğerek İslâm toplumuna girdik, diyebilirsiniz.” de. Henüz iman kalplerinize, kafalarınıza yerleşmedi. Eğer Allah'a ve Rasulüne itaat ederseniz, Kur'ân'ı ve sünneti uygularsanız Allah, amellerinizin sevaplarından hiçbir şey eksiltmeden sizi mükâfatlandırır. Allah kullarını koruma kalkanına alır, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet "İman ettik" dediler. De ki "Siz iman etmediniz. Ancak "teslim olduk" deyin. Fakat iman henüz kalplerinize girmemiştir. Eğer Allah'a ve elçisine itaat ederseniz O sizin amellerinizden hiçbir şey eksiltmez. Şüphesiz Allah bağışlayandır, rahmet edendir."Bedeviler, 'İman ettik' dediler. De ki 'Siz iman etmediniz; ancak 'İslam müslüman veya teslim olduk deyin. İman henüz kalplerinize girmiş değildir. Eğer Allah'a ve Resûlü'ne itaat ederseniz, O, sizin amellerinizden hiç bir şeyi eksiltmez. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.'Ganimet hevesi ile görünüşte İslâm'ı kabul eden bazı Bedevî'ler “- Biz, gerçekten iman ettik.” dediler. Ey Rasûlüm, onlara de ki “-Siz kalblerinizle iman etmediniz. Ancak biz kılıç korkusundan ve İslâm nimetinden faydalanmak için müslüman gözüktük” deyin. Henüz iman kalblerinize girmemiştir. Eğer Allah'a ve Peygamberine itaat ederseniz, sizin amellerinizden Allah hiç bir şey eksiltmez. Çünkü Allah Gafûr'dur= mağfireti boldur, Rahim'dir= çok Araplar “inandık” dediler. De ki “İnanmadınız. Yalnızca “teslim olduk” deyiniz. Çünkü henüz iman, kalbinize girmiş değildir. Eğer Allah’a ve Resulüne itaat ederseniz O, yaptıklarınızın karşılığında hiçbir şey eksiltmez. Çünkü Allah, çok bağışlayan ve çok “İnandık” dediler. De ki “Siz iman etmediniz, ama boyun eğdik' deyiniz. Henüz iman kalplerinize girmedi. Eğer Allah'a ve Peygamberine itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez.” Çünkü Allah, affedicidir; merhamet sahibidir.İnan ettik!» derler çöl Arapları; diyesin ki İnan etmediniz siz, yalnız başeğdiniz, inan sizin gönlünüze girmedi, eğer siz Allaha, peygamberine başeğecek olursanız işinizden bir şey eksilmiyecek», Allah bağışlayıcı, Allah yarlıgayıcıBedevi göçebe Araplar “İman ettik” dediler. De ki “Siz gerçek manada iman etmediniz. Öyle ise “iman ettik” demeyin. Fakat “Boyun eğdik teslim olduk” deyin. Çünkü iman, henüz kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allah'a ve resulüne tam itaat ederseniz, Allah da yaptıklarınızdan hiçbir iyi şeyi karşılıksız bırakmaz. Allah, çok bağışlayandır yürekten iman edenlerin günahlarını affedendir, kullarına karşı merhamet edendir.”Bedevi Araplar köyde ya da herhangi bir kasabada yaşamayıp çölde, ovada dolaşan ve toplumsal yaşama bilinci ve kültürü olmayan göçebe kimselerdir. Bun... Devamı..Çöl ’Arabları "Îmân itdik" dirler. "Hayır! Siz îmân itmediniz. İslâm’ı kabûl iylediniz ama îmân kalblerinize nüfûz itmedi. Eğer Allâh’a ve rasûlüne itâ’at ider iseniz a’mâlinizin hiç biri mükâfâtsız kalmaz çünki Allâh gafûr ve rahîmdir." cevâbını "İnandık" dediler, de ki "İnanmadınız ama İslam olduk deyin; inanç henüz gönüllerinize yerleşmedi; eğer Allah'a ve Peygamberine itaat ederseniz, işlediklerinizden bir şey eksilmez; doğrusu Allah, bağışlar, merhamet eder."Bedevîler “İman ettik” dediler. De ki “İman etmediniz. Öyle ise, “iman ettik” demeyin. “Fakat boyun eğdik” deyin.[500] Henüz iman kalplerinize girmedi. Eğer Allah’a ve Peygamberine itaat ederseniz, yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”Bu cümle, “Fakat İslâm’a girdik, deyin” şeklinde de tercüme İnandık» dediler. De ki Siz iman etmediniz, ama Boyun eğdik» deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allah'a ve elçisine itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir. Esed oğullarından bir topluluk, bir kıtlık senesinde Medine’ye gelerek iman ettiklerini söylemişler ve Hz. Peygamber’e Sana yüklerimiz ve ailelerimi... Devamı..Araplar "İnandık," dediler. De ki, "Siz inanmadınız, fakat inanç kalbinize girinceye kadar, 'teslim olduk' deyin. ALLAH'a ve elçisine uyarsanız yaptıklarınızdan hiç bir şeyi eksiltmez. ALLAH Bağışlayandır, "inandık" dediler. De ki Siz iman etmediniz ama "İslâm olduk." deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allah'a ve Resulüne itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü Allah çok bağışlayan, çok merhamet iyman ettik dediler, de ki siz henüz iyman etmediniz ve lâkin henüz iyman kalblerinizin içine girmemiş olduğu halde islâma girdik deyin ve eğer Allaha ve Resulüne itâat ederseniz size amellerinizden hiç bir şey eksiklemez, çünkü Allah gafur, rahîmdirAraplar¹, “İnandık.” dediler. De ki “Siz inanmadınız, fakat teslim² olduk, deyin. Çünkü henüz iman kalbinize girmedi. Eğer Allah'a ve Resûl'üne itaat ederseniz, O, yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez.” Kuşkusuz Allah, Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz' Bedevi Araplar. 