🌦️ Hac Suresi 30 Ayet Meali

Hac Suresi 30. Ayetinin Tefsiri: “Allah’ın hurumâtı”, genel olarak Allah’ın tüm emir ve yasakları, özel olarak da hacla ilgili emir ve yasaklarıdır. Cenâb-ı Hak bunlara saygı gösterilmesini, hürmetsizlik edilmemesini ve haklarının yerine getirilmesini istemektedir. Mesela Beyt-i Harâm, Mescid-i Harâm, Beled-i Harâm Hacsuresi 27 ayet Hac Suresi 26. Ayet ayet meali, tefsiri Bayındır Levent Tıp Merkezi Yorumları ve Fiyatları Gör. 28.07.2022. Inorganik bileşiklerin özellikleri: Inorganik bileşiklerin özellikleri; Sevcan Orhan Haberleri - Sevcan Orhan Kimdir - Haberler; Hac suresi 27 ayet; Hedef tokyo türkçe dublaj izle; Mendo dürüm cumalıkızık Revmnedir revm - Nedir Ne Demek Alak Suresi Meali Diyanet - Secdem / Bir Dünya İçerik. 27.07.2022. Cin Kaç Kalori, Besin Değerleri Kaloriver: Information desks - Antalya Airport; Hac suresi ezberle 10 tekrar (5.ayet) - YouTube; revm - Nedir Ne Demek; Tutku adası izle; Cin Kaç Kalori, Besin Değerleri Kaloriver; Milli bayramlar tarihleri HacSuresi 30 Ayet Kelime Meali – Anlamı Tefsiri. Ayetin Arapçası: ذٰلِكَۗ وَمَنْ يُعَظِّمْ حُرُمَاتِ اللّٰهِ فَهُوَ خَيْرٌ لَهُ عِنْدَ رَبِّه۪ۜ وَاُحِلَّتْ لَكُمُ الْاَنْعَامُ اِلَّا مَا يُتْلٰى عَلَيْكُمْ فَاجْتَنِبُوا الرِّجْسَ مِنَ 22 Sure. Hac Suresi 30. Ayet Meali, Hac 30, 22:30. Bu böyle. Kim Allah’ın hükümlerine saygı gösterirse, bu, Rabbi katında kendisi için bir hayırdır. Haramlığı size okunanların (bildirilenlerin) dışında bütün hayvanlar size helâl kılındı. Artık putlara tapma pisliğinden kaçının, yalan sözden kaçının. Hacve Umre; Zekat; DİĞER . Enfâl Suresi 36. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri 06 Nisan 2021. Enfâl Suresi 36. ayeti ne anlatıyor Diyanet işleri Bakara/30 ayet meali Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? vm2Aow. ذَلِكَ وَمَن يُعَظِّمْ حُرُمَاتِ اللَّهِ فَهُوَ خَيْرٌ لَّهُ عِندَ رَبِّهِ وَأُحِلَّتْ لَكُمُ الْأَنْعَامُ إِلَّا مَا يُتْلَى عَلَيْكُمْ فَاجْتَنِبُوا الرِّجْسَ مِنَ الْأَوْثَانِ وَاجْتَنِبُوا قَوْلَ الزُّورِ Zâlike ve men yuazzım hurumâtillâhi fe huve hayrun lehu inde rabbihrabbihî, ve uhıllet lekumul en’âmu illâ mâ yutlâ aleykum fectenibûr ricse minel evsâni vectenibû kavlez zûrzûri. zâlike işte bu, bu ve men yuazzım ve kim hürmet ederse, yüceltirse hurumâti allâhi Allah'ın haramları fe o zaman, böylece huve o hayrun hayırlı, daha hayırlı lehu ona ait, onun inde rabbi-hi onun Rabbi katında, yanında ve uhıllet ve helâl kılındı lekum sizin için, size el en'âmu büyükbaş hayvanlar illâ ancak, sadece mâ yutlâ okunan şeyler aleykum size, sizi fe ictenibû artık, bundan sonra içtinap edin, kaçının er ricse azap, ceza min el evsâni putlardan ve ictenibû ve içtinap edin, kaçının kavle söylediklerini ez zûri yalan Abdulbaki Gölpınarlı İşte budur hac ve Allah'ın, hürmeti emrettiği şeylere tâzîm eden kişiye bu hareketi, Rabbi katında hayırlıdır ve size, okunan şeyler müstesna, öküz, inek, koyun, deve helâl edilmiştir, artık çekinin putlara tapma pisliğinden ve çekinin yalan sözden. Abdullah Parlıyan Bütün bunlar, Allah tarafından tanzim edilen hacc ibadetidir. Her kim Allah'ın mukaddes emirlerine saygı gösterirse, bu Rabbinin katında kendi iyiliğinedir. Yasak oldukları size bildirilenlerin dışında, bütün hayvanlar size helal kılınmıştır. Artık o pis putlara hürmet göstermekten çekinin, yalan sözden sakının. Adem Uğur Durum böyle. Her kim, Allah'ın emir ve yasaklarına saygı gösterirse, bu, Rabbinin katında kendisi için daha hayırlıdır. Haram olduğu size okunanların dışında kalan hayvanlar size helâl kılındı. O halde, pislikten, putlardan sakının; yalan sözden sakının. Ahmed Hulusi İşte böyle. . . Kim Allâh'ın saygı gösterilmesi gerekenlerine saygı duyup gereğini uygularsa, bu yaptığı, onun için Rabbinin indînde daha hayırlıdır. . . Size bildirilenler hariç, en'am deve, sığır, koyun cinsi helal kılındı. . . O hâlde putların pisliğinden ve uydurma fikirlerden kaçının. Ahmet Tekin Emir budur. Kim Allah’ın emir ve yasaklarına şer’î mükellefiyetlere saygı gösterirse, bu kendisi için Rabbinin katında daha hayırlıdır. Haram olduğu size bildirilenlerin dışındaki hayvanlar size helâl kılındı. O halde taştan yontularak yapılan heykellere, putlara tapma gibi yasaklanmış bir amelden, küfürden, Allah’ın lânetinden, gazabından sakının, yalan, iftira, Allah’a şirk koşma ve yalancı şahitlikten kaçının. Ahmet Varol İşte böyle! Kim Alah'ın yasaklarına saygı gösterirse bu onun için Rabbinin katında hayırlıdır. Hayvanların size okunanların dışında kalanları size helal kılındı. Öyleyse iğrenç putlardan uzak durun ve yalan sözden sakının. Ali Bulaç İşte böyle; kim Allah'ın haram kıldıklarını gözetip hükümlerini yüceltirse, Rabbinin katında kendisi için hayırlıdır. Size haklarında yasaklar okunanlar dışındaki hayvanlar helal kılındı. Öyleyse iğrenç bir pislik olan putlardan kaçının, yalan söz söylemekten de kaçının. Ali Fikri Yavuz İşte bu işleri yapsınlar. Kim, Allah’ın korunmasını emrettiği şeylere hürmet ederse, bu Rabbi katında kendisi için mutlak hayırdır. Size Mâide sûresinde beyan edilib okunanlar müstesna olmak üzere, bütün davarlar size helâl kılındı. O halde pis putlardan kaçının, yalan sözden sakının. Ali Ünal Bütün bunlar, Allah’ın Hac ile ilgili emirleridir. Kim Allah’ın kendilerine saygı gösterilmesini