⛸️ Vücudumuzdaki Sistemler Ile Ilgili Şiirler
BxWR5. Bu yazıda “Vücudumuzdaki Sistemleri Denetlemek Ve Düzenlemek İçin Uyarıcı Maddeler Salgılayan Yapılara Ne Ad Verilir?” sorusunun cevabını kısaca Sistemleri Denetlemek Ve Düzenlemek İçin Uyarıcı Maddeler Salgılayan Yapılara Ne Ad Verilir?Vücudumuzdaki sistemleri denetleyen ve düzenleyen sistemlere iç salgı bezleri adı salgı bezlerinin salgıladığı ve doğrudan kana geçen uyarıcı maddelere ne ad verilirHORMON adı korktuğunuzda, heyecanlandığınızda ya da üzüldüğünüzde vücudunuzda ne gibi değişiklikler olur? Kalp atışları hızlanır, daha sık nefes alıp veririz, kaslarımız gerilir, gözbebekleri büyür, terleme, titreme, ağızda kuruluğu gibi değişiklikler meydana BİLGİ NOTUVücudumuzdaki sistemleri denetleyen ve düzenleyen sistemlerden biri de vücudumuzun çeşitli yerlerinde bulunan iç salgı bezleridir. İç salgı bezleri, vücudumuzdaki sistemleri denetlemek ve düzenlemek için uyarıcı maddeler içeren salgılar üretirler. Bu salgıları, bir boşaltım kanalı ile bir organa boşaltmak yerine doğrudan kana karıştırırlar. Bu nedenle iç salgı bezi olarak salgı bezlerinin salgıladığı ve doğrudan kana geçen uyarıcı maddeler, hormon olarak adlandırılır. İç salgı bezlerinden salgılanan çeşitli hormonlar vardır. Her biri farklı bir özelliğe sahip olan hormonların etkilediği hücreler de birbirinden Sınıf Fen Bilimleri KitabıYazı dolaşımı
Vücudumuzdaki sistemler birlikte ve uyumlu nasıl çalışır? Vücudumuzdaki sistemler gruplar halinde çalışarak bize önemli hizmetler verirler. İskelet ve kas sistemleri vücudumuzu taşımak ve hareket imkanı sağlamakla görevlidir. Bir yerden bir yere gidebilmek için kmik ve kaslarımızı kullanırız. Yiyecekleri ağzımıza götürmemiz. Uymak için kıvrılıp yatmamız, hatta elimizdeki bir kitabı okuyabilmemiz de kemik ve kaslar sayesinde mümkün olmaktadır. Birçok sistem vücudumuzun ihtiyacı olan enerjiyi sağlamak için uyum içinde çalışır. Sindirim sistemi yediğimiz gıdaları enerji sağlamak için lüzumlu yakıta, büyümemize ve hücrelerimizin onarımını sağlayan hammaddelere çevirir. Solunum sistemi bu yakıtı enerjiye dönüştürecek oksijeni temin eder. Dolaşım sistemi yakıtı, hammaddeleri ve oksijeni vücudumuzu her yerine tşır. İdrar sistemi ise bu maddelerden arta kalan atık ve atıkların vücut dışına boşaltılması vazifesini üstlenir. Vücudumuzdaki milyarlarca hücre nasıl böyle ahenk içinde çalışabiliyor? Bu koordinasyon ve kontrolü pek çok sisteme borçluyuz. Duyu sistemi içimizde ve çevremizde olup bitenleri beynimize aktarır. Beyin, vücudumuzun yönetici organı olarak diğer tüm organlara talimatlar gönderir. Salgı sistemikan dolaşımı aracılığıyla çeşitli organlara hormonlara göndererek beynin emirlerini ulaştırır. Son olarak da, üreme sistemi anne ve babaya bir yandan benzeyen, bir yandan da bambaşka olan yeni insanların dünyaya gelmesini sağlar. İnsan vücudundaki her sistem, faaliyetin bir bölümünü üstlenerek bir bütün halinde çalışan çeşitli organlardan meydana gelmektedir. Mesela iskelet sistemi kemik ve bağdokulardan teşekkül etmiştir. Sinir sistemini oluşturan organlar ise beyin, sinirler ve omurilikler. Sindirim sistemimiz dişler, dil, yemek borusu, mide, kalın ve ince bağırsaklar, karaciğer ve pankreastan meydana gelir. Her organ bir veya birkaç tür dokudan oluşmuştur. Mesela midemizdeki bir doku gıdaların parçalanması ve bağırsaklara taşınması görevini üstlenmiştir. Bir başka doku ise sindirim sıvılarını imal eden yumuşak bir yüzey oluşturur. Bir diğer doku da koruyucu bir kılıf halinde midenin tamamını kaplar. Dokular aynı yapıda çok sayıda hücreden meydana gelir. Hücre hayatın temel taşıdır. Birçok hücre genel olarak aynı yapıda olmakla birlikte, vücudumuzda üstlendikleri görevlere bağlı olarak faklı biçimler alabilirler. vücudumuzdaki Sistemler’, organları oluşturan hücre ve dokuların incelenmesi ile başlıyor. Başa dön tuşu
ÖĞRENME ALANI CANLILAR VE HAYAT ÜNİTE 5 VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER E- VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLERİN SAĞLIĞI VE ORGAN BAĞIŞI 1- Vücuttaki Sistemlerin Sağlığı ve Çalışması 2- Bağımlılık Yapan Maddelerin Vücuttaki Etkisi 3- Organ Bağışı ve Önemi E- VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLERİN SAĞLIĞI VE ORGAN BAĞIŞI 1- Vücuttaki Sistemlerin Sağlığı ve Çalışması Bir canlının canlılık özelliğini taşıyan en küçük yapı birimine hücre denir. Aynı yapı ve görevdeki hücreler birleşerek dokuları, benzer görevdeki dokular birleşerek organları, benzer görevdeki organlar birleşerek sistemleri, sistemlerde birleşerek canlı organizmayı yani canlı vücudunu oluştururlar. İnsan vücudunda destek ve hareket sistemi, dolaşım sistemi, bağışıklık sistemi, solunum sistemi, sindirim sistemi, boşaltım sistemi, üreme sistemi, sinir ve endokrin sistemi denetleyici ve düzenleyici sistemler gibi sistemler bulunur. İnsan vücudundaki bütün bu sistemler düzenli, uyumlu, birlikte ve birbirine bağlı olarak çalışırlar. İnsan vücudundaki herhangi bir sistemin ya da sistemleri oluşturan organlardan herhangi birinin görevini yapamaması, vücudun çalışma düzenini bozar, diğer sistemlerin çalışması etkilenir ve canlı vücudu hastalanır. Vücutta gerçekleşen her olay ve vücut tarafından yapılan her iş vücuttaki sistemlerin birlikte ve uyumlu şekilde çalışması ile gerçekleştirilir. Bağımlılığa sebep olan alkol, sigara ve uyuşturucu gibi maddeler canlı vücudunda bulunan sistemlerin çalışma düzenini ve sistemlerin arasındaki uyumluluğu bozar. SORULAR 1- Yüzücünün yüzme sırasında vücudundaki hangi sistemler çalışır? 