2- Boyun eğdik, İslami yönetimin yasalarına uymayı kabul ettik; kendimizi güvenceye İman etdik» dediler. De ki Siz îman etmediniz amma, bari müslüman olduk deyin. İman henüz sizin kalblerinize gir ib yerleş memişdir. Eğer Allaha ve peygamberine itaat ederseniz O, sizin amel ve hareket lerinizden hiçbir şey eksiltmez. Çünkü Allah mü'minleri çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir».Bedevîlerden bir kısmı “Îmân ettik!” dediler. De ki “Siz aslında gerçekten îmân etmediniz; fakat 'Teslîm olduk!' deyin; çünki îman henüz kalblerinize girmemiştir. Eğer Allah'a ve Resûlüne itâat ederseniz, Allah amellerinizden hiçbir şey eksiltmez. Şübhesiz ki Allah, Gafûr çok bağışlayandır, Rahîm çok merhamet edendir.”Arap bedeviler “İman ettik” dediler. Onlara deki “Hayır, siz iman etmediniz. Yalnızca teslim olduk deyin. Çünkü iman henüz kalplerinize yerleşmemiş. Eğer Allah’a ve O’nun elçisine itaat ederseniz, daha önceden yaptığınız güzel şeylerden hiç biri boşa gitmeyecektir. Muhakkak ki Allah bağışlayan ve merhametli arapları "inandık" derler. Onlara de ki "İnandınız, ancak, bağındık da deyin." O inanç daha yüreklerinize yerleşmedi. Eğer Allah’a, elçisine boyun eğerseniz Allah işlediklerinizin hiç birini eksiltmez. Çünkü Allah yarlıgayıcıdır, Arapları — İman ettik» dediler, onlara de ki siz iman etmediniz, fakat — İslâm/a geldik» [³] deyin, iman henüz kalblerinize girmedi, eğer Allah/a, peygamberine itaat ederseniz Allah amelinizin mükâfatından hiçbir şey eksiltmez, O, yarlıgayan, bağışlayandır.[3] İnkıyat ettik» deyin.Ey Peygamber! Bedevîler; “İnandık” De ki “Siz henüz inanmadınız, fakat zahiren teslim/Müslüman olduk’ deyiniz. Çünkü iman henüz kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allah’a ve elçisine itaat ederseniz, Allah yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. Muhakkak ki Allah, Gafûr’dur, Rahîm’dir.”6 Çölde yaşayan bir kısım Bedeviler, hatta Benu Esed ve Benu Temîm kabilelerinden olan kimseler, tam inanmadıkları hâlde gruplar halinde Hz. Peygamber... Devamı..Bedeviler dedi ki “İman ettik.” De ki “Siz iman etmediniz; ancak “İslâm Müslüman olduk” deyin. İman henüz kalplerinize girmiş değildir. Eğer Allah'a ve resulüne itaat ederseniz, O, sizin amellerinizden hiç bir şeyi eksiltmez. Hiç şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.”Yüzeysel olarak Müslümanlığı kabul eden bazı göçebe kabîleler, “Biz de iman ettik!” dediler. Ey Muhammed! Onlara de ki “Hayır; sizhenüz tam olarak inanmış değilsiniz! Bu yüzden “İman ettik!” demeyin,fakat “Biz Müslüman olmaya karar verdik ve bize tebliğ edilecek İslâmî hükümlere prensip olarak boyun eğdik!” deyin. Çünkü Kur’an’ın ortaya koyduğu iman ilkeleri, henüz kalbinize yerleşmiş değildir. Bununla birlikte, eğer bundan böyle Allah’a ve Elçisine itaat ederek iman iddianızda samîmî olduğunuzu gösterirseniz, elbette Rabb’iniz, yaptığınız hiçbir güzel davranışı karşılıksız bırakmayacaktır. Unutmayın; Allah çok bağışlayıcı, çok merhametlidir. Bedevî Arablar -“İman ettik” dedi. De ki İman etmediniz. İman henüz kalblerinize girmedi. Hiç olmazsa, “Teslim olduk” deyin! Allah’a ve O’nun rasûlüne itaat ederseniz, amellerinizden bir şey eksiltmez. Allah, rahîm Bedevî Araplar " inandık " diyorlar. De ki " inanmadınız, bari ' teslim olduk ' deyin. Çünkü iman, henüz kalplerinize girmedi. Eğer Allah ve resulüne itaat ederseniz, iyilikleriniz eksiltilmez. Çünkü Allah, engin hoşgörülü bir sevgi selidir. "Bedevîler "İman ettik" dediler. De ki; "İman etmediniz. Onun için iman ettik demeyin! Fakat barış, huzur, esenlik içinde yaşamak için İslam’a, İslam’ın yasalarına boyun eğdik deyin! Henüz kalplerinize iman girmedi! Eğer Allah’a ve Resulüne itaat ederseniz, Allah yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. İleride gerçekten iman ederseniz, bütün yaptığınız iyi şeyler lehinize yazılır. Önceki yaptığınız günahlardan vazgeçilir. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” Göçebe Araplar “İman ettik!” dediler. De ki “Siz henüz iman etmediniz ama Teslim olduk!’ deyin! Çünkü iman henüz kalplerinize yerleşmedi. Allah’a ve Elçisine itaat ederseniz Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez.” Şüphesiz ki Allah çok bağışlayandır, çok “İman ettik” dediler, Sen de onlara “Siz gerçekten îman etmediniz; sadece Müslüman olduk deyin, zîrâ îman henüz sizin kalplerinize Eğer Allah’a ve Rasûlü’ne itaat ederseniz Allah sizin yaptığınız kulluklardan hiç bir şeyi boşa götürmez. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.” A’râb; arab’ın çoğulu değil, a’râbî’nin çoğuludur. Yani a’râb, bir köy veya kasabada ikamet etmeyip badiyede dolaşan bedevî göçebelere verilen isimd... Devamı..BEDEVÎLER, “Biz imana erdik” derler. De ki [onlara, ey Muhammed] “Siz [daha] imana ermediniz Biz [zahiren] teslim olduk’ demeniz daha doğrudur; çünkü [gerçek] inanç henüz kalplerinize girmiş değil”. ¹⁷ Ama Allah’a ve Elçisi’ne [gerçekten] kulak verirseniz O, hiçbir işinizin ¹⁸ boşa gitmesine izin vermez çünkü şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, bir rahmet Bu, bedevîlerin şiddetli kabileciliklerine ve “geçmişleri ile gurur duymaları”na Râzî bir işaret olduğundan, yukarıdaki ayet, bir önceki ayette g... Devamı..Bazı bedeviler göçebe çöl Arapları sana gelerek – Biz de iman ettik, dediler. De ki – Siz henüz iman etmediniz, fakat teslim olduk deyin! Çünkü iman, henüz kalplerinize yerleşmedi. Eğer gerçekten Allah’a ve Allah’ın mesajlarını tebliğ eden Elçisine itaat ederseniz, Allah, yaptığınız hiçbir iyi işi karşılıksız bırakmaz. Nitekim Allah, eşsiz bir bağışlayıcı ve sonsuz rahmet kaynağıdır. 3/39...41, 4/80, 47/33BEDEVİLER[⁴⁶⁵¹] “İman ettik” dediler. De ki “iman etmiş değilsiniz, lakin teslim olduk’ diyebilirsiniz,[⁴⁶⁵²] zira iman henüz[⁴⁶⁵³] kalplerinize girmiş değil. Ama eğer Allah ve Rasulü’ne uyarsanız, Allah amellerinizin zerresini eksiltmez çünkü Allah tarifsiz bir bağış, eşsiz bir merhamet sahibidir.”[4651] Zımnen “medenileşmemiş, sığ akıllar”. [4652] Anlamı belirlemede, eslemnâ fiilinin akidevi mi lugavi mi, teslimiyet merciinin Allah mı yoksa... Devamı..Bedeviler dedi ki Biz imân ettik». De ki Siz imân etmediniz; velâkin deyiniz ki, biz İslâma girdik. Ve henüz imân sizin kalplerinizin içine girmiş değildir ve eğer Allah'a ve Resulüne itaat ederseniz sizin amellerinizden hiçbirşeyi sizin için noksan kılmaz. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ gafûrdur, rahîmdir.»Bedeviler “iman ettik! ” dediler. De ki “Siz iman etmediniz, lâkin “İslâm olduk, size inkıyad ettik! ” deyiniz. Zira iman henüz kalplerinize girmiş değildir. Eğer Allah'a ve resulüne itaat ederseniz, sizin emeklerinizden hiçbir şeyin mükâfatını eksiltmez. Yaptığınızı zayi etmez. Gerçekten Allah gafûr ve rahîmdir mağfireti, merhamet ve ihsanı boldur. Burada genel olarak bedevîler kasdedilmeyip sadece, İslâm’ın kazandığı zaferlerden çıkar sağlamak isteyen birkaç bedevî kabile kasdedilmiştir.... Devamı..Göçebe Araplar "İnandık" dediler. De ki "İnanmadınız, fakat 'İslam olduk' deyin. Henüz iman kalblerinize girmedi. Eğer Allah'a ve Elçisine ita'at ederseniz Allah, yaptığınız güzel işlerden hiçbirinin sevabını size eksik vermez. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir."Çöl arapları “İnanıyoruz” dediler. De ki “Henüz inanıp güvenmediniz. Ama siz Teslim olduk’ deyin.” Çünkü inancınız henüz kalbinize yerleşmedi. Eğer Allah’a ve elçisine boyun eğiyorsanız işlerinizin değeri azalmaz. Çünkü Allah bağışlar, ikramı “iman ettik” dediler. De ki -Siz iman etmediniz, fakat teslim olduk deyin! Çünkü iman, henüz kalblerinize girmedi. Eğer Allah'a ve Resûlüne itaat ederseniz, Allah amellerinizden hiç bir şey eksiltmez. Nitekim Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet “İman ettik” dediler. De ki Siz iman etmediniz. “İslâma girdik” deyin; çünkü iman henüz kalbinize girmedi.4 Eğer siz Allah'a ve Resulüne itaat ederseniz, Allah yaptıklarınızdan hiçbir şeyi zayi etmez. Şurası gerçek ki, Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.4 İman ile İslâm arasında fark bulunduğu âyetten anlaşılmakla beraber, bu farkın ne olduğu konusunda değişik yorumlar yapılmıştır. Ancak genel bir i... Devamı..Bedeviler "İman ettik." dediler. De ki "Siz iman etmediniz. Ancak "Müslüman olduk" deyin. İman sizin kalplerinize girmemiştir. Eğer Allah'a ve resulüne itaat ederseniz Allah, yapıp ettiklerinizden hiçbir şey eksiltmez. Çünkü Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir."eyitti “įmān getürdük”. eyit “įmān getürmedüñüz ve lįkin eyidüñ “boyun virdük”. daħı girmedi įmān göñüllerüñüz içine. daħı eger muŧį' olursañuz Tañrı’ya daħı yalavacına eksmeye size 'amellerüñüzden nesene. bayık Tañrı yarlıġavıcıdur raḥmet ķılıcı.Arablar Yā resūlu’llāh biz saña īmān itdik, didiler. Siz īmān itmediñiz, lākinİslām olduḳ, didiñiz. Vaḳtā ki siziñ ḳalbiñizde īmān tecellī itmedi. Eger Allāha veresūline ḫulūṣ‐ı ḳalb‐ile īmān iderseñiz amelleriñiziñ ecrinden bir şeyi noḳṣān itmez. Allāhu Taālā muṭīleriñ günāhını afv ve maġfiret ve anlara çoḳ raḥmet idicidir.Qənimət əldə etmək iştahası ilə islama daxil olan bədəvi ərəblər “Biz iman gətirdik!” – dedilər. Ya Peyğəmbər! Onlara de “Siz qəlbən iman gətirmədiniz! Ancaq “Biz islamı müəyyən şəxsi məqsəd, mənfəət naminə qəbul etdik!” – deyin. Hələ iman sizin qəlblərinizə daxil olmamışdır çünki iman əməllə e’tiqadın vəhdəti, islamı qəbul etmək isə yalnız zahiri əməl deməkdir. Əgər Allaha və Peyğəmbərinə itaət etsəniz, O sizin əməllərinizdən heç bir şey əskiltməz mükafatınızı layiqincə verər. Həqiqətən, Allah bağışlayandır, rəhm edəndir!The wandering Arabs say We believe. Say unto them, O Muhammad Ye believe not, but rather say `We submit,' for the faith hath not yet entered into your hearts. Yet, if ye obey Allah and His messenger, He will not withhold from you aught of the reward of your deeds. Lo! Allah is Forgiving, desert Arabs say,4934 "We believe." Say, "Ye have no faith; but ye onlysay, ´We have submitted4935 our wills to Allah,´ For not yet has Faith entered your hearts. But if ye obey Allah and His Messenger, He will not belittle aught of your deeds for Allah is Oft-Forgiving, Most Merciful."4934 The desert Arabs were somewhat shaky in their faith. Their hearts and minds were petty, and they thought of petty things, while Islam requires th... Devamı.. Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an MealiEy insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizi tanıyıp kaynaşasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Şüphesiz Allah katında en üstün olanınız, Allah'a en çok saygı duyanınızdır. Allah her şeyi bilendir; her şeyden haberdar Okuyan Kur’an Meal-TefsirEy insanlar! Şüphesiz ki biz sizi bir erkekle bir dişi hücre türünden yarattık.*Birbirinizle tanışmanız için sizi toplumlara ve kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki Allah katında en değerli olanınız, en çok takvâlı duyarlı olanınızdır.