emrettiği şeylere gereken saygıyı gösterir ve onları yüceltirse bu, onun için Rabbisinin nezdinde bütünüyle hayırdır. Haram oldukları daha önceden size bildirilmiş olanlar dışında koyunsığır türü ehlî hayvanlar size helâl kılınmıştır. Artık, puta tapıcılığın kirinden bütünüyle uzak durun ve her türlü yalan, bâtıl sözden de kaçının. Kaçının da, haram ve helâller hakkında vahye dayanmayan hükümler dışında başka söz ve kabullere asla itibar etmeyin. Bayraktar Bayraklı Yapılması gerekenler işte bunlardır. Kim Allah'ın koyduğu yasaklara saygı gösterirse, bu durum onun için Rabbinin katında daha iyidir. Haram olduğu okunanlar dışında evcil havyanlar size helâl kılındı. Artık putların pisliğinden uzak durunuz, yalan söylemekten de kaçınınız! Bekir Sadak iste boyle. Kim Allah'in yasaklarina saygi gosterirse, bu Rabbinin katinda kendi iyiligindendir. Haram oldugu size okunanlar disinda kalan hayvanlar, size helal kilindi. O halde pis putlardan sakinin; yalan sozden kacinin. Celal Yıldırım İşte Hacc ibâdeti budur. Kim Allah'ın yasakladığı hususlara, yapılmasını emrettiği şeylere saygılı olur da gereğini yerine getirirse, bu onun için Rabbinin yanında daha hayırlıdır. Size yenilmesi haram olduğu Mâide Sûresi'nde okunarak bildirilen şeyler müstesna olmak üzere davarlar helâl kılınmıştır. O halde Allah'a Onun hak dinine yönelerek O'na ortak koşmaksızın murdar putlardan uzaklaşın; yalan sözden kaçının. Cemal Külünkoğlu İşte böyle; kim Allah'ın haram kıldıklarını gözetip hükümlerini yüceltirse, bu tutum Rabbinin katında kendisi için hayırlıdır. Yasak oldukları size okunanlar bildirilenler dışında kurban etmek ve etinden yemek üzere bütün hayvanlar size helal kılınmıştır. Öyleyse iğrenç bir pislik olan putlardan ve yalan söz söylemekten de kaçının. Diyanet İşleri eski İşte böyle. Kim Allah'ın yasaklarına saygı gösterirse, bu Rabbinin katında kendi iyiliğinedir. Haram olduğu size okunanlar dışında kalan hayvanlar, size helal kılındı. O halde pis putlardan sakının; yalan sözden kaçının. Diyanet Vakfi Durum böyle. Her kim, Allah'ın emir ve yasaklarına saygı gösterirse, bu, Rabbinin katında kendisi için daha hayırlıdır. Haram olduğu size okunanların dışında kalan hayvanlar size helâl kılındı. O halde, pislikten, putlardan sakının; yalan sözden sakının. Edip Yüksel İşte böyle. Kim ALLAH’ın yasaklarına saygı gösterirse Efendisinin yanında kendisi için daha iyidir. Size özellikle bildirilenlerin haricindeki tüm çiftlik hayvanları helal yasal kılınmıştır. O halde putperestliğin felaketinden kaçının, yalan sözden sakının. Elmalılı Hamdi Yazır Emir budur, her kim de Allahın hurmetlerine ta'zîm ederse bu kendisi için rabbı ındinde mutlak hayırdır, size ise karşınızda tilâvet olunub duranlar müstesna olmak üzere bütün en'am halâl kılındı, o halde o evsandan, o pislikten kaçının ve tezvir sözden kaçının Erhan Aktaş İşte böyle. Kim Rabb’inin yasaklarına uymada gerekli özeni gösterirse, bu onun için daha hayırlıdır. Yasaklandığı bildirilen hayvanlar1 hariç, diğer hayvanlar size helal kılındı. Artık putların pisliğinden2 kaçının. Yalan sözden kaçının. 1- Bu hayvanların hangileri olduğu 6/ En’am, 145 ve 16/Nahl, 115. ayetlerde belirtilmektedir. 2- İnanç kirliliğinden. Gültekin Onan İşte böyle; kim Tanrı'nın haram kıldıklarını gözetip hükümlerini yüceltirse Rabbinin katında kendisi için hayırlıdır. Size haklarında yasaklar okunanlar dışındaki hayvanlar helal kılındı. Öyleyse iğrenç bir pislik olan putlardan kaçının; yalan söz söylemekten de kaçının. Hakkı Yılmaz 30,31 İşte böyle! Ve kim, Allah'ın dokunulmaz kıldıklarına saygı gösterirse, artık bu, kendisi için Rabbinin katında hayırdır. Size bildirilegelenden başka bütün hayvanlar size helal kılınmıştır. O hâlde Allah'a yönelmişler olarak, O'na ortak kabul edenler olmayarak o putlardan olan kirlilikten kaçının, yalan sözden de kaçının. Allah'a kim ortak koşarsa artık o kimse, gökten düşüp de kuşların kaptığı veya rüzgârın kendisini ıssız bir yere sürüklediği şey gibidir. Harun Yıldırım Durum böyle. Her kim, Allah'ın emir ve yasaklarına saygı gösterirse, bu, Rabbinin katında kendisi için daha hayırlıdır. Size okunanların dışında kalan hayvanlar size helâl kılındı. O halde, pislikten, putlardan sakının; yalan sözden sakının. Hasan Basri Çantay İşte emir budur. Kim Allahın hürmet edilmesini emreylediği şey lere ta'zıymde bulunursa bu, Rabbi indinde kendisi için mahz-ı hayırdır. Karşınızda okunagelenler müstesna olmak üzere davarlar sizin için halâl kılındı. O halde murdardan, putlardan kaçının, yalan sözden çekinin. Hayrat Neşriyat Emrimiz budur! Kim Allah’ın emir ve yasaklarına hürmet gösterirse, artık bu Rabbi katında kendisi için bir hayırdır. Haram olduğu size okunanların bildirilenlerindışında kalan sağmal hayvanlar size helâl kılınmıştır; artık o pis putlardan kaçının ve yalan sözden sakının! İbni Kesir İşte böyle. Kim Allah'ın haram kıldıklarına saygı gösterirse; Rabbı katında bu, onun hayrınadır. Size okunanlardan başka büyük hayvanlar helal kılınmıştır. O halde murdardan, putlardan kaçının ve yalan sözlerden çekinin. İskender Evrenosoğlu İşte böyle, kim Allah'ın haramlarına yasaklarına hürmet ederse, o zaman bu, Rabbinin katında kendisi için hayırlıdır. Ve size okunanlar yasak olduğu bildirilen hayvanlar hariç, hayvanlar