2- Halterci halteri kaldırırken vücudundaki hangi sistemler çalışır? 3- Öğretmen ders anlatırken vücudundaki hangi sistemler çalışır? HAZIRLIK SORULARI 1- Acıkma olayının hissedilmesinin nedeni nedir? Bunu hangi sistem sağlar? 2- Kahvaltıdan kalkıp dişler fırçalanmaya gidilirken hangi sistemler çalışır? Bunu hangi sistem sağlar? 3- Yenilen besinlerden sindirilen ve sindirilmeyenlere ne olur? Bunu hangi sistem sağlar? 4- Sistemler birbirinden bağımsız olarak mı çalışırlar? HAZIRLIK SORULARI 1- Bağımlılığa sebep olan maddelerin vücuttaki sistemlere etkisi nedir? 2- Bağımlılığa sebep olan maddelere karşı çevrenin bilinçlendirilmesi için neler yapılabilir? 3- Alkol ve sigara gibi bağımlılığa neden olan maddeler sistemlerin çalışmasının nasıl etkiler? HAZIRLIK SORULARI 1- Çevredeki insanların sağlık sorunları nelerdir? 2- Sağlık sorunlarına rağmen toplumsal görevlerini devam ettiren kişiler var mıdır? 3- Sağlık sorunlarına rağmen toplumsal görevlerini devam ettiren kişiler bu görevlerini devam ettirirken neler hissederler, bu kişilere nasıl davranılması gerekir? 4- Organ bağışının toplumsal önemi nedir? 11. Etkinlik Sistemlerin Uyumu Ders Kitabı – 54 MEB Amaç Vücuttaki tüm sistemlerin birbirinden bağımsız mı yoksa birlikte ve uyum içerisinde mi çalıştığına karar verilmesinin sağlanması. Yapılacaklar ▪Etkinlikteki metin okutulur. ▪Metinde geçen olaylar ve bunları gerçekleştiren sistemlerin neler olduğu yazılır. –İyi bir yüzücü olması için çok çalışması gerektiğini düşünmesi. Denetleyici ve düzenleyici sistemler. Beyin. –Kol ve bacak kaslarının birbiriyle uyumlu çalışmasının sağlanması. Denetleyici ve düzenleyici sistemler. Beyincik. –Antrenman ve ısınma hareketleri yapması. Kol ve bacak kaslarının birbiriyle uyumlu çalışması. Destek ve hareket sistemi. –Yüzerken nefesini çok iyi ayarlaması. Denetleyici ve düzenleyici sistemler. –Nefes alması. Solunum sistemi. –Yeterli ve dengeli beslenme ve bunların sindirimi. Sindirim sistemi. –Sigara ve alkol gibi bağımlılığa sebep olan alışkanlıklardan da uzak durulması. Denetleyici ve düzenleyici sistemler. Solunum sistemi. Boşaltım sistemi. Sindirim sistemi. –Alkış seslerini duyması. Duyu organları. göz. –Heyecanlanması. Denetleyici ve düzenleyici sistemler. ▪Etkinlik sonunda vücuttaki tüm sistemlerin birlikte ve uyum içinde çalıştığı sonucuna ulaşılır. Sonuca Varalım ▪Sistemlerin birlikte ve uyum içinde çalışması gerekir. ▪Bir spor dalı seçilerek, bu spor yapılırken vücuttaki sistemlerin nasıl çalıştığını anlatan bir metin yazılır ve yazılan metni sınıf arkadaşlarıma okunur. 6. Alternatif Etkinlik Hastalıkların Sistemlere Etkisi Öğretmen Kitabı – 54 MEB Amaç Öğrencilerin vücutlarındaki tüm sistemlerin birlikte ve uyum içinde çalıştıklarının anlamalarını sağlamak. Yapılacaklar ▪Bir hastalık seçilir. ▪Seçilen hastalığın etkilediği sistemler, hastalığın oluşma sebepleri ve bu hastalıklardan korunma yolları araştırılır. ▪Araştırma sonucunda etkinlikte verilen kutucuklar doldurulur. ▪Etkinliğin tamamlanması için iki hafta süre verilir. 12. Etkinlik Görevimizi Seçelim Ders Kitabı – 55 MEB Amaç Sigara ve alkol gibi bağımlılığa sebep olan maddelerin vücuttaki sistemlerin çalışmasına etkilerinin kavranmasının sağlanması. Yapılacaklar ▪ Sınıfta üç grup oluşturulur. ▪ Her bir grup bir görev seçer. ▪ I. Grup; – Bağımlılığa sebep olan maddelerin vücuttaki sistemlere etkisi konusu ile ilgili araştırma yapar. ▪ II. Grup; – Bağımlılığa sebep olan maddelerin vücuttaki sistemlere etkisi konusu ile ilgili görsel materyallerden faydalanarak resim, poster, grafik hazırlar. ▪ III. Grup; – Bağımlılığa sebep olan maddelerin bireyin ruhsal ve sosyal yaşamı üzerindeki etkisi ile ilgili radyo, televizyon, gazete gibi iletişim araçlarından yararlanarak radyo, televizyon veya internet haberleri hazırlar. Sonuca Varalım ▪ ▪ Doğru Karar Çalışma Kitabı – 37 MEB Amaç Öğrencilerin kendilerine zarar verecek konularda “Hayır” diyebilmeleri gerektiğinin farkına varmalarının sağlanması. Yapılacaklar ▪ Etkinlikte verilen metin okutulur. ▪ Metinle ilgili sorulan sorulara verilen cevaplar kabul edilir. 13. Etkinlik Haberleri Tartışalım Ders Kitabı – 57 MEB Amaç Organ bağışının önemi konusunun öğrencilerin altı farklı bakış açısıyla değerlendirmelerinin sağlanması. Yapılacaklar ▪Sınıfta altı grup oluşturulur. ▪ Her grup bir şapka seçer ve şapkanın renginin ifade ettiği bakış açısına göre görüşlerini desteklemek için tartışma ortamı oluşturulur. – Kırmızı şapka Duygusal şapkadır. Öğrenciler düşüncelerini okudukları haberlerin kendilerinde uyandırdığı sevinç, merak, öfke, üzüntü vb. duyguları ifade edecek şekilde yönlendirilir. – Mavi şapka Derleyip toparlayıcı şapkadır. Haberlerde yer alan durumları özetler, bunların ne gibi sonuçlar doğuracağını ortaya koyacak şekilde yönlendirilir. – Sarı şapka İyimser şapkadır. Öğrenciler okudukları haberlerde yer alan avantajları ve yararları açıklarlar. – Beyaz