* Şüphesiz ki Allah bilendir, Yüksel Mesaj Kuran ÇevirisiEy halk, sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi ırklara ve boylara ayırdık. ALLAH yanında sizin en değerliniz en erdemli olanınızdır. ALLAH Bilendir, insanlar! Sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Birbirinizle tanışmanız* için sizi kabilelere ve sülalelere ayırdık. Allah'ın yanında en kerim* olanınız, en çok takva sahibi olanınızdır. Kuşkusuz Allah, Her Şeyi Bilen'dir, Her Şeyden Haberdar' Vakfı Süleymaniye Vakfı MealiEy insanlar! Sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Birbirinizi tanıyasınız diye oymaklara ve boylara* ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, Allah'tan en çok çekinenizdir. Her şeyin iç yüzünü bilen Allah' Rıza Safa Kur'an-ı Kerim GerçekEy insanlar! Aslında, sizi, bir erkek ve bir kadından yarattık. Ve birbirinizi tanımanız için, soylara ve toplumlara ayırdık. Aslında, Allah'ın katında en değerli olanınız, sorumluluk bilincine erişmiş olandır. Kuşkusuz, Allah, Bilendir; İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’anEy insanlık! Elbet sizi bir erkekle bir dişiden yaratan Biziz; derken sizi kavimler ve kabileler haline getirdik ki tanışabilesiniz. Elbet Allah katında en üstününüz, O'na karşı sorumluluk bilinci en güçlü olanınızdır; şüphe yok ki Allah her şeyi bilir, her şeyden Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim MealiEy insanlar! Biz sizi, bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve örfler yoluyla tanışıp kaynaşasınız diye sizi milletlere, boylara ayırdık. Hiç kuşkusuz, Allah katında en seçkininiz, sakınılması gereken şeylerden en çok sakınanınızdır. Allah her şeyi bilir, her şeyden Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe AnlamıEy insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler şeklinde kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün kerim olanınız, ırk ya da soyca değil takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber sadeleştirilmiş Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışasınız diye sizi milletlere, kabilelere ayırdık. Haberiniz olsun ki, Allah katında en şerefliniz, en takvalınızdır. Muhakkak ki, Allah, bilendir, herşeyden Esed Kur'an MesajıEy insanlar! Bakın, Biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve sizi kavimler ve kabileler haline getirdik ki birbirinizi tanıyabilesiniz. Şüphesiz, Allah katında en üstün olanınız, O'na karşı derin bir sorumluluk bilincine sahip olanınızdır. Allah her şeyi bilendir, her şeyden haberdar İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe MealiEy insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O'na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce MealiEy o bütün insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık, hem de sizi şaab şaab, kabile kabile yaptık ki tanışasınız, haberiniz olsun ki Allah yanında ekreminiz en takvalınızdır, her halde Allah alimdir, habirdirSüleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce MealiEy insanlar, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah yanında en üstün olanınız, günahlardan en çok korunanınızdır. Allah bilendir, haber insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler şeklinde kıldık. Şüphesiz, Tanrı katında sizin en üstün kerim olanınız, ırk ya da soyca değil takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Tanrı, bilendir, haber Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i KerimEy insanlar, hakıykat biz sizi bir erkekle bir dişiden yaratdık. Sizi, sırf birbirinizle tanışmanız için büyük büyük cem'iyyetiere, küçük küçük kabilelere ayırdık. Şübhesiz ki sizin Allah nezdinde en şerefliniz takvaca en ileride olanınızdır. Hakıykaten Allah her şey'i bilen, her şeyden haberdar insanlar; doğrusu Biz, sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Gerçekten Allah katında en değerliniz; O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz ki Allah; Alim'dir, Habir' Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı-Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Sizi tanışasınız diye kollara ve kabilelere ayırdık. Allah, katında en şerefliniz, ondan en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah, alimdir, Yıldırım Kuran-ı Kerim ve MealiEy insanlar! Biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık. Birbirinizi tanıyıp sahip çıkmanız için milletlere, sülalelere ayırdık. Şunu unutmayın ki Allah'ın nazarında en değerli, en üstün olanınız, takvada Allah'ı sayıp haramlardan sakınmada en ileri olandır. Muhakkak ki Allah her şeyi mükemmelen bilir, her şeyden hakkıyla Hulusi Türkçe Kur'an ÇözümüEy insanlar... Muhakkak ki biz sizi hep aynı şekilde bir erkek ile bir dişiden yarattık Adem hariç kaydı yok bu bildirimde; tearuf tanışıp birbirinizden farklı özellikleri, kemalatı elde edesiniz diye sizi ırklar - türler ve toplumlar olarak oluşturduk... Muhakkak ki Allah indinde sizin en ekreminiz en şerefliniz, sizin en muttaki hakikate uygun şekilde yaşayanınızdır! Muhakkak ki Allah Aliym'dir, Habiyr' Yüksel Eski Baskı Mesaj Kuran ÇevirisiEy halk, sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi ırklara ve boylara ayırdık. ALLAH yanında sizin en değerliniz en erdemli olanınızdır. ALLAH Bilendir, Aktaş Eski Baskı Kerim Kur'anEy insanlar! Sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Birbirinizle tanışmanız* için sizi kabilelere ve sülalelere ayırdık. Allah'ın yanında en kerim* olanınız, en çok takva sahibi olanınızdır. Kuşkusuz Allah, Her Şeyi Bilen'dir, Her Şeyden Haberdar' Khalifa The Final TestamentO people, we created you from the same male and female, and rendered you distinct peoples and tribes, that you may recognize one another. The best among you in the sight of GOD is the most righteous. GOD is Omniscient, Monotheist Group The Quran A Monotheist TranslationO people, We created you from a male and female, and We made you into nations and tribes, that you may know one another. Surely, the most honorable among you in the sight of God is the most righteous. God is Knowledgeable, Quran A Reformist TranslationO people, We created you from a male and female, and We made you into nations and tribes, that you may know one another. Surely, the most honorable among you in the sight of God is the most righteous. God is