size helâl kılındı. Artık putların pisliğinden ve yalan sözden içtinap edin kaçının. Kadri Çelik İşte böyle; kim Allah'ın hürmetli kıldıklarını yüceltirse, Rabbinin katında kendisi için daha hayırlıdır. Haram olduğu size okunanların dışında kalan hayvanlar size helâl kılındı. Öyleyse iğrenç bir pislik olan putlardan kaçının ve yalan söz söylemekten şiddetle sakının. Mehmet Ali Eroğlu Coşkuyla, işte böyle, kim Allah'ın haram kıldığını gözetip hükümlerini yüceltirse eğer, Cenab-ı Rab katında çok daha hayırlıdır. Size okunanlar dışındaki hayvanlar helal kılınmıştır. Haliyle, böylelikle iğrenç pis olan putlardan kaçının, yalan söylemekten uzak durun sizler. Mehmet Okuyan İşte böyle. Kim Allah’ın saygın kıldığı şeyleri yüceltirse, bu, Rabbinin katında kendisi için hayırlı olandır. Haram olduğu size tilavet edilen okunup aktarılanların dışında kalan hayvanlar size helal kılınmıştır. Putlardan oluşan pislikten kaçının; yalan sözden de kaçının! Muhammed Celal Şems Bu emri, Biz verdik. Kim Allah’ın hürmetli kıldıklarını onurlandırırsa, bu Rabbinin Katında kendisi için hayırlıdır. Kur’an’da zikredilenler dışında, bütün hayvanlar size helâl kılınmıştır. O halde, putların pisliğinden korunun ve yalan söylemekten kaçının. Muhammed Esed Bütün bunlar Allah tarafından öngörülmüştür; dolayısıyla, kişi eğer Allah'ın bu yasaklayıcı buyruklarını saygıyla gözetirse, bu Rabbinin katında kendi iyiliğine sonuç verecektir. Yasak oldukları size bildirilenlerin dışında, kurban etmek ve etinden yemek üzere bütün hayvanlar size helal kılınmıştır. Öyleyse artık, Allah'ın yasaklamış bulunduğu her şeyden, ve en çok da inanç ve uygulama olarak puta taparlığın her türlü bayağılığından uzak durun; asılsız her türlü sözden kaçının, Mustafa Çevik 30-31 Her kim Allah’ın belirlediği sınırlar içinde O’na karşı sorumluluklarını bilinçle yerine getirirse, bu kendi hayrınadır. Ey mü’minler! Size etlerinin yenilmesi haram olduğu bildirilenlerin dışındaki hayvanların etleri helal kılınmıştır. O halde Allah’ın yasakladığı şeyleri yemekten sakındığınız gibi, putlardan medet ummaktan ve yalan söylemekten de sakının. Şirkten ve küfürden arınmış, Allah’a teslim olmuş mü’minler olarak yaşama kararlığınızı ortaya koyun. Her kim de Allah’la birlikte başka ilahlar edinerek yaşamaya inatla devam ederse, onun durumu gökten yere düşüp yırtıcı kuşların parçalayıp yediği yahut rüzgârın sağa sola savurduğu leşe benzer. Mustafa İslamoğlu Sözün özü şudur ki; her kim Allah'ın kısıtlayıcı buyruklarına saygı gösterirse, bu Rabbi katında kendi yararına olacaktır; zaten size bildirilenler dışında kalan bütün hayvanlar size helal kılınmıştır. Ama özellikle de putlaştırmadan kaynaklanan her tür manevi pislikten sakının; bir de asılsız iddialardan kaçınarak, Ömer Nasuhi Bilmen Emir böyledir ve her kim Allah'ın hürmetlerine tazîm ederse bu onun için Rabbinin indinde bir hayırdır ve sizin için en'am helâl kılınmıştır. Ancak size hürmetleri tilâvet olunanlar müstesna! Artık putlardan ibaret olan pislikten kaçının ve yalan lakırdıdan kaçının. Ömer Öngüt İşte böyle. Her kim Allah'ın yasaklarına tâzim ederse bu, Rabbinin katında kendisi için daha hayırlıdır. Haram olduğu size okunanların dışında kalan hayvanlar size helâl kılındı. O halde murdar olan putlardan kaçının ve yalan sözden çekinin. Şaban Piriş İşte böyle, kim Allah’ın haramlarına saygı gösterirse, Rabbinin katında bu onun iyiliğinedir. Size okunandan başka, büyük baş hayvanlar helal kılınmıştır. Öyleyse, putlardan gelen pisliklerden kaçının, aslı olmayan sözden de sakının. Sadık Türkmen BU BÖYLE! Kim Allah’ın hükümlerine saygı gösterirse, bu Rabbi katında kendisi için bir hayırdır. Haramlığı size okunanların bildirilenlerin dışında, bütün hayvanlar size helal kılındı. Artık putlara tapma pisliğinden kaçının, yalan sözden kaçının. Seyyid Kutub İşte böyle. Kim Allah'ın yasaklarına saygı gösterirse bu tutum Rabb'inin katında kendisi için hayırlıdır. Tek tek sayılarak yasaklananlar dışındaki bütün hayvanlar size helâl kılındı. Artık o pis putlardan ve yalan sözden kaçınınız. Suat Yıldırım İşte durum bundan ibaret. Artık kim Allah’ın hürmet edilmesini emrettiği şeyleri tazim ederse bu, Rabbinin nezdinde kendisi için sırf hayırdır. Yenilmesi haram kılınanlar dışında, bütün hayvan size helâl edilmiştir. O halde Allah’ın yasakladığı her şeyden, özellikle pis putlardan ve yalan sözden kaçının. Süleyman Ateş İşte öyle. Kim Allâh'ın yasaklarına saygı gösterirse, o hareketi, Rabbinin yanında kendisi için iyidir. Size âyetlerle okunup açıklananlar dışındaki hayvanlar sizin için helâl kılınmıştır. Artık o pis putlardan ve yalan sözden kaçının. Süleymaniye Vakfı Bunun sebebi şudur Kim Allah’ın dokunulmaz kıldığı şeylere gereken değeri verirse Rabbinin Sahibinin katında onun için iyi olur. Size okunanın[*] dışında kalan en’âm koyun, keçi, sığır, deve helal kılındı. Onun için putların pisliğinden uzak durun; yalan sözden de uzak durun. [*] Ölen ve Allah’tan başkası adına kesilmiş olan. Bu husus En’am 6/145. âyette şöyle geçer De ki “Bana gelen vahiyde yiyene yemesi haram kılınmış bir şey bulamıyorum; leş, akmış kan, domuz eti ki pisliktir, ya da yoldan çıkmak suretiyle Allah'tan başkasının adı anılarak kesilmiş olursa başka. Kim zorda kalır da isyan etmez ve aşırı