şapka Tarafsız okudukları haberlerdeki organ bağışı ile ilgili net bilgileri, araştırmaları ve kanıtlanmış verileri ortaya koyacak şekilde yönlendirilirler. – Siyah şapka Kötümser şapkadır. Öğrenciler haberlerde yer alan tehlikeleri ve riskleri açıklayacak, haberlerin olumsuz taraflarını ele alacak şekilde yönlendirilir. – Yeşil şapka Yenilikçi ve yaratıcı şapkadır. Öğrenciler gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini düşünmeden Türkiye’de ve dünyada organ bağışını artırmak için yapılabilecek yaratıcı fikirleri ortaya koyacak şekilde yönlendirilir. ▪ Tartışma sonunda görüş ve öneriler rapor haline getirilir. ▪ Ulaşılan sonuçlar seçilen sözcü ile diğer öğrencilere aktarılır. Sonuca Varalım ▪ Organ bağışının Türkiye’deki durumunu araştırılır. ▪ Organ bağışının toplumsal önemi nedir? ▪ Organ bağışının önemini vurgulayan, organ bağışına yönlendirici slogan ve poster hazırlanarak okul panosunda sergilenir. Organ Bağışının Önemi Çalışma Kitabı – 37 MEB Amaç Öğrencilerin organ bağışının önemini vurgulamasını sağlamak. Yapılacaklar ▪ Etkinlikte verilen metin okutulur. ▪ Metinle ilgili verilen cümleler tartışma yoluyla tamamlanır. ▪ yakınları için; – öldü ama organları başka insanları yaşatıyor. Bu da yakınlarının acısını azaltır. ▪ Organ bağışı bekleyen hastalar için; – Sağlıklarına kavuşmalarını sağlayan minnet duyuyorlardır. ▪ Hasta yakınları için; –Bu olay onları sevdikleriyle yeniden sağlıklı günlere kavuşturduğu için mutlulardır. 7. Alternatif Etkinlik Duyarlılık Öğretmen Kitabı – 59 MEB Amaç Sağlık sorunları olmasına rağmen toplumsal görevini devam ettiren insanlar hakkındaki düşüncelerinin ifade edilmesinin sağlanması. Yapılacaklar ▪ Cümlelerde eksik kalan yerler kendi cümleleri ile tamamlanır. Etkinlik Sağlık Sorunlarıyla Birlikte Yaşamak Ders Kitabı – 59 MEB Amaç Sağlık sorunları olmasına rağmen toplumsal görevini devam ettiren insanlar hakkındaki düşüncelerinin ifade edilmesinin sağlanması. Yapılacaklar ▪ Ders Kitabı’nın 59. sayfasındaki fotoğraf inceletilir ve şiir okutulur. ▪ Âşık Veysel, şiirinde ne anlatmak istemektedir? ▪ Âşık Veysel’in hayat hikâyesini anlatan yazı okutulur ve metinle ilgili sorular sorulur. – Âşık Veysel bu sağlık sorunu ile nasıl mücadele etmiştir? – Âşık Veysel’in toplum için yaptığı çalışmalar nelerdir?Bu çalışmaları niçin yapmış olabilir? – Âşık Veysel’in hayat hikâyesinden neler öğrenebiliriz? 14. Etkinlik Bende Olabilirdim Ders Kitabı – 60 MEB Amaç Sağlık sorunlarıyla yaşayan kişiler hakkında bilgi edinilmesinin sağlanması. Yapılacaklar ▪Sınıfta üç grup oluşturulur. ▪ Her grup bir konu seçer ve konu ile ilgili olarak hazırlık yapar. ▪ I. Grup, I. Konu; – Sağlık sorunlarıyla birlikte toplumda görevini devam ettiren bir kişinin hayatını anlatan bir yazı hazırlanır. ▪ II. Grup, II. Konu; – Yakın çevredeki bireylerde görülen sağlık sorunlarının çeşitleri, görülme sıklığı ve bu sorunlara sahip kişilerin yaş grupları hakkında araştırma yapılır ve araştırma sonuçları tablo veya grafik kullanılarak sunulur. ▪ III. Grup, III. Konu; – Ülkemizde ve yaşadığımız çevrede sağlık sorunları bulunan kişiler için ne tür alışmalar yapıldığı hakkında araştırma yapılır ve araştırma sonuçları tablo veya grafik kullanılarak sunulur. ▪Sağlık sorunlarına AIDS, lösemi ve böbrek hastaları veya fiziksel engelliler vb. rağmen toplumda görevlerini devam ettiren bireylerin takdir edildiği onlara nasıl gösterilebilir? ▪Kişisel ve toplumsal olarak engelli bireylere, anlayışlı olunduğu nasıl gösterilebilir? ▪Sağlık sorunu olan bireylere kişisel ve toplumsal olarak ne gibi yardımlarda bulunulabilir? 37. Etkinlik Okuma Parçası Çalışma Kitabı – 38 MEB Amaç Engelli bireylerin yaşam azmi hakkında bilgi sahibi olunmasının sağlanması. Yapılacaklar ▪ Etkinlikte verilen metin okutulur. ▪ Metinle ilgili verilen sorular cevaplanır. MEB Kendimizi Değerlendirelim Ders Kitabı – 18 1- Vücutta gerçekleşen herhangi bi olayın gerçekleşmesi için hangi sistemlerin birlikte ve uyumlu çalışması gerektiği belirtilir. 2- Sigara ve alkol gibi bağımlılık yapan maddeler sindirim bozuklukları, bağırsak, böbrek, karaciğer, kalp ve damar hastalıkları, gırtlak ve akciğer kanserine, görme bozukluğu ve dikkat dağınıklığına sebep yapan maddeler, sistemlerimizin sağlığını dolayısıyla sağlığımızı etkiler. 3- Öğrenciler bu soru için farklı çizelge ve / veya grafikler hazırlayabilir. Örnek çizelge ve sütun grafikleri öğretmen kitabında verilmiştir. Bu grafik ve çizelgeleri öğrencilerin okumasını sağlamak için “En çok organ bağışı hangi yıl yapılmıştır? “2005 yılında en fazla sayıda kişinin bağış beklediği organ hangisidir?” gibi sorular sorulabilir. a 2005 yılında organ bağışı bekleyen toplam kişi vardır. 2005 yılında organlarını bağışlayan toplam 6224 kişi vardır. Bu sayı hastaların organ nakil ihtiyacını karşılamak için yeterli değildir. b Bu soru öğrencilerin kendilerini organ bağışı bekleyen bir kişinin yerine koyabilmeleri amacıyla hazırlanmıştır. c Öğrencilerin hazırladığı uygun sloganlar kabul edilir. Sloganlar sınıf ve okul panolarında sergilenebilir. 