Knowledgeable, Ever-aware. Web Taraycınız bu özelliği desteklemiyor Hucurât 1 Mealleri Karşılaştır Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tukaddimû beyne yedeyillâhi ve resûlihî vettekûllâhvettekûllâhe, innallâhe semîun alîmalîmun. بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تُقَدِّمُوا۟ بَيْنَ يَدَىِ ٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ ۖ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ ۚ إِنَّ ٱللَّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٌ Ey iman edenler! Allah’ın ve Peygamberinin önüne geçmeyin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. Hucurât 2 Mealleri Karşılaştır Ya eyyuhellezîne âmenû lâ terfeû asvâtekum fevka savtin nebiyyi ve lâ techerû lehu bil kavli ke cehri ba’dıkum li ba’dın en tahbeta a’mâlukum ve entum lâ teş’urûnteş’urûne. يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تَرْفَعُوٓا۟ أَصْوَٰتَكُمْ فَوْقَ صَوْتِ ٱلنَّبِىِّ وَلَا تَجْهَرُوا۟ لَهُۥ بِٱلْقَوْلِ كَجَهْرِ بَعْضِكُمْ لِبَعْضٍ أَن تَحْبَطَ أَعْمَٰلُكُمْ وَأَنتُمْ لَا تَشْعُرُونَ Ey iman edenler! Seslerinizi, Peygamber’in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber’e yüksek sesle bağırmayın, yoksa siz farkına varmadan işledikleriniz boşa gider. Hucurât 3 Mealleri Karşılaştır İnnellezîne yeguddûne asvâtehum inde resûlillâhi ulâikel lezînemtehanallâhu kulûbehum lit takvâ lehum magfiretun ve ecrun azîmazîmun. إِنَّ ٱلَّذِينَ يَغُضُّونَ أَصْوَٰتَهُمْ عِندَ رَسُولِ ٱللَّهِ أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ ٱمْتَحَنَ ٱللَّهُ قُلُوبَهُمْ لِلتَّقْوَىٰ ۚ لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ عَظِيمٌ Allah’ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, Allah’ın, gönüllerini takvâ Allah’a karşı gelmekten sakınma konusunda sınadığı kimselerdir. Onlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır. Hucurât 4 Mealleri Karşılaştır İnnellezîne yunâdûneke min verâil hucurâti ekseruhum lâ ya’kılûnya’kılûne. إِنَّ ٱلَّذِينَ يُنَادُونَكَ مِن وَرَآءِ ٱلْحُجُرَٰتِ أَكْثَرُهُمْ لَا يَعْقِلُونَ Ey Muhammed! Odaların arkasından sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir. Hucurât 5 Mealleri Karşılaştır Ve lev ennehum saberû hattâ tahruce ileyhim le kâne hayren lehum, vallâhu gafûrun rahîmrahîmun. وَلَوْ أَنَّهُمْ صَبَرُوا۟ حَتَّىٰ تَخْرُجَ إِلَيْهِمْ لَكَانَ خَيْرًا لَّهُمْ ۚ وَٱللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ Onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Hucurât 6 Mealleri Karşılaştır Yâ eyyuhellezîne âmenû in câekum fâsikun bi nebein fe tebeyyenû en tusîbû kavmen bi cehâletin fe tusbihû alâ mâ fealtum nâdimînnâdimîne. يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِن جَآءَكُمْ فَاسِقٌۢ بِنَبَإٍ فَتَبَيَّنُوٓا۟ أَن تُصِيبُوا۟ قَوْمًۢا بِجَهَٰلَةٍ فَتُصْبِحُوا۟ عَلَىٰ مَا فَعَلْتُمْ نَٰدِمِينَ Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın. Hucurât 7 Mealleri Karşılaştır Va’lemû enne fîkum resûlallâhresûlallâhi, lev yutîukum fî kesîrin minel emri le anittum ve lâkinnallâhe habbebe ileykumul îmâne ve zeyyenehu fî kulûbikum, ve kerrehe ileykumul kufre vel fusûka vel isyânisyâne, ulâike humur râşidûnrâşidûne. وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ فِيكُمْ رَسُولَ ٱللَّهِ ۚ لَوْ يُطِيعُكُمْ فِى كَثِيرٍ مِّنَ ٱلْأَمْرِ لَعَنِتُّمْ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ حَبَّبَ إِلَيْكُمُ ٱلْإِيمَٰنَ وَزَيَّنَهُۥ فِى قُلُوبِكُمْ وَكَرَّهَ إِلَيْكُمُ ٱلْكُفْرَ وَٱلْفُسُوقَ وَٱلْعِصْيَانَ ۚ أُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلرَّٰشِدُونَ Bilin ki, aranızda Allah’ın elçisi bulunmaktadır. Eğer o, birçok işlerde size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah, size imanı sevdirmiş ve onu gönüllerinize güzel göstermiş; inkârı, fasıklığı ve İslâm’ın emirlerine karşı çıkmayı da çirkin göstermiştir. İşte bunlar doğru yolda olanların ta kendileridir. Hucurât 8 Mealleri Karşılaştır Fadlen minallâhi ve ni’mehni’meten, vallâhu alîmun hakîmhakîmun. فَضْلًا مِّنَ ٱللَّهِ وَنِعْمَةً ۚ وَٱللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ Allah, kendi katından bir lütuf ve nimet olarak böyle yaptı. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir Hucurât 9 Mealleri Karşılaştır Ve in tâifetâni minel mû’mînînektetelû fe aslihû beyne humâ, fe in begat ihdâhumâ alel uhrâ fe kâtilûlletî tebgî hattâ tefîe ilâ emrillâhemrillâhi, fe in fâet fe aslihû beynehumâ bil adli ve aksitû, innallâhe yuhıbbul muksitînmuksitîne. وَإِن طَآئِفَتَانِ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ ٱقْتَتَلُوا۟ فَأَصْلِحُوا۟ بَيْنَهُمَا ۖ فَإِنۢ بَغَتْ إِحْدَىٰهُمَا عَلَى ٱلْأُخْرَىٰ فَقَٰتِلُوا۟ ٱلَّتِى تَبْغِى حَتَّىٰ تَفِىٓءَ إِلَىٰٓ أَمْرِ ٱللَّهِ ۚ فَإِن فَآءَتْ فَأَصْلِحُوا۟ بَيْنَهُمَا بِٱلْعَدْلِ وَأَقْسِطُوٓا۟ ۖ إِنَّ ٱللَّهَ يُحِبُّ ٱلْمُقْسِطِينَ Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer Allah’ın emrine dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve onlara adaletli davranın. Çünkü Allah, adaletli davrananları sever. Hucurât 10 Mealleri Karşılaştır İnnemel mû’minûne ihvetun fe aslihû beyne ehaveykum vettekûllâhe leallekum turhamûnturhamûne. إِنَّمَا ٱلْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ فَأَصْلِحُوا۟ بَيْنَ أَخَوَيْكُمْ ۚ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin. Hucurât 11 Mealleri Karşılaştır Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ yeshar kavmun min kavmin asâ en yekûnû hayren minhum ve lâ nisâun min nisâin asâ en yekunne hayren minhunnminhunne, ve lâ telmizû enfusekum ve lâ tenâbezû bil elkâbelkâbi, bi’sel ismul