gitmezse senin Sahibin bağışlar ve merhamet eder. Tefhim-ul Kuran İşte böyle; kim Allah'ın haram kıldıklarını gözetip hükümlerini yüceltirse, Rabbinin katında kendisi için hayırlıdır. Size haklarında yasaklar okunanlar dışındaki hayvanlar helal kılındı. Öyleyse iğrenç bir pislik olan putlardan kaçının, yalan söz söylemekten de kaçının. Ümit Şimşek İşte Allah'ın buyrukları bunlardır. Kim Allah'ın hürmet edilmesini istediği şeylere saygı gösterirse, bu onun için Rabbinin katında hayırlı olur. Yasaklanmış olduğu bildirilenler dışındaki hayvanların etleri ise size helâl kılınmıştır. Putlara tapmak gibi pisliklerden ve yalan sözden de kaçının. Yaşar Nuri Öztürk İşte böyle. Kim Allah'ın yasaklarına saygılı olursa bu, Rabbi katında kendisi için çok hayırlı olur. Karşınızda okunarak açıklananlar hariç, tüm hayvanlar size helal kılınmışır. Artık putların pisliğinden, yalan sözden uzak durun. En üste taşıEn alta taşıBu yazarın mealini okumaya devam et Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz. KÜNYE HAKKIMIZDA HARİTA YASAL ARA İLETİŞİM ANASAYFA KUR’ÂNIMIZ Kuran Meali ve Tefsiri Hâkka Suresi 30. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri Hâkka Suresi 30. ayeti ne anlatıyor? Hâkka Suresi 30. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...Hâkka Suresi 30. Ayetinin Arapçasıخُذُوهُ فَغُلُّوهُۙ Hâkka Suresi 30. Ayetinin Meali AnlamıZebânîlere denir ki “Tutun onu, bağlayın, kelepçeleyin!”Hâkka Suresi 30. Ayetinin TefsiriVazifeli melekler, Allah Teâlâ’nın tâlimatıyla onları kıskıvrak yakalar, ellerini ve ayaklarını demir halkalarla boyunlarına bağlar, yetmiş zira uzunluğundaki zincirlere vurarak cehenneme atarlar. Orada onlara yardım edecek, hal hatırlarını soracak, bir tatlı söz bir tebessüm gösterecek tek bir dost bile bulunmaz. Yiyecekleri de “ğislîn”dir. اَلْغِسْل۪ينُ ğislîn, “cehennemde yananların yaralarından ve ferçlerinden akan irin”dir. “Cehennemliklerin yediği bir bitki, en kötü yiyecek” anlamı da vardır. O bedbahtları böyle feci bir âkıbete sürükleyen sebep ise › Sonsuz büyüklük sahibi Allah’a iman etmemek, › Fakirleri, yoksulları, muhtaçları doyurmaya önayak olmamak, hiçbir teşvikte bulunmamaktadır. Böyle hazin bir âkibete uğramaktan kurtulmanın tek yolu, en büyük rahmet tecellisi olarak lütfedilen Kur’ân-ı Kerîm’e inanmak ve buyruklarına sımsıkı sarılmaktırHâkka Suresi tefsiri için tıklayınız...Kaynak Ömer Çelik TefsiriHâkka Suresi 30. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız... İslam ve İhsan PAYLAŞ İslam ve İhsan İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de “Allâh katında dîn İslâm’dır …” Âl-i İmrân, 19 buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan böyle bir dîn aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” Âl-i İmrân, 85 ... Peygamber Efendimiz Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret hac etmendir” buyurdular. “İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular. İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16 Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir. Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” Muvatta’, Kader, 3. Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir. Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307 Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” er-Rad, 28 Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir. İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal ilm-i hâl sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır. İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz. Erkam Medya © islam&ihsan 2013 - 2022 altında yayınlanan yazıların tüm hakları mahfuzdur. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi yazıların tamamı izinsiz kullanılamaz. حُنَفَاء لِلَّهِ غَيْرَ مُشْرِكِينَ بِهِ وَمَن يُشْرِكْ بِاللَّهِ فَكَأَنَّمَا خَرَّ مِنَ السَّمَاء فَتَخْطَفُهُ الطَّيْرُ أَوْ تَهْوِي بِهِ الرِّيحُ فِي مَكَانٍ سَحِيقٍ Hunefâe lillâhi gayre muşrikîne bihbihî, ve men yuşrik billâhi fe ke ennemâ harre mines semâi fe tahtafuhut tayru ev tehvî bihir rîhu fî mekânin sahîksahîkın. hunefâe hanifler li allâhi Allah'a ait, Allah için gayre başka muşrikîne müşrikler, şirk koşanlar bi-hî onunla ve men yuşrik ve kim şirk koşarsa bi allâhi Allah'a fe o zaman, böylece ke ennemâ sanki, gibi harre yüksekten düştü min es semâi semadan, gökyüzünden fe o zaman, böylece tahtafu-hu onu kapar et tayru kuşlar ev veya tehvî bi-hi onu indirir er rîhu şiddetli rüzgâr fî içinde, vardır mekânin mekân, yer sahîkın uzak Abdulbaki Gölpınarlı Allah'ı bir tanıyıp ona şirk koşmaksızın ve kim, Allah'a şirk koşarsa sanki havadan düşmüştür de kuş kapmıştır onu, yahut da rüzgâr almış, pek uzak bir yere sürüp atmıştır onu. Abdullah Parlıyan Ve bütün bunları, O'ndan başka şeylere tanrısal nitelikler yakıştırmaksızın ve sahte, düzmece olan herşeyden yüz çevirip yalnızca Allah'a yönelerek yapın. Çünkü bilin ki, Allah'tan başkasına ilahlık yakıştıran kimse, gökten savrulup düşen, kuşların didikleyip kapıştığı, yahut rüzgarın uzak ıssız bir yere savurduğu kimse gibi, kendini boşlukta hisseder. Adem Uğur Kendisine ortak koşmaksızın Allah'ın hanifleri O'nun birliğini tanıyan müminler olun. Kim Allah'a ortak koşarsa sanki o, gökten düşüp parçalanmış da kendisini kuşlar kapmış, yahut rüzgâr onu uzak bir yere