4- a sağlık sorunu nedeniyle yılmadan çalışmaya ve üretmeye devam etmiştir. b1. Herhangi bir sağlık sorunu olan ve toplumsal görevlerini yerine getiren böyle kişilere onları takdir ettiğimizi göstermeli, bu kişilerin hem toplumsal görevlerini yerine getirmeleri hem de sağlık sorunlarıyla ilgilenebilmeleri için gereken toplumsal düzenlemelerle ilgili elimizden gelen yardımı yapmalıyız. Ayrıca öğrencilerin konuyla ilgili ürettikleri fikirler kabul edilir. b2. Öğrencilerin konuyla ilgili ürettikleri fikirler kabul edilir. 2-Bağımlılık Yapan Maddelerin Vücuttaki Etkisi Alkol, sigara ve uyuşturucu bağımlılık yapan maddelerdir. Bu zararlı alışkanlıklar merak, özenti, arkadaşları tarafından kabul görme gibi sebeplerle başlar. Bu tür alışkanlıklardan uzak durarak sağlıklı yaşanması için; spor, sanat, bilim, müzik, resim gibi alanlarla uğraşılması ve sosyal etkinliklere katınılması gerekir. Bağımlılık yapan maddeler; 1- Damarların büzülmesine neden olur. 2- Kalp krizi ve felç riskini arttırır. 3- Merkezi sinir sisteminin çalışma düzenini bozar. 4- Akciğer ve karaciğer hücrelerine zarar verir. 5- Kanser riskini arttırır. Akciğer, gırtlak, ağız içi, dil, yemek borusu, pankreas, kemik iliği kanseri. 6- Sinüzit, nezle, grip, bronşit, ülser ve gastrit gibi hastalıkların daha sık görülmesine neden olur. 7- Dil, diş ve damakta tahrişe neden olur. 8- Sindirim bozuklukları, bağırsak, böbrek, karaciğer, kalp ve damar hastalıklarına neden olur. 9- Görme bozukluğu ve dikkat dağınıklığına sebep olduğu için kazaların oluşmasına yol açar. 3- Organ Bağışı ve Önemi Hayatta olan bir kişinin kendi istek ve iradesi ile ölümünden sonra doku ve organlarının başka bir insanın tedavisi için kullanılmasına izin vermesine organ bağışı denir. Organ bağışı görmeyen bir insanın görmesini ya da hayatını diyaliz cihazına bağlı olarak sürdüren bir böbrek hastasının hayata dönmesini sağlar. aBağış Yapılabilecek Organlar Sağlıklı olan her organ bağışlanabilir. Ülkemizde; kalp, akciğer, böbrek, karaciğer ve pankreas gibi organların ve kalp kapağı, gözün kornea tabakası, kas ve kemik iliği gibi dokuların nakli yapılabilmektedir. Organlarını bağışlayan bir kişi birçok insana yaşama şansı verebilir. bBağış Yapabilecek Kişiler Organ bağışı ile ilgili yasa gereği organ bağışı yapabilmek için 18 yaşını doldurmuş olmak gerekir. Bu isteğin şahitler huzurunda sözlü ve yazılı olarak yapılması ve ayrıca bunun bir doktor tarafından onaylanması gerekir. Organ bağışında bulunmak isteyen kişi ”Doku ve Organ Bağış Belge”sini doldurur ve bu belgeyi bir kimlik gibi sürekli yanında bulundurur. cOrgan Nakli Görev yapmayacak durumda olan veya hastalıklar sonucunda vücuda zararlı hale gelen bir organın yerine sağlam bir organın nakledilmesi işlemine organ nakli denir. Organ nakli canlı veya beyin ölümü gerçeklemiş kişilerden alınan organlarla yapılır. Canlı kişilerden organ nakli yapılırken, organ veren kişinin yaşamını riske sokmayacak çift organların biri alınarak yapılır böbrek, parça olarak karaciğer ve pankreas gibi. Organ nakli Sağlık Bakanlığı ve Üniversite hastanelerinin “Organ Nakil Merkezleri”nde gerçekleştirilir. NOT 1- AIDS, lösemi, böbrek hastaları, fiziksel engelliler veya kalıtsal hastalıkları olan insanlar zeka geriliği, körlük, sağırlık sağlık sorunlarıyla yaşayan engelli kişilerdir. 2- Sağlık sorunlarıyla birlikte toplumda görevlerine devam eden engelli kişilerin takdir edilmesi, onlara karşı anlayışlı olunması gerekir. Bu kişilere, toplumsal görevlerini yerine getirirken, yaşamlarını sürdürürken yardım edilmesi ve hak ettikleri anlayışın gösterilmesi gerekir. 3- Organ nakli bekleyen hastaların tedavi görebilmesi için organ bağışının yapılması gerekir. Yeterli organ bağışı yapılamadığı için, organ nakli bekleyen kişilere laboratuarlarda üretilen yapay organlar takılabilmektedir. Kalp kapakçığı, idrar kesesi yapay olarak üretildi. Damar, böbrek, karaciğer ve kalp üretilmesi için çalışmalar yapılıyor. Boston Çocuk Hastanesi doktorları tarafından idrar keselerinde doğuştan sorun bulunan 7 çocuğun önce idrar keselerinden hücre örnekleri alındı. Ardından bu hücrelerden laboratuarda idrar keseleri üretildi. Yaklaşık iki ayın ardından üretilen idrar keseleri de hücre örnekleri alınan aynı hastalara takıldı. 4- Türkiye’de 2005 yılında 6224 kişi organ bağışında bulundu. Bursa – 1952, Antalya – 589, Aydın – 477, İstanbul – 386. 5- Türkiye’de 2002–2005 yılları arasında toplam 13343 kişi organ bağışında bulundu. 6- Organ bağışı yetersizliği nedeniyle her yıl diyaliz hastalarının yüzde 10’u hayatını kaybediyor. Yeterli organ bağışı gerçekleşmediği takdirde, 30000 diyaliz mahkum yaşayan böbrek hastasının büyük bölümü hayatını kaybedecek. Bunları da sırasıyla karaciğer, kalp, pankreas ve akciğer hastaları izleyecek.
Anasayfa / Çocuk Kitapları / Bilimsel Kitaplar Sinir Sistemi İş Başında! - Vücudumuzdaki Sistemler Hakkında Bilgiler Türü Bilimsel Kitaplar Sayfa Sayısı 23 ISBN 9786053123774 Kapak Ciltsiz Ürün Özellikleri Ödeme Seçenekleri Sinir Sistemi İş Başında! - Vücudumuzdaki Sistemler Kısa Özet Vücudundaki sistemler günün her saniyesi uyum içerisinde çalışarak soluk almanı, hareket etmeni ve düşünmeni sağlar. Vücut sistemlerinin işleyişini keşfetmeye hazır mısın? Bu kitap sayesinde sinir sisteminin beyinden hassas parmak uçlarına kadar nasıl mesaj taşıdığını keşfedeceksin.