fusûku ba’del îmânîmâni, ve men lem yetub, fe ulâike humuz zâlimûnzâlimûne. يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا يَسْخَرْ قَوْمٌ مِّن قَوْمٍ عَسَىٰٓ أَن يَكُونُوا۟ خَيْرًا مِّنْهُمْ وَلَا نِسَآءٌ مِّن نِّسَآءٍ عَسَىٰٓ أَن يَكُنَّ خَيْرًا مِّنْهُنَّ ۖ وَلَا تَلْمِزُوٓا۟ أَنفُسَكُمْ وَلَا تَنَابَزُوا۟ بِٱلْأَلْقَٰبِ ۖ بِئْسَ ٱلِٱسْمُ ٱلْفُسُوقُ بَعْدَ ٱلْإِيمَٰنِ ۚ وَمَن لَّمْ يَتُبْ فَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلظَّٰلِمُونَ Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi karalamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir namdır! Kim de tövbe etmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir. Hucurât 12 Mealleri Karşılaştır Yâ eyyyuhellezîne âmenûctenibû kesîran minez zanni, inne ba’daz zanni ismun, ve lâ tecessesû ve lâ yagteb ba’dukum ba’dâba’dan, e yuhıbbu ehadukum en ye’kule lahme ahîhi meyten fe kerihtumûhkerihtumûhu, vettekullâhvettekullâhe, innallâhe tevvâbun rahîmrahîmun. يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱجْتَنِبُوا۟ كَثِيرًا مِّنَ ٱلظَّنِّ إِنَّ بَعْضَ ٱلظَّنِّ إِثْمٌ ۖ وَلَا تَجَسَّسُوا۟ وَلَا يَغْتَب بَّعْضُكُم بَعْضًا ۚ أَيُحِبُّ أَحَدُكُمْ أَن يَأْكُلَ لَحْمَ أَخِيهِ مَيْتًا فَكَرِهْتُمُوهُ ۚ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ ۚ إِنَّ ٱللَّهَ تَوَّابٌ رَّحِيمٌ Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir. Hucurât 13 Mealleri Karşılaştır Yâ eyyuhen nâsu innâ halaknâkum min zekerin ve unsâ ve cealnâkum şuûben ve kabâile li teârefû, inne ekremekum indallâhi etkâkum, innallâhe alîmun habîrhabîrun. يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ إِنَّا خَلَقْنَٰكُم مِّن ذَكَرٍ وَأُنثَىٰ وَجَعَلْنَٰكُمْ شُعُوبًا وَقَبَآئِلَ لِتَعَارَفُوٓا۟ ۚ إِنَّ أَكْرَمَكُمْ عِندَ ٱللَّهِ أَتْقَىٰكُمْ ۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır. Hucurât 14 Mealleri Karşılaştır Kâletil a’râbu âmennâ, kul lem tu’minû ve lâkin kûlû eslemnâ ve lemmâ yedhulil îmânu fî kulûbikum, ve in tutîullâhe ve resûlehu lâ yelitkum min a’mâlikum şey’âşey’en, innallâhe gafûrun rahîmrahîmun. ۞ قَالَتِ ٱلْأَعْرَابُ ءَامَنَّا ۖ قُل لَّمْ تُؤْمِنُوا۟ وَلَٰكِن قُولُوٓا۟ أَسْلَمْنَا وَلَمَّا يَدْخُلِ ٱلْإِيمَٰنُ فِى قُلُوبِكُمْ ۖ وَإِن تُطِيعُوا۟ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ لَا يَلِتْكُم مِّنْ أَعْمَٰلِكُمْ شَيْـًٔا ۚ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ Bedevîler “İman ettik” dediler. De ki “İman etmediniz. Öyle ise, “iman ettik” demeyin. “Fakat boyun eğdik” deyin. Henüz iman kalplerinize girmedi. Eğer Allah’a ve Peygamberine itaat ederseniz, yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” Hucurât 15 Mealleri Karşılaştır İnnemel mû’minûnellezîne âmenû billâhi ve resûlihî summe lem yertâbû ve câhedû bi emvâlihim ve enfusihim fî sebîlillâhsebîlillâhi, ulâike humus sâdikûnsâdikûne. إِنَّمَا ٱلْمُؤْمِنُونَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ ثُمَّ لَمْ يَرْتَابُوا۟ وَجَٰهَدُوا۟ بِأَمْوَٰلِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ ۚ أُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلصَّٰدِقُونَ İman edenler ancak, Allah’a ve Peygamberine inanan, sonra şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerdir. İşte onlar doğru kimselerin ta kendileridir. Hucurât 16 Mealleri Karşılaştır Kul etualli mûnallâhe bi dînikum vallâhu ya’lemu mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardardı, vallâhu bi kulli şey’in alîmalîmun. قُلْ أَتُعَلِّمُونَ ٱللَّهَ بِدِينِكُمْ وَٱللَّهُ يَعْلَمُ مَا فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِى ٱلْأَرْضِ ۚ وَٱللَّهُ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌ Ey Muhammed! De ki “Siz Allah’a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysa Allah, göklerdeki ve yerdeki her şeyi bilir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.” Hucurât 17 Mealleri Karşılaştır Yemunnûne aleyke en eslemû kul lâ temunnû aleyye islâmekum, belillâhu yemunnu aleykum en hedâkum lil îmâni in kuntum sâdikînsâdikîne. يَمُنُّونَ عَلَيْكَ أَنْ أَسْلَمُوا۟ ۖ قُل لَّا تَمُنُّوا۟ عَلَىَّ إِسْلَٰمَكُم ۖ بَلِ ٱللَّهُ يَمُنُّ عَلَيْكُمْ أَنْ هَدَىٰكُمْ لِلْإِيمَٰنِ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ Müslüman olmalarını bir lütufta bulunmuş gibi sana hatırlatıyorlar. De ki “Müslüman olmanızı bir lütuf gibi bana hatırlatıp durmayın. Tam tersine eğer doğru kimselerseniz sizi imana erdirmesinden dolayı Allah size lütufta bulunmuş oluyor.” Hucurât 18 Mealleri Karşılaştır İnnallâhe ya’lemu gaybes semâvâti vel ardardı, vallâhu basîrun bimâ ta’melûnta’melûne. إِنَّ ٱللَّهَ يَعْلَمُ غَيْبَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ ۚ وَٱللَّهُ بَصِيرٌۢ بِمَا تَعْمَلُونَ Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir. Tahrim Suresinden önce nazil olan Hucurat Suresi, Peygamber Efendimize karşı nasıl edep içinde davranılacağına ilişkin ayetler içermesi bakımından da son derece önemlidir. Nitekim surenin, Temimoğulları kabilesine mensup bazı insanların Peygamber Efendimiz ile görüşürken gösterdikleri kaba tavırlar nedeniyle nazil olduğu rivayet edilmiştir. Hucurat Suresi hakkında bilgi edinmek için yazımızın devamını okuyabilirsiniz. İşte Hucurat Suresi meali, Türkçe okunuşu ve açıklaması, faziletleri... Hucurat Suresi Arapça Okunuşu Hucurat Suresinin okunuşunu sizlerle Latin harfleri üzerinden paylaştık. Arap alfabesini öğrenmemiş okuyucularımız, çeşitli video paylaşım sitelerinde bulabilecekleri kıraat örneklerini dinleyerek surenin mahreç ve telaffuz detayları hakkında bilgi sahibi olabilir. Ya eyyühellezıne amenu