sürüklemiş bir nesne gibidir. Ahmed Hulusi Gayrını ona şirk koşmaksızın, Allâh için hanîfler dûnunda bir tanrı düşünmeyenler olun! Kim Esmâ'sıyla hakikati olan Allâh'a ortak koşarsa, o sanki semâdan düşmüş de kendisini kuş kapıyor yahut rüzgâr onu uzak bir mekâna atıp sürüklüyor gibidir. Ahmet Tekin Allah için, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde tasarruflarında O’na ortak koşmayan, Hakka ve tevhide yönelen kimseler olun. Allah’a ortak koşan kimse, gökten düşüp de kuşların didikleyerek kapıştığı veya rüzgârın uzak bir yere sürüklediği şeye benzer. Ahmet Varol O'na ortak koşmadan Allah'ı bir bilenler olarak putlardan kaçının. Kim Allah'a ortak koşarsa o, sanki gökten düşmüş ve kendisini kuş kapıyor yahut rüzgar onu uzak bir yere sürüklüyor gibidir. Ali Bulaç Allah'ı birleyen Hanifler olarak, O'na ortak koşmaksızın. Kim Allah'a ortak koşarsa, sanki o gökten düşmüş de onu bir kuş kapıvermiş veya rüzgar onu ıssız bir yere sürükleyip atmış gibidir. Ali Fikri Yavuz Allah için halis müslümanlar, O’na ortak koşmıyanlar olun. Her kim Allah’a ortak koşarsa, sanki o gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgâr onu uzak bir yere düşürüyor. Ali Ünal Her türlü nifak şaibesinden uzak dupduru bir Tevhid inancıyla Allah’a bağlanın ve asla O’na şirk koşanlardan olmayın. Her kim Allah’a şirk koşarsa, sanki o, baş aşağı gökten düşerken vahşi kuşlar kendisini kapıp götürmüş de didik didik etmekte veya rüzgâr onu parça parça olacağı derin bir çukura bırakmak üzere uzak, ıssız bir yere savurmaktadır. Bayraktar Bayraklı Hiçbir şeyi ortak koşmadan samimi bir şekilde Allah'a yöneliniz. Kim Allah'a ortak koşarsa, onun durumu sanki gökten düşen ve kuşlar tarafından kapılıp kaçırılan ya da rüzgârın uzak bir yere savurduğu eşya gibidir. Bekir Sadak Allah'a ortak kosmaksizin O'na yonelerek pis putlardan kacinin, yalan sozden cekinin. Allah'a ortak kosan kimse, gokten dusup de kuslarin kaptigi veya ruzgarin bir ucuruma attigi seye benzer. Celal Yıldırım Kim Allah'a ortak koşarsa, sanki o gökten düşüp de kuş onu tutup kapıyor veya rüzgâr onu ücra bir yere sürükleyip atıyor gibi kendini boşlukta hisseder. Cemal Külünkoğlu Hiçbir şeyi O'na ortak koşmadan Allah'a yönelen kimseler olun. Kim Allah'a ortak koşarsa sanki gökten yere düşmüş de kuşlara yem olmuş ya da rüzgâr tarafından sürüklenerek ıssız bir köşeye atılmış gibi olur. Diyanet İşleri eski Allah'a ortak koşmaksızın O'na yönelerek pis putlardan kaçının, yalan sözden çekinin. Allah'a ortak koşan kimse, gökten düşüp de kuşların kaptığı veya rüzgarın bir uçuruma attığı şeye benzer. Diyanet Vakfi Kendisine ortak koşmaksızın Allah'ın hanifleri O'nun birliğini tanıyan müminler olun. Kim Allah'a ortak koşarsa sanki o, gökten düşüp parçalanmış da kendisini kuşlar kapmış, yahut rüzgâr onu uzak bir yere sürüklemiş bir nesne gibidir. Edip Yüksel ALLAH’a ortak koşmayarak, kendinizi sadece O’na adayın. Kim ALLAH’a ortak koşarsa sanki gökten düşmüş ve kendisini akbaba kapmış veya rüzgar tarafından derin bir uçuruma sürükleniyor gibidir. Elmalılı Hamdi Yazır Allah için, ona şirk koşmayan hanîfler olun, her kim Allaha şirk koşarsa öyle olur ki sanki semadan düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgâr onu ücra bir yere sürüklüyordur. Erhan Aktaş Hanifler1, onunla2 Allah’a şirk koşmayanlardır. Allah’a şirk koşan kimse, sanki gökten düşen ve kuşun kaptığı3 veya rüzgârın uzak yerlere sürüklediği kimse gibidir. 1- Şirk koşmaksızın Allah’a yönelmiş olanlar. 2- Pislik olan putlar ve putlar adına kesilen hayvanlarla. 3- Yükseklerden düştüğü için param parça olan ve kuşlara yem olan kimse. Gültekin Onan Hanifler olarak O'na hiç bir ortak koşmaksızın. Kim Tanrı'ya ortak koşarsa, sanki o gökten düşmüş de onu bir kuş kapıvermiş veya rüzgar onu ıssız bir yere sürükleyip atmış gibidir. Hakkı Yılmaz 30,31 İşte böyle! Ve kim, Allah'ın dokunulmaz kıldıklarına saygı gösterirse, artık bu, kendisi için Rabbinin katında hayırdır. Size bildirilegelenden başka bütün hayvanlar size helal kılınmıştır. O hâlde Allah'a yönelmişler olarak, O'na ortak kabul edenler olmayarak o putlardan olan kirlilikten kaçının, yalan sözden de kaçının. Allah'a kim ortak koşarsa artık o kimse, gökten düşüp de kuşların kaptığı veya rüzgârın kendisini ıssız bir yere sürüklediği şey gibidir. Harun Yıldırım Kendisine ortak koşmaksızın Allah'ın hanifleri. Kim Allah'a ortak koşarsa sanki o, gökten düşüp parçalanmış da kendisini kuşlar kapmış, yahut rüzgâr onu uzak bir yere sürüklemiş bir nesne gibidir. Hasan Basri Çantay Allahın muvahhidleri, Ona eş tutmayanlar olarak kaçının, çekinin. Kim Allaha eş koşarsa o, yüksekden düşüb de parçalanmış ve kendisini kuş kapmış, yahud rüzgâr onu uzak bir yere atmış nesne gibidir. Hayrat Neşriyat Allah için, Hakk’a yönelen kimseler olarak O’na şirk koşan kimseler olmaksızın o çirkin şeylerden sakının! Kim Allah’a şirk koşarsa, bunun üzerine sanki o, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapıyor veya rüzgâr onu uzak bir yere sürüklüyor gibidir. İbni Kesir Allah'a şirk koşmaksızın, hanifler olarak. Kim Allah'a şirk koşarsa; gökten düşüp de kuşların kaptığı veya rüzgarın uçuruma attığı bir şeye benzer. İskender Evrenosoğlu Hanifler tek Allah'a teslim olan kullar, onunla putlarla, O'na şirk