Drama ve uygulamaları konusunda Türkiye’de ve Türkiye dışında enstitülerde yapılmış yüksek lisans ve doktora tezleri, makale ve bildiriler yayınlanmıştır. Bununla birlikte, bu çalışmaların çoğu okul öncesi ve ilköğretimin birinci kademesine yönelik olduğu gözlenmektedir. Son yıllarda az da olsa ilköğretim ikinci kademe alanındaki dersleri içeren çalışmalar yapılmaya başlanmış, bu çalışmaların içine dramanın Fen ve teknoloji 81 eğitiminde kullanımıyla ilgili çalışmalarda dahil olmuştur. Diğer taraftan dramanın tekniklerinden “kukla” ve “karagöz” tekniklerinin eğitimde kullanımıyla ilgili birkaç makale dışında yayınlara rastlanılmamıştır. Drama, Kukla ve Karagözün Kullanımına İlişkin Yapılan Çalışmalar Ömeroğlu 1990 tarafından yapılan “Ana Okuluna Giden 5-6 Yaşındaki Öğrencilerin Sözel Yaratıcılıklarının Gelişmesine Dramanın Etkisi” adlı çalışmada 80 öğrenci üzerinden çalışma yürütülmüştür. Çalışmada anaokullarına giden 5-6 yaşındaki öğrencilerin sözlü iletişimde yaratıcılıklarının gelişiminde yaratıcı drama yönteminin etkisi temel alınmıştır. Çalışmada, yaratıcılık yeteneğinin bireylerde doğuştan var olduğu, uygun çevre koşullarında ve ortamda eğitimle gelişebileceği, yaratıcı dramanın günümüzde çok önemli bir eğitim modeli olarak çocukların yaratıcılık eğitiminin geliştirilmesinde kullanılması gerekliliği üzerinde durulmuştur. Çalışmada ön test olarak Torrance Yaratıcı Düşünme Testi Sözel A formu uygulanmıştır. Ön test yapıldıktan sonra deney grubuna yaratıcı drama ile eğitim verilmiştir. Son test olarak deney ve kontrol grubuna Torrance Yaratıcı Düşünme Testi B formu uygulanmıştır. Çalışmanın sonucuna göre, drama eğitimi alan öğrencilerin kontrol grubuna oranla son testte daha başarılı oldukları gözlenmiştir. Yağcı 1995, “Müzik Eğitimi ve Bir Yöntem Olarak Yaratıcı Drama Örnek Bir Model Önerisi” konulu yüksek lisans tezinde, müzik eğitimi ile yaratıcı drama ilişkisinin hangi boyutlarda geliştiğini ve bu ilişkilerin müzik eğitiminde bir yöntem olarak kullanıldığında yaratıcı dramanın ne denli etkili olabileceğini ortaya koymaya çalışmıştır. İki aşamalı yapılan araştırmanın birinci aşamasında; müzik eğitimi ve bir yöntem olarak dramanın müzik eğitiminde etkinliğinin belirlenmesi için genel tarama modeli kullanılmıştır. İkinci aşamada ise, “tek grup son test” modeline göre tasarlanmış bir uygulama yapılmıştır. Çalışmada örneklemi Milli Eğitim Bakanlığı onaylı Ankara Büyükşehir Belediyesi bünyesinde yer alan gündüz bakımevinde bulunan ve müziksel davranışların ölçülebileceği 3 yaş çocuklarından seçilen 10 çocuk oluşturmaktadır. Çalışmada araştırmacı tarafından tasarlanan yaratıcı drama etkinlikleri uygulanmış ve yine araştırmacı tarafından geliştirilen bir gözlem formu ile değerlendirme yapılmıştır. Araştırma sonucunda, müzik eğitiminde yaratıcı dramanın bir yöntem olarak uygulanabileceği görüşüyle birlikte, hedeflenen 82 müziksel davranışlara ulaşılmasında yaratıcı dramanın etkili bir yöntem olduğu ortaya konmuştur. Bunun yanı sıra çocuğun yaşamında oyun ve müziğin iç içe olduğu, taklit, dans, ritm öğeleri oyunsu nitelikleri ile çocuğun yaşamında bir bütün içerisinde var oldukları saptanmıştır. Çebi 1996, “Öğretim Amaçlı Yaratıcı Drama Yoluyla İmgesel Dil Becerisinin Geliştirilmesi” adlı doktora tezinde imgesel dil ile yaratıcı drama ilişkisini ve bu ilişkinin öğrencilerin dil becerilerinin gelişimine etkisini incelemiştir. Araştırmanın evrenini lise mezunu olup üniversite sınavına hazırlanan öğrencilerle, üniversite öğrencileri oluşturmuştur. Çalışmada birbirini izleyen beş ayrı uygulamada 6 ile 18 kişi arasında değişen gruplar oluşturulmuştur. Araştırmacı “şiir-drama atölyesi” adını verdiği bir atölye kurmuştur ve bu atölyede çalışmalarına şekil vermiştir. Haftada bir defa ikişer saatlik uygulamalar halinde belirli aralıklarla yapılmış beş ayrı uygulamadan oluşan araştırma deneysel desenlidir. Beş ayrı uygulamayı içeren araştırmada yaratıcı drama yönteminin imgesel dil becerisini geliştirdiği ve yaratıcı dramanın imgesel dil becerilerinin geliştirilmesinde geleneksel yöntemlere kıyasla daha etkili olabildiği sonucuna ulaşılmıştır. Üstündağ 1997 çalışmasında, “Vatandaşlık ve İnsan Hakları Öğretiminde Yaratıcı Dramanın Erişiye ve Derse Yönelik Öğrenci Tutumlarına Etkisi” konulu araştırmasında da drama yöntemi kullanılarak deney ve kontrol grupları arasında bilgi düzeyi ve tutum puanları açısından anlamlı farklar bulunmuştur. Yaratıcı drama uygulamaları birbirinden biçim açısından farklılaşan ve her çalışmada biri, birkaçı ya da tümünün yer aldığı ısınma, oyun, doğaçlama ve oluşumları kapsayan uygulama yöntemleri ile gerçekleştirilmiştir. 20 ders için planlanan ve birbirinden farklılıklar gösteren bu yöntemlerin uygulanması sırasında öğrencilerin değişik yaşantılar geçirmeleri sağlanmaya çalışılmıştır. Yaratıcı dramanın öğrencilerin erişileri ve derse yönelik tutumlarına olumlu yönde etkisinin olduğu ve yaratıcı drama, öğrenciyi öğrenme sürecinin içine-merkezine çektiğinden dolayı öğretmenlerin hangi dalda ve düzeyde olursa olsun hizmet içi eğitim programlarından geçirilmesi gerektiği, yaratıcı dramanın derslerde nasıl kullanılacağı konusunda bilgilendirilmeleri gerektiği sonucuna varılmıştır. 