la tükaddimu beyne yedeyillahi ve rasulihı vettekullah innellahe semıun alım Ya eyyühellezıne amenu la terfeu asvateküm fevka savtin nebiyyi ve la techeru lehu bil kavli ke cehri ba'dıküm li ba'dın en tahbeta a'malüküm ve entüm la teş'urun İnnellezıne yeğuddune asvatehüm ınde rasulillahi ülaikel lezınemtehanellahü kulubehüm lit takva lehüm mağfiratüv ve ecrun azıym İnnellezıne yünaduneke miv verail hucürati ekseruhüm la ya'kılun Ve lev ennehüm saberu hatta tahruce ileyhim le kane hayral lehüm vallahü ğafurur rahıym Ya eyyühellezine amenu in caeküm fazikum bi nebein fe tebeyyenu en tüsıybu kavmem bi cehaletin fe tusbihu ala ma fealtüm nadimın Va'lemu enne fıküm rasulellah lev yütıy'uküm fı kesırim minel emri le anittüm ve lakınnellahe habbebe ileykümül ımane ve zeyyenehu fı kulubiküm ve kerrahe ileykümül küfra vel füsuka vel ısyan ülaike hümür raşidun Fadlem minellahi ve nı'meh vallahü alımün hakım Ve in taifetani minel mü'minınaktetelu fe aslihu beynehüma fe im beğat ıhdalüma alel uhra fe katilületı tebğıy hatta tefıe ila emrillah fe in faet fe aslihu beynehüma bil adli ve aksitu innellahe yühıbbül müksitıyn İnnemel mü'minune ıhvetün fe aslihu beyne ehaveyküm vettekullahe lealleküm türhamun Ya eyyühellezıne amenu la yeshar kavmün min kavmin asa ey yekunu hayram minhüm ve la nisaüm min nisain asa ey yekünne hayram minhünn ve la telmizu enfüseküm ve la tenabezu bil elkab bi'sel ismül füsuku ba'del iman ve mel lem yetüb fe ülaike hümüz zalimun Ya eyyühellezıne amenütenibu kesıram minez zanni inne ba'daz zanni ismüv ve la tecessesu ve la yağteb ba'duküm ba'da e yühıbbü ehadüküm ey ye'küle lahme ehıyhi meyten fe kerihtümuh vettekullah innellahe tevvabür rahıym Ya eyyühen nasü inna halaknaküm min zekeriv ve ünsa ve cealnaküm şüubev ve kabaile li tearafu inne ekrameküm ındellahi etkaküm innellahe alımün habır Kaletil a'rabü amenna kul lem tü'minu ve lakin kulu eslemna ve lemma yedhulil imanü fi kulubiküm ve in tütıy'ulahe ve rasulehu la yelitküm min a'maliküm şey'a innellahe ğafurur rahıym İnnemel mü'minunellezıne amenu billahi ve rasulihı sümme lem yertabu ve cahedu bi emvalihim ve enfüsihim fı sebılillah ülaike hümüs sadikun Kul etüallimunellahe bi dıniküm vallahü ya'lemü ma fis semavati ve ma fil ard vallahü bi külli şey'in alım Yemünnune aleyke en eslemu kul la temünnu aleyye islameküm belillahü yemünnü aleyküm en hedaküm lil ımani in küntüm sadikıyn İnnellahe ya'lemü ğaybes semavati vel ard vallahü basıyrum bima ta'melun Hucurat Suresi Anlamı Yazımızın devamında Hucurat Suresinin Türkçe açıklaması mevcuttur. Bu açıklamayı okuyarak surenin Türkçe anlamını öğrenebilir, sure hakkında daha detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz. Ayrıca Hucurat Suresi tefsirini okuyarak surenin bahsettiği hususlar hakkındaki bilgilerinizi daha derin bir hale getirebilir, surenin mesajını daha iyi bir biçimde idrak edebilirsiniz. Ey iman edenler! Allah'ın ve Peygamberinin önüne geçmeyin. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. Ey iman edenler! Seslerinizi, Peygamber'in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber'e yüksek sesle bağırmayın, yoksa siz farkına varmadan işledikleriniz boşa gider. Allah'ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, Allah'ın, gönüllerini takvâ Allah'a karşı gelmekten sakınma konusunda sınadığı kimselerdir. Onlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır. Ey Muhammed! Odaların arkasından sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir. Onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın. Bilin ki, aranızda Allah'ın elçisi bulunmaktadır. Eğer o, birçok işlerde size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah, size imanı sevdirmiş ve onu gönüllerinize güzel göstermiş; inkârı, fasıklığı ve İslam'ın emirlerine karşı çıkmayı da çirkin göstermiştir. İşte bunlar doğru yolda olanların ta kendileridir. Allah, kendi katından bir lütuf ve nimet olarak böyle yaptı. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer Allah'ın emrine dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve onlara adaletli davranın. Çünkü Allah, âdaletli davrananları sever. Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah'a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin. Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi karalamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir namdır! Kim de tövbe etmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir. Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir. Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O'na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdâr olandır. Bedevîler "İman ettik" dediler. De ki "İman etmediniz. Öyle ise, "iman ettik" demeyin. "Fakat boyun eğdik" deyin. 