koşmayanlardır. Ve kim Allah'a şirk koşarsa o taktirde sanki o, gökyüzünden düşmüş de böylece onu, kuş kapmış gibi veya rüzgâr, onu uzak bir mekâna yere atmış gibidir. Kadri Çelik Allah'ı birleyenler olarak, O'na ortak koşmaksızın putlardan kaçının. Kim Allah'a ortak koşarsa, sanki o gökten düşmüş de onu bir kuş kapıvermiş veya rüzgâr onu ıssız bir yere sürükleyip atmış gibidir. Mehmet Ali Eroğlu Allah'ı bir tanıyıp ona ortak koşmaksızın yaşayın. Kim ki, Allah'a ortak koşarsa eğer Cismi sanki gökten düşmüş de bir kuş kapmış, veya rüzgar ıssız bir yere sürüklemiş gibidir. Mehmet Okuyan Kendisine ortak koşmaksızın Allah’ın hanîfleri Allah’ı birleyenler olarak yaşayın! Kim Allah’a ortak koşarsa, sanki o gökten düşüp kendisini kuş kapıyor veya rüzgâr onu uzak bir yere sürüklüyor gibidir. Muhammed Celal Şems Daima Allah’a eğilen ve O’na şirk koşmayanlar olun. Kim Allah’a ortak koşarsa, sanki o gökten düşmüş olur. Sonra kuşlar onu kapıp götürür veya rüzgâr onu uzak bir yere sürükler atar. Muhammed Esed ve bunu, O'ndan başka kimseye, hiçbir şeye tanrısal nitelikler yakıştırmaksızın ve sahte ve düzmece olan her şeyden yüz çevirip yalnızca Allah'a yönelerek yapın çünkü, bilin ki, Allah'tan başkasına tanrılık yakıştıran kimse, gökten savrulup düşen, kuşların didikleyip kapıştığı, yahut rüzgarın uzak, ıssız bir yere savurduğu kimseye benzer. Mustafa Çevik 30-31 Her kim Allah’ın belirlediği sınırlar içinde O’na karşı sorumluluklarını bilinçle yerine getirirse, bu kendi hayrınadır. Ey mü’minler! Size etlerinin yenilmesi haram olduğu bildirilenlerin dışındaki hayvanların etleri helal kılınmıştır. O halde Allah’ın yasakladığı şeyleri yemekten sakındığınız gibi, putlardan medet ummaktan ve yalan söylemekten de sakının. Şirkten ve küfürden arınmış, Allah’a teslim olmuş mü’minler olarak yaşama kararlığınızı ortaya koyun. Her kim de Allah’la birlikte başka ilahlar edinerek yaşamaya inatla devam ederse, onun durumu gökten yere düşüp yırtıcı kuşların parçalayıp yediği yahut rüzgârın sağa sola savurduğu leşe benzer. Mustafa İslamoğlu batıldan yüz çevirip yalnız Allah'a yöneldiğinizi ve O'ndan başkasına ilahlık yakıştırdımadığınızı isbat edin zira Allah'tan başkasına ilahlık yakıştıran kimse, gökten düşerek un ufak olan ve saçılan parçalarını kuşların didikleyip kaptığı, ya da rüzgarın ıssız bir köşeye savurduğu nesneye benzer. Ömer Nasuhi Bilmen Adil kimseler olduğunuz, Allah için şerik ittihaz etmemiş bulunduğunuz halde o fenalıklardan kaçınınız ve her kim Allah'a şerik koşarsa artık o sanki gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışmış veya onu rüzgâr uzak bir yere atıvermiş gibi bulunur. Ömer Öngüt O'na ortak koşmadan, Allah'ın hanifleri birleyenleri olun. Allah'a ortak koşan kimse, gökten düşüp de kuşların kaptığı veya rüzgarın bir uçuruma attığı şeye benzer. Şaban Piriş Allah’a şirk koşmayan hanifler olun. Kim Allah’a şirk koşarsa, gökten düşüp de kuşların kaptığı veya rüzgarın uçuruma attığı kimseye benzer. Sadık Türkmen Allah’a yönelen, O’na ortak koşmayan aracı edinmeyen kimseler olun. Kim Allah’a ortak koşarsa aracı edinirse, sanki gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere sürüklüyor gibidir. Seyyid Kutub Allah'ın birliğini onaylayan kimseler olunuz, O'na ortak koşmayınız. Kim Allah'a ortak koşarsa sanki gökten yere düşmüş de kuşlara yem olmuş ya da rüzgâr tarafından sürüklenerek ıssız bir köşeye atılmış gibi olur. Suat Yıldırım Allah’a ortak tanımayan halis muvahhidler olun. Çünkü bilin ki Allah’a şirk koşan kimse, gökten düşüveren ve kuşların didik didik edip kapıştığı birine yahut rüzgârın uzak ve ıssız bir yere savurduğu kimseye benzer. Süleyman Ateş Allah'a ortak koşmadan, halis olarak O'nu birleyenler olun. Kim Allah'a ortak koşarsa, o, sanki gökten düşmüş de kendisini kuş kapıyor veya rüzgâr onu, uzak bir yere sürüklüyor gibidir. Süleymaniye Vakfı Bunu, Allah için doğru kimseler olarak; şirke düşmeden yapın. Kim Allah’a şirk koşarsa gökten düşmüş de onu kuşlar kapmış ya da rüzgâr uzak bir yere sürüklemiş gibi olur. Tefhim-ul Kuran Allah'ı birleyen Hanif ler olarak, O'na hiç bir ortak koşmaksızın. Kim Allah'a ortak koşarsa, sanki o gökten düşmüş de onu bir kuş kapıvermiş veya rüzgar onu ıssız bir yere sürükleyip atmış gibidir. Ümit Şimşek Hiçbir şeyi Ona ortak koşmadan Allah'a yönelen kimseler olun. Allah'a ortak koşan kimse sanki gökten düşmüş de kuşlar onu kapıp parçalamış, yahut rüzgâr onu ıssız bir yere savurmuştur. Yaşar Nuri Öztürk Allah'a ortak koşmadan, hanîfler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgâr onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir. En üste taşıEn alta taşıBu yazarın mealini okumaya devam et Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz. ❬ Önceki Sonraki ❭ وَهُوَ ٱلَّذِىٓ أَحْيَاكُمْ ثُمَّ يُمِيتُكُمْ ثُمَّ يُحْيِيكُمْ ۗ إِنَّ ٱلْإِنسَٰنَ لَكَفُورٌ Ve huvellezî ahyâkum summe yumîtukum summe yuhyîkum, innel insâne le kefûrkefûrun. O, size hayat veren, sonra sizi öldürecek, daha sonra da diriltecek olandır. Şüphesiz, insan çok nankördür. Diyanet İşleri Başkanlığı O, size hayat veren, sonra sizi öldürecek, daha sonra da diriltecek olandır. Şüphesiz, insan çok nankördür. Diyanet Vakfı O, önce size hayat veren, sonra sizi öldürecek, sonra yine diriltecek olandır. Gerçekten insan, çok nankördür. Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş Size hayat veren O´dur sonra sizi öldürür sonra sizi yine diriltir. Gerçekten insan çok nankördür. Elmalılı Hamdi Yazır Size ilk defa hayat veren, sonra öldürecek olan, sonra da yeniden diriltecek olan O´dur. İnsan gerçekten pek nankördür. Ali Fikri Yavuz Önce sizi dirilten, sonra öldürecek olan, sonra da kabirden diriltecek olan yine O’dur. Doğrusu insan Allah’ın sayısız nimetlerine karşı çok nankördür. Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Size hayatı veren de odur, sonra sizi öldürür, sonra sizi yine diriltir, hakıkat insan çok nankördür Fizilal-il Kuran Sizi yaratan, sonra öldüren ve sonra tekrar diriltecek olan O´dur. Hiç kuşkusuz insan pek nankördür. Hasan Basri Çantay O, önce size hayaat veren, sonra sizi öldürecek, daha sonra da sizi yine diriltecek olandır. Hakıykat, şu insan çok nankördür! İbni Kesir O´dur; sizi dirilten, sonra öldürecek, sonra yine diriltecek olan. Gerçekten insan; çok nankördür. Ömer Nasuhi Bilmen Ve O, o zâttır ki, sizi diriltmiştir, sonra sizi öldürecektir, sonra sizi diriltecektir. Şüphe yok ki, insan elbette çok nankördür. Tefhim-ul Kuran Sizi diri tutan, sonra öldürecek, sonra da diriltecek olan O´dur. Gerçekten insan pek nankördür. Kuran-ı Kerim’in 22. suresi olan Hac Suresi, Medine’de nazil olmuştur ve 78 ayettir. Hac Suresi Anlamı, Arapça-Türkçe okunuşu ve Diyanet Meali ve FaziletiHac Suresi, Âyetlerinin çoğu Mekke’de, bir kısmı ise Medine döneminde inmiştir. 78 âyettir. Hac ibadetinden bahsettiği için bu adı Sure Hac Suresi Hakkında Kısa BilgiHac Suresi; Kuran-ı Kerim’in 22. sûresidir. ayetleri Medine’de, öteki ayetler Mekke’de inmiştir. 78 ayetten oluşur. Sûrenin adı 27. ayette geçer. Hac Sûresi iman, tevhid, kıyamet belirtilerini ölümünden sonra dirilmeyi, Allah yolunda cihadı, hac ve kurban hakkında hükümleri Suresi Fazileti ve SırlarıHacc Sûresinin 1 ve 2. ayetlerinde geçen,“Ey insanlar! Rabbinizin azabından sakının; doğrusu kıyamet gününün sarsıntısı müthiş bir şeydir!Kıyameti gördüğünüzde, her emzikli kadın emzirdiği çocuğu unutur, her hamile kadın karnındaki çocuğu düşürür. İnsanları sarhoş gibi görürsün oysa onlar sarhoş değildirler ama ne var ki Allah’ın azabı çok çetin ve dehşetlidir.” ayetini okuyan mü’minler dehşete geçen bir rivayette şöyle denilmektedir“Bunu Hac Sûresini duyanlar ümitsizliğe kapıldılar, öyle ki yüzlerinde tebessüm görülemedi. Rasûlullah sav bunu görünce şunları söyledi“Siz amel ediniz ve size müjdeler olsun, nefsim elinde olana yemin ederim ki, sizler iki yaratık türü ile birlikte olacaksınız ve bunlar kiminle birlikte olurlarsa mutlaka onun sayısını çoğaltırlar. Bunlar ise Ye’cuc ve Me’cuc ile Âdemoğullarmdan ve İblis’in çocuklarından ölenlerdir.”İmran dedi ki Bunun üzerine duydukları o sıkıntı kısmen gitti. Daha sonra şöyle buyurdu“Siz amel ediniz, size müjdeler olsun ki; Muhammed sav’in canı elinde bulunana yemin ederim. Siz sayınız itibariyle insanlar arasında ancak devenin böğründeki bir ben gibi, yahut bineğin ön ayağındaki tüy bitmeyen sert benek gibisiniz.” TirmizîHac Suresi’nin 18. ve 77. Ayetleri secde ayetidir. Bu ayetler okunduktan sonra secde yapmak gerekir. Bu sûrenin faziletine dair Tirmizî, Ebû Dâvûd ve Dârakut-nî’nin rivayet ettikleri bir hadis-i şerifde ;Ukbe b. Amir şöyle demiştir“Ey Allah’ın Rasûlü, dedim, el-Hac Sûresi kendisinde bulunan iki secde ile diğerlerine üstün kılınmıştır. Şöyle buyurdu “Evet; bu iki secdeyi yapmayacak olan, o iki âyeti okumasın.”Hacc Sûresi, mahşerin dehşetinden emin olmak için Suresi Latin Harfli Okunuşu Ve Türkçe MealiBismillâhirrahmânirrahîmHac Suresi 1. Ayet Yâ eyyuhen nâsuttekû rabbekum, inne zelzeletes sâati şey’un azîmazîmun. Ey insanlar! Rabbinize karşı takva sahibi olun. O saatin kıyâmetin zelzelesi şiddetli sarsıntısı, muhakkak ki çok büyük bir Suresi 2. Ayet Yevme teravnehâ tezhelu kullu murdıatin ammâ erdaat ve tedau kullu zâti hamlin hamlehâ ve teren nâse sukârâ ve mâ hum bi sukârâ ve lâkinne azâballâhi şedîdşedîdun. Onu kıyâmeti gördüğünüz gün, emziren kadınların hepsi, emzirdiğini unutup bırakır ilgilenmez. Yük bebek taşıyan kadınların hepsi, taşıdığı yükü bebeğini düşürür. Ve insanları, sarhoş olmadıkları halde sarhoş görürsün. Ve lâkin Allah’ın azabı çok Suresi 3. Ayet Ve minen nâsi men yucâdilu fîllâhi bi gayri ilmin ve yettebiu kulle şeytânin merîdmerîdin. Ve insanlardan öyle kimseler vardır ki; ilmi olmaksızın, Allah hakkında mücâdele eder ve bütün azgın şeytanlara tâbî olurlar.Hac Suresi 4. Ayet Kutibe aleyhi ennehu men tevellâhu fe ennehu yudılluhu ve yehdîhi ilâ azâbis saîrsaîri. Onun şeytanın üzerine yazıldı ki; kim, ona şeytana dönerse, o taktirde onu mutlaka dalâlete düşürür ve onu cehennem azabına Suresi 5. Ayet Yâ eyyuhen nâsu in kuntum fî raybin minel ba’si fe innâ halaknâkum min turâbin summe min nutfetin summe min alakatin summe min mudgatin muhallekatin ve gayri muhallekatin li nubeyyine lekum, ve nukırru fîl erhâmi mâ neşâu ilâ ecelin musemmen summe nuhricukum tıflen summe li teblugû eşuddekum ve minkum men yuteveffâ ve minkum men yuraddu ilâ erzelil umuri li keylâ ya’leme min ba’di ilmin şey’âşey’an, ve terel arda hâmideten fe izâ enzelnâ aleyhel mâehtezzet ve rabet ve enbetet min kulli zevcin behîcbehîcin.Ey