83 Adıgüzel 2000 tarafından yapılan “Müze Ortamında Drama ile Yaşantılara Dayalı Öğrenme” adlı çalışmada özellikle yaşam boyu öğrenmede ve yaşantılara dayalı öğrenmede müze pedagojisinin önemi üzerinde durulmuştur. Bununla birlikte araştırmacı, 6 kız, 11 erkek lise öğrencisi ile Anadolu Medeniyetleri Müzesine yapmış olduğu drama yöntemiyle müze gezisi sonrasında nitel yöntem ile elde ettiği öğrenci görüşlerini sunarak sonuçlarını tartışmıştır. Çalışmanın sonucuna göre, drama yöntemi öğrencilerin müze farkındalıklarının oluşması üzerinde olumlu etkiler yaratarak, öğrencilerin müze gezisinden zevk almalarını sağlamış ve müze ortamındaki öğrenmelerini desteklemiştir. Akar 2000, “Temel Eğitimin İkinci Aşamasında Drama Yöntemi ile Türkçe Öğretimi Dorothy Heathcote’un Uzman Rolü Yaklaşımı” adlı yüksek lisans tezinde Dorothy Heathcote’un geliştirdiği “Uzman Rolü Yaklaşımı”nı tanıtmayı, temel eğitimin ikinci döneminde sözlü anlatım becerilerinin geliştirilmesinde “Uzman Rolü Yaklaşımı”’nın kullanımına ilişkin kuramsal bir çerçeve çizmeyi ve işlevsel örnekler vermeyi amaçlamıştır. Çalışma tarama modelinde betimsel bir çalışmadır. Çalışmada, Dorothy Heathcote’un İngiltere’de “Uzman Rolü Yaklaşımı”nı kullanarak, alt sosyo ekonomik düzeyden 26 çocukla yaptığı 90 dakikalık bir drama dersinin videokasetleri, uygulayıcının ve öğrencilerin kullandıkları sözel dil becerileri açısından analiz edilmiştir. Bununla birlikte, “Uzman Rolü Yaklaşımı” öğrenme-öğretme kuramları; özellikle de de senaryo tabanlı öğrenme kuramı açısından incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda, “Uzman Rolü Yaklaşımı” temelinde yapılan drama dersinde, uygulayıcının sırasıyla en çok “soru sorma”, daha sonra “bilgi verme” ve “açıklama yapma” etkinliklerini kullandığı belirlenmiştir. Öğrencilerin ise en çok “tahmin etme”, “soru sorma”, “tartışma” ve “açıklama yapma” etkinliklerini kullandıkları sonucuna ulaşılmıştır. Uzman rolü yaklaşımı ile planlanmış drama uygulamalarının öğrencilerin sözlü anlatım becerilerinde olumlu bir etkide bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bunun yanı sıra çalışmada ilköğretim 4 ve 5. sınıflarda Türkçe öğretimine yönelik drama ders planları önerisinde bulunulmuştur. Karakuş 2000. “Drama Yönteminin İlköğretim 5. Sınıf Öğrencilerinin Öykü Yazma Becerilerine Etkisi” adlı yüksek lisans tezinde, öğrencilerin öykü yazma becerilerini geliştirebilmek için tasarladığı “Öykü Yazma Programı”’nın öğrencilerin bu beceriyi kazanması üzerindeki etkisini incelemiştir. Araştırmanın örneklemi 50 öğrenci olup, deney 84 ve kontrol grubu olarak ayrılan gruplardan deney grubuna drama yöntemi uygulanmıştır. Çalışmanın ölçme ve değerlendirme kısmında, her iki gruptan öykü yazmaları istenmiş, ölçme aracı olarak da “Öykü Yazma Değerlendirme Ölçeği NRS” kullanılmıştır. Çalışmanın sonucunda; deney ve kontrol grupları arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark gözlenmiştir. Okvuran 2000, “Yaratıcı Dramaya Yönelik Tutumlar” konulu doktora tezinde, yaratıcı drama alanında eğitim almış bireylerin dramaya yönelik tutumlarını ölçmeyi amaçlamış ve drama alanında araştırma yapmanın güçlüğüne değinmiştir. Çalışma kuramsal ve uygulamalı iki temel bölümden oluşmaktadır. Kuramsal bölümde dramanın doğası, dramanın doğasının öğeleri, dramada yeni yaklaşımlar, drama öğretmeninin niteliği, drama ve tutum ilişkisi incelenmiştir. Uygulama bölümünde ise, drama eğitimi alan bireylerin dramaya yönelik tutumlarını ortaya koymak amaçlanmıştır. Araştırmaya 20 – 65 yaş arası 240 yetişkin drama eğitimi almış olan bireyler katılmıştır. Çalışmanın verileri “Yaratıcı Drama Tutum Ölçeği” ile toplanmıştır. Araştırmacı çalışmasında, dramanın doğasının başlıca öğeleri metaxis, içerik/öykü, doğaçlama, drama öğretmeni ve drama etiği gibi konulara açıklık getirmiştir. Araştırmacı, drama tutum ilişkisinde; dramayı öğrenmenin tutumları etkilediğini ve tutum objesinin dramanın kendisi olduğunu belirtmiştir. Bununla birlikte, dramaya ilişkin giriş düzeyindeki eğitimlerin tutumları çok etkilemediğini görülmüştür. Yaş ilerledikçe olumlu tutumlar da artmaktadır. Çalışma süresinin de eleştirel tutumları arttırdığı belirlenmiştir. Dramaya yönelik tutumların bilişsel, duyuşsal ve devinişsel yönlerini ayrıştıran araştırmaların alana katkı sağlayacağı inanılmaktadır. Akoğuz 2002 çalışmasında, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı eğitim parklarına gönüllü olarak gelen ve yaratıcı drama atölye çalışmalarına katılan öğrencilerin, iletişim becerilerinin geliştirilmesinde yaratıcı dramanın etkisini 9-12 yaş grubundaki 18 ve 22 kişilik iki ayrı grupla gözlem yoluyla incelemiştir. Araştırmacı 12 haftalık yaratıcı drama atölye çalışması sırasında iletişim becerilerindeki gelişme ile ilgili düzenli olarak gözlem yapmış ve bu gözlemlerini bir gözlem formuyla standartlaştırmıştır. Çalışmanın sonucunda tüm katılımcılarda, çalışmanın başlangıcında yapılan gözlemlere göre iletişim becerilerinin geliştirilmesinde anlamlı bir değişiklik gözlemlenmiştir. 85 Gürol 2002 tarafından “Okulöncesi Eğitim Öğretmenleri ile Okulöncesi Öğretmen Adaylarının Eğitiminde Dramaya İlişkin Kendilerini Yeterli Bulma Düzeylerinin Belirlenmesi” adlı doktora çalışmasında, okulöncesindeki eğitimde dramanın uygulanmasına ilişkin hizmetiçi eğitime katılan okulöncesi öğretmenleri, okulöncesi öğretmenliği programında öğrenim gören öğretmen adaylarının ve bu programda görev yapan öğretim elemanlarının görüşlerini belirlemeyi amaçlamıştır. Araştırma örneklemi drama konusunda hizmetiçi eğitime katılan öğretmenler ile eğitim fakültelerinin okulöncesi öğretmenliği programının son sınıfında öğrenim gören öğrenciler ve öğretim elemanlarından oluşan 560 kişiyle sınırlı tutulmuştur. Örnekleme alınan 560 öğretmene anket gönderilmiş ve 432’si geri dönmüş, bunlardan da 377’si işleme alınmıştır. Araştırma sonuçları öğretmenlerden elde edilen sonuçlar, öğretmen adaylarından elde edilen sonuçlar ve öğretim elemanlarından elde edilen sonuçlar şeklinde üç başlık altında toplanmıştır. Buna göre, öğretmenlerin çoğunluğu, drama dersini verecek öğretmenlerin eğitim fakültelerine drama dersinin konarak ve hizmetiçi eğitim verilerek yetiştirilmesini istemişlerdir. Öğretmenlerin tamamına yakını drama uygulamalarında çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Bu sorunlar uygulamaların zorluğu, araç-gereç temini ve araç-gereç üretimi konularıdır. Öğretmen adaylarının yarıya yakını öğretim elemanlarını yeterli ve diğer yarısı da kısmen yeterli görmüştür. Öğretmen adaylarının tamamına yakını drama dersinin programda bulunmasını istemiştir. Öğretim elemanlarının tamamı drama dersinin programda bulunmasını ve zorunlu olmasını istemişlerdir. Bunun nedeni olarak eğitici dramanın yararlarını yazarak belirtmişlerdir. Ayrıca öğretim elemanları, YÖK tarafından belirlenen programın geliştirilmesi gerektiğini; okul öncesi, sınıf öğretmenliğinde zorunlu olan ve seçmeli olarak bazı bölümlerde verilen drama dersinin kredi ve saatinin yetersiz olduğunu belirtmişlerdir. Bununla birlikte öğretim elemanları, drama liderliği konusunda yeterli öğretim elemanlarının sayısının azlığı, öğretim elemanları arası uyumsuzluğun olması, fiziksel ortamın yetersizliği, uygulamaları gösteren videokasetli, CD’li kitapların bulunmaması, drama konusunda lisansüstü eğitimin sadece Ankara’da bulunması sorun olarak göstermişlerdir. Özdemir 2003 tarafından gerçekleştirilen çalışmada, duygusal zeka ve bileşenlerine, yaratıcı dramanın aşama ve hedeflerine, dramada kullanılan tekniklere değinilmiştir. Ön- test son-test karşılaştırmalı deneysel desenin kullanıldığı çalışmada Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği bölümü üçüncü sınıf öğrencileri ile çalışma 86 yürütülmüştür. Örnekleme giren öğrenci sayısı deney ve kontrol gruplarında toplam 64 öğrencidir. Araştırmaya katılan kontrol ve deney grubu öğrencilerine “Duygusal Zeka Değerlendirme Ölçeği” ön test – son test olarak uygulanmıştır. Çalışmanın sonucuna göre, son testte deney grubunun duygusal zeka puanında kontrol grubuna göre anlamlı farklılık tespit edilmiştir. Bununla birlikte geçen süre zarfında öğrencilerin toplam EQ puanları ve özbilinç, empati ve sosyal beceriler alt puanlarında anlamlı bir artış gözlenmiştir. Kontrol grubunu oluşturan öğrencilerin ön-testten aldıkları puan ile son-testten aldıkları puan arasında anlamlı bir fark gözlenmemiştir. Geçen süre zarfında kontrol grubu öğrencilerinin toplam EQ puanları ve alt puanlarında anlamlı bir artış söz konusu olmamıştır. Özsoy 2003’un “İlköğretim Matematik Derslerinde Yaratıcı Drama Yönteminin Kullanılması” adlı çalışmasında, yaratıcı drama yönteminin İlköğretim 8. sınıf “Dik Prizmaların Özellikleri ve Hacimleri” konusunun öğretimine etkisini araştırmayı amaçlamıştır. Çalışma, Balıkesir ili merkez Karesi İlköğretim Okulu 8. sınıftaki 60 öğrenciye uygulanmıştır. Çalışmada deney ve kontrol gruplu öntest-sontest deneme modeli kullanılmıştır. Çalışma sonucunda, İlköğretim 8. sınıf Dik Prizmaların Özellikleri ve Hacimleri konusunun öğretiminde yaratıcı drama yönteminin uygulanmasının öğrenci başarısını olumlu yönde etkilediği görülmüştür. Bunun yanı sıra, çalışmaya katılan öğrencilerle yapılan görüşmeler sonucunda; öğrencilerin hem eğlenip hem de öğrendiklerini, bu gibi etkinliklerin daha sık yapılmasını istediklerini ve böyle bir ders sürecinde daha etkin olduklarını ifade ettikleri belirtilmiştir. Köklü 2003’ün yapmış olduğu “Türkçe Öğretiminde 7. ve 8. Sınıf Öğrencilerine Dinlediğini Anlama Davranışının Kazandırılmasında Dramatizasyonun Etkisi” adlı yüksek lisans çalışmasına 71’i 7. sınıf, 65’i 8. sınıf olmak üzere toplam 136 öğrenci dahil edilmiştir. Çalışmada 7. sınıf öğrencilerine şiir türü ile 8. sınıf öğrencilerine ise öykü türü ile anlaşılma ve hatırlamaya yönelik etkinlikler yapılmıştır. Her iki sınıfta rastgele kontrol ve deney grupları oluşturulmuştur. Her iki ilköğretim kademesi için deney ve kontrol grupları oluşturulmuş, deney grubuna drama yöntemi ve kontrol grubuna düz okuma tekniği uygulanmıştır. Araştırma sonucunda; dramanın 7. sınıfta şiir, 8. sınıfta öykü türünde bir metnin anlaşılmasında ve hatırlanmasında düz okuma tekniğine göre, daha 87 etkili olduğu saptanmıştır. Bunun yanı sıra; kız öğrencilerin de erkek öğrencilere göre akademik başarı düzeylerinin daha yüksek olduğu saptanmıştır. Duatepe 2004, doktora çalışmasında, drama temelli geometri öğretiminin öğrencilerin başarı, tutum ve geometrik düşünme düzeyleri üzerindeki etkileri üzerine araştırma yapmıştır. Bu bağlamda araştırmacı, 7. sınıf geometri dersini drama temelli işlemek üzere ders planları hazırlamış, bu yöntemle işlenen dersin geleneksel yöntemle karşılaştırıldığında öğrencilerin geometri başarısına, geometri düşünme düzeylerine, geometri ve matematik tutumlarına etkisini gözlemeye çalışmıştır. Çalışma 2002-2003 ders yılı ikinci döneminde, bir devlet okulunda bulunan 3 7. Sınıf üzerinde gerçekleştirilmiştir. Öğrencilerin geometri başarılarını belirlemek üzere, biri “açılar ve çokgenler” ünitesine, biri “çember, daire, silindir” ünitesine ilişkin iki başarı testi ve geometriye karşı tutumları belirlemek için “Geometri Tutum Ölçeği” geliştirilmiştir. Bununla birlikte, öğrencilerin geometrik düşünme seviyelerini ölçmek için “Van Hiele Geometrik Düşünme Testi” ve matematiğe karşı tutumlarını ölçmek için “Matematik Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. İkisi deney, biri kontrol grubu olarak atanan gruplardan deney grubunda dersler drama yöntemi kullanılarak geliştirilen ders planları ile sürdürülmüştür. Kontrol grubunda ise öğretim düz anlatım yöntemi kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Her sınıfta 34 öğrenci olmak üzere toplam 102 7. sınıf öğrencisi ile gerçekleştirilen ve kontrol gruplu ön test son test deneysel araştırma modelinin kullanıldığı çalışmanın sonucunda, drama temelli geometri öğretiminin, geleneksel öğretime göre; öğrencilerin geometri başarılarını, geometrik düşünme seviyelerini, matematik ve geometriye yönelik tutumlarını önemli bir ölçüde arttırdığı gözlenmiştir. Çalışmada grupların derslerine giren öğretmenin ve deney grubu öğrencilerinin görüşlerine de yer verilmiştir. Aksoy Tokgöz 2004 tarafından gerçekleştirilen “İlköğretim 4. ve 5. sınıf Türkçe Programlarında Edebi Türlerden Öykünün Öğretiminde Yaratıcı Drama Yönteminin Etkililiği” adlı yüksek lisans çalışmasında drama yönteminin öğrenci başarısına etkisini belirlemek amacıyla, deneme modellerinden ön test-son test kontrol gruplu modele göre çalışma yürütülmüştür. Araştırmanın örneklemi 48 öğrenci olup, uygulama aşamasında kontrol grubunda edebi türlerden öykünün öğretiminde geleneksel yöntem vurgulanırken, deney grubunda ise araştırmacının kendisi tarafından hazırlanan yaratıcı drama 88 etkinliklerine göre uygulama yapılmıştır. Araştırma sonucunda; drama yönteminin geleneksel yönteme göre öğreten ve öğrenenin öğretim sürecindeki yeri ve öğrenci başarısı açısından daha etkili olduğu, bilişsel alanda yer alan amaç ve davanışlara ulaşmadaki başarı seviyesinin daha yüksek olduğu, duyuşsal alanda yer alan becerilere ulaşmadaki başarı seviyesinin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Önder ve Kamaraj 2004’ın birlikte yaptıkları çalışmada eğitici drama hakkında öğrenci, öğretmen ve anne-baba görüşlerini incelemek ve drama uygulamalarına katılan çocukların oynadıkları roller ve katıldıkları drama oyunlarına ilişkin görüşlerini belirlemek amaçlanmıştır. Çalışma için üst sosyo-ekonomik düzeyi temsil etmekte olan bir okul rastgele seçilmiş, 1-3. sınıflara devam etmekte olan 47 kız, 41 erkek öğrenci ile 7 öğretmen ve 64 veli çalışmaya katılmıştır. Çalışma deseni tarama modelli olup öğrenci, anne, baba ve öğretmenlerin eğitici drama dersine ilişkin görüşlerini öğrenmek amacıyla anket formları hazırlanmıştır. Çalışmada veriler üç tür anket ile toplanmıştır. Bunlardan birincisi öğrencilerin katıldıkları drama uygulamaları ile ilgili görüşlerinin değerlendirildiği ve 9 maddeden oluşan “öğrenci anketi”, ikincisi öğretmenlerin drama dersine katılan öğrencilerinin bazı özellik ve becerilerine ilişkin görüşlerinin değerlendirildiği ve 13 maddeden oluşan “öğretmen anketi” ve üçüncüsü de drama dersine katılan çocukların anne ve babalarına çocuklarının bazı özellikleri ve becerilerine ilişkin bilgilerin sorulduğu 19 maddeden oluşan “anne-baba anketi”dir. Çalışma 11 hafta sürmüştür. Çalışmanın sonucuna göre; öğrencilerin tamamı drama dersini çok sevdiklerini belirtmiştir. Öğrenciler eve gittiklerinde derste yaptıklarını anne-babalarına çoğunlukla anlattıklarını, anne- babaların da çoğunluğunun derste yaptıklarını çocuklarına sorduklarını ifade etmişlerdir. Öğrenciler drama dersini sevme nedenleri arasında en çok “eğlenceli ve zevkli olduğu için” görüşünü belirtmişlerdir. Anne-babaların görüşlerine göre drama dersi çocukların çatışma çözümleme becerisi ve hareketliliğin azalmasında etkilidir. Öğretmenler, drama dersinin öğrencilerin kendilerini hareketlerle ifade etme, öğretmen-öğrenci ilişkilerine olumlu katkı, sözel dil yeteneği ve duygularını ifade etme becerilerine etkisi olduğunu belirtmişlerdir. Çalışmanın sonunda da drama uygulamaları ve öğrencilerin söz konusu drama uygulamalarını tercih etme nedenlerinin ayrıntılı olarak incelenmesinin önemi vurgulanmıştır. 89 Erkan 2005 yapmış olduğu çalışmada, okulöncesi eğitime devam eden altı yaş öğrencilerine verdiği yaratıcı drama eğitiminin ve rahatlama etkinliklerinin öğrencilerin yaratıcılıklarına etkisini incelemiştir. Çalışmasında 2 deney ve 1 kontrol grubu kullanmıştır. 1. Deney grubu 20, 2. Deney grubu 20 ve kontrol grubu 20 öğrenci olmak üzere toplam 60 öğrenci ile çalışmasını
vücudumuzdaki sistemler ile ilgili şiirler