2 Henüz iman kalplerinize girmedi. Eğer Allah'a ve Peygamberine itaat ederseniz, yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. " İman edenler ancak, Allah'a ve Peygamberine inanan, sonra şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerdir. İşte onlar doğru kimselerin ta kendileridir. Ey Muhammed! De ki "Siz Allah'a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysa Allah, göklerdeki ve yerdeki her şeyi bilir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir. " Müslüman olmalarını bir lütufta bulunmuş gibi sana hatırlatıyorlar. De ki "Müslüman olmanızı bir lütuf gibi bana hatırlatıp durmayın. Tam tersine eğer doğru kimselerseniz sizi imana erdirmesinden dolayı Allah size lütufta bulunmuş oluyor. " Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. Allah yaptıklarınızı hakkıyla görendir. Hucurat Suresi Faydaları İslam kaynakları, Hucurat Suresi fazileti ve sırları hakkında pek çok detay ihtiva etmektedir. Bu anlamda Hucurat Suresi hakkındaki rivayetler İslam geleneği içerisinde önemli bir yer tutmaktadır. Bir hastalıktan muzdarip olan kimseler için bir hafta boyunca yedişer kez suya üfleyerek Hucurat Suresi okumak tavsiye edilmiştir. Daha sonra bu su vasıtasıyla Hucurat Suresinin hastanın şifasına vesile olacağına inanılmaktadır. Sıkıntı içerisinde bulunan ve kendisini çaresiz hisseden kişiler, manevi bir ferahlama bulmak için Hucurat Suresi okuyabilir. Hamile kadınların Hucurat Suresi okuması halinde hem annenin hem de bebeğin Allah tarafından muhafaza edileceği rivayet edilmiştir. Peygamber Efendimiz bir hadisinde, Hucurat Suresini okuyanlara Allah'u Teala'ya itaat edenler adedince sevap verileceğini buyurmuştur. Hucurat Ne Demek? Surenin 4. ayetinde yer alan ve sureye adını veren "hucurat" kelimesi "hücre" kelimesinin çoğuludur. Nitekim hücre, sözlük karşılığı itibarı ile "başkalarının girmemesi için çevrilmiş yer" anlamına gelir. Surede kastedilen ise Peygamber Efendimiz ve ailesinin barındığı Mescid-i Nebevi'nin yanında bulunan evdir. Hucurat Suresi Kaç Ayet? Kur'an-ı Kerim'deki kısa surelerden biri olan Hucurat Suresi, 18 ayettir. Hucurat Suresi Kaç Sayfa? Hucurat Suresi az sayıda ayete sahip olmasına rağmen ayetlerinin diğer sureler ile kıyaslandığında biraz uzun olduğu söylenebilir. Dolayısıyla sure, Kur'an-ı Kerim'de yaklaşık iki buçuk sayfalık bir yer tutar. Hucurat Suresi Kaçıncı Sayfada Bulunur? Hucurat Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 514. sayfasında başlar, 516. sayfada ise tamamlanır. Hucurat Hangi Surede Bulunur? Hucurat Suresi, Kur'an-ı Kerim'de bulunan müstakil surelerden biridir ve başka bir surenin kapsamı içerisinde bulunmaz. Hucurat Suresi Nerede İndirilmiştir? İslam alimleri, Hucurat Suresinin Medine döneminde, Fetih Suresinden sonra nazil olduğu hususunda birleşmektedir. Ancak surenin 13. ayetinin Mekke döneminde indiğine dair Abdullah bin Abbas'tan aktarılan bir rivayet vardır. Bu rivayet doğru kabul edilirse surenin konu bütünlüğünün açıklanamayacağı gerekçe gösterilerek pek çok kaynak tarafından kabul edilmemiştir. Hucurat Suresi Ne Zaman Okunur? Dini kaynaklarda, Hucurat Suresi ya da herhangi bir surenin okunmaması gereken bir zaman aralığı bildirilmemiştir. Dolayısıyla münasip olduğu sürece herhangi bir zaman ya da mekanda Hucurat Suresini okumakta bir sakınca yoktur. Hucurat Suresi Ne İçin Okunur? Bir hastalığın, özellikle bedensel bir aksaklığa sebep olan bir rahatsızlığın pençesinde olan kimseler için Hucurat Suresinin okunması tavsiye edilmiştir. Çaresizlik ya da buhran içerisindeki kimselerin Hucurat Suresini okuması, manevi açıdan huzur bulmalarına vesile olarak görülmüştür. Hamile kadınlara; hem kendilerinin hem de çocuklarının sağlığının Allah'u Teala tarafından korunması için Hucurat Suresini okumaları nasihat edilmiştir. Ayrıca Hucurat Suresi, Rasul-u Ekrem'in yanında müminlerin nasıl davranacağıyla ilgili usul ve edep erkanlarından bahsetmektedir. Bu doğrultuda İslam geleneği içerisinde; büyüklerin yanında nasıl davranılacağı, nasıl saygılı olunacağı gibi konularda da Hucurat Suresinde çizilen davranış kalıpları örnek kabul edilmektedir. Dolayısıyla sureyi anlamını bilerek okumak bu açıdan da son derece önemlidir. Hucurat Suresi Abdestsiz Okunur Mu? İslam inancı gereği, Kur'an-ı Kerim'e namaz abdesti almadan dokunmak ya da Kur'an-ı Kerim'den bir sure okumak caiz değildir. Dolayısıyla Hucurat Suresini mushaf üzerinden okumak için abdest almak gerekir. Ancak ezberden okumak için abdest almanın gerekli olduğuna dair bir rivayet yoktur. Hucurat Suresi Nasıl Ezberlenir? Hucurat Suresi; yaklaşık iki buçuk sayfalık hacmiyle Kur'an-ı Kerim'in orta uzunluktaki surelerinden biridir. Dolayısıyla yeterli çaba ve pratikle ezberlenmesi mümkündür. Ezberleme sürecinin daha verimli olması için çeşitli yöntemler tavsiye edilmiştir. İslam alimleri, günün ilk saatlerinde Kur'an-ı Kerim'deki sureleri ezberlemenin daha verimli olduğu konusunda ittifak etmişlerdir. Nitekim sabah vakti, insan zihni günün yorgunluğundan daha uzaktır. Dolayısıyla bu vakitlerde ezber çalışmalarını yapmak daha faydalı olacaktır. Ezber kapasitenize göre kelime grupları belirlemek çalışmanızı büyük ölçüde kolaylaştıracaktır. Çeşitli tilavet ve kıraat örneklerini dinlemek özellikle doğru telaffuz ve mahreç şekillerini öğrenmek için son derece önemlidir. Bilhassa Arap alfabesini bilmeyen okuyucularımıza, harflerin telaffuzundaki nüansları kavrayabilmeleri için internet üzerinden okuma örneklerini incelemelerini tavsiye ederiz. Bir baştan bir sondan ayet ezberleyerek çalışmak, İslam geleneğinde hafızlar tarafından da sık sık başvurulan bir tekniktir. Bu sayede surenin sonlarına doğru meydana gelebilecek ezberdeki aksaklıkların önüne geçilmektedir. Hucurat Suresini ezberlemekte muvaffak olamayan kimselerin Hucurat Suresi yerine Kur'an-ı Kerim'den başka bir sureyi okumasında bir sakınca yoktur. Hucurat Suresi konu itibarı ile edep erkanının yanı sıra Müslümanların hem birbirleriyle hem de inkar edenlerle iletişiminin nasıl olması gerektiğine değinen bir suredir. Müminleri kardeş ilan eden surenin yerine okunacak ayetlerin de böylesi bir anlama yakın olması yeğdir. Ancak böyle bir sure ya da ayet de bilinmiyorsa herhangi bir sure okunabilir.

hucurat suresi 13 ayet anlamı