insanlar! Eğer beas edilmekten tekrar diriltilmekten şüphe içinde iseniz… Oysa muhakkak ki Biz sizi, size beyan edelim açıklayalım diye önce topraktan inorganik ve organik maddelerden, sonra bir nutfeden bir damladan, sonra bir alakadan rahim duvarına bir noktadan bağlı duran embriyodan, sonra şekillendirilmiş ve şekillendirilmemiş bir çiğnemlik et görünümünde mudgadan yarattık. Ve sizi, dilediğimiz süreye kadar rahimlerde tutarız. Sonra sizi, ergenlik çağına ulaşmak üzere bebek olarak çıkarırız. Ve sizden bir kısmınız vefat ettirilir. Ve sizden bir kısmınız, sonradan ilimden bir şey bilemez hale gelsin diye ömrünün ihtiyarlık çağına döndürülür. Ve arzı yeryüzünü kurumuş görürsün. Fakat ona su indirdiğimiz zaman hareketlenir ve kabarır ve bütün güzel çiftlerden bitkiler Suresi 6. Ayet Zâlike bi ennallâhe huvel hakku ve ennehu yuhyil mevtâ ve ennehu alâ kulli şey’in kadîrkadîrun. Muhakkak ki Allah, işte O, Hakk’tır. Ve muhakkak ki O, ölüleri diriltir ve muhakkak ki O, herşeye Suresi 7. Ayet Ve ennes sâate âtiyetun lâ raybe fîhâ ve ennallâhe yeb’asu men fîl kubûrkubûri. Ve onda vuku bulacağında şüphe olmayan o saat kıyâmet mutlaka gelecektir. Ve muhakkak ki Allah, kabirlerde olan kimseleri beas edecektir diriltecektir.Hac Suresi 8. Ayet Ve minen nâsi men yucâdilu fîllâhi bi gayri ilmin ve lâ huden ve lâ kitâbin munîrmunîrin. Ve insanlardan öyle kimseler vardır ki; bir ilme, bir hidayetçiye ve nurlu aydınlatıcı bir kitaba sahip olmaksızın Allah hakkında mücâdele Suresi 9. Ayet Sâniye ıtfihî li yudılle an sebîlillâhsebîlillâhi, lehu fid dunyâ hızyun ve nuzîkuhu yevmel kıyâmeti azâbel harîkharîkı. Allah’ın yolundan saptırmak için onu Allah’ın dînindeki esasları eğip büker değiştirir. Onun için dünyada rezillik vardır. Ve ona kıyâmet günü yakıcı bir azap Suresi 10. Ayet Zâlike bimâ kaddemet yedâke ve ennallâhe leyse bi zallâmin lil abîdabîdi. İşte bu, senin ellerinle takdim edilen şeyler yaptığın zulümler sebebiyledir. Ve muhakkak ki Allah, abidler Allah’a kul olanlar için zulmedici Suresi 11. Ayet Ve minen nâsi men ya’budullâhe alâ harfharfın, fe in asâbehu hayrunıtmeenne bihbihî, ve in asâbethu fitnetuninkalebe alâ vechihî, hasired dunyâ vel âhırehâhırete, zâlike huvel husrânul mubînmubînu. İnsanlardan öyle kimseler vardır ki, Allah’a az gönülsüz ibadet eder. Ona bir hayır isabet etse onunla tatmin olur. Ve bir fitne isabet etse yüz geri döner. Onlar, dünyada ve ahirette hüsrandadır. İşte o, apaçık Suresi 12. Ayet Yed’û min dûnillâhi mâ lâ yedurruhû ve mâ lâ yenfeuhyenfeuhu, zâlike huved dalâlul baîdbaîdu. Kendilerine zarar ve fayda vermeyen, Allah’tan başka şeylere dua ederler. İşte bu, uzak bir Suresi 13. Ayet Yed’û le men darruhû akrabu min nef’ıhnef’ıhî, le bi’sel mevlâ ve le bi’sel aşîraşîru. Gerçekten, zararı yararından daha yakın daha fazla olana dua ederler. Onların taptıkları şeyler, ne kötü dost yardımcı ve ne kötü Suresi 14. Ayet İnnallâhe yudhılullezîne âmenû ve amilûs sâlihâti cennâtin tecrî min tahtihel enhârenhâru, innallâhe yef’alu mâ yurîdyurîdu. Muhakkak ki Allah, âmenû olanları ölmeden önce Allah’a ulaşmayı dileyenleri ve amilüssalihat nefs tezkiyesi yapanları, altından nehirler akan cennete dahil edecektir. Muhakkak ki Allah, dilediğini Suresi 15. Ayet Men kâne yezunnu en len yensurehullâhu fîd dunyâ vel âhıreti felyemdud bi sebebin iles semâi summel yakta’ felyenzur hel yuzhibennekeyduhu mâ yagîzyagîzu. Kim Allah’ın, ona dünyada ve ahirette asla yardım etmeyeceğini zannediyorsa, o zaman semaya gökyüzüne bir sebep uzatsın. Sonra da onu o sebebi, irtibatı kessin. O taktirde baksın, O’nun hilesi, onun öfkelendiği şeyi başına gelen musîbeti giderir mi?Hac Suresi 16. Ayet Ve kezâlike enzelnâhu âyâtin beyyinâtin ve ennallâhe yehdî men yurîdyurîdu. Ve işte böylece Biz, onu apaçık âyetler halinde indirdik. Ve muhakkak ki Allah, dilediği kimseyi hidayete erdirir Kendisine ulaştırır.Hac Suresi 17. Ayet İnnellezîne âmenû vellezîne hâdû ves sâbiîne ven nasârâ vel mecûse vellezîne eşrekû innallâhe yafsılu beynehum yevmel kıyâmehkıyâmeti, innallâhe alâ kulli şey’in şehîdşehîdun. Gerçekten âmenû olan Allah’a ulaşmayı dileyen kimseler ile haduların yahudilerin, sabiinlerin yıldızlara tapanların, hristiyanların, mecusilerin ateşe tapanların ve şirk koşanların putlara tapanların; onların arasını Allah, kıyâmet günü mutlaka cennet ve cehennem ehli olarak ayıracaktır. Muhakkak ki Allah, herşeye Suresi 18. Ayet E lem tera ennallâhe yescudu lehu men fis semâvâti ve men fîl ardı veş şemsu vel kameru ven nucûmu vel cibâlu veş şeceru ved devabbu ve kesîrun minen nâsnâsi, ve kesîrun hakka aleyhil azâbazâbu, ve men yuhinillâhu fe mâ lehu min mukrimmukrimin, innallâhe yef’alu mâ yeşâ’yeşâu.SECDE ÂYETİGöklerde ve yeryüzünde olan kimseler, Güneş, Ay ve yıldızlar, dağlar, ağaçlar ve yürüyen hayvanlar ve insanlardan çoğu; görmüyor musun görmedin mi ki Allah’a secde ediyorlar. İnsanların çoğunun üzerine azap hak oldu ve Allah, kimi zayıf düşürürse alçaltırsa artık ona ikram eden yoktur. Muhakkak ki Allah, dilediğini Suresi 19. Ayet Hâzâni hasmânihtesamû fî rabbihim fellezîne keferû kuttıat lehum siyâbun min nârnârin, yusabbu min fevkı ruûsihumul hamîmhamîmu. Bu ikisi mü’minler ve kâfirler, Rab’leri hakkında mücâdele eden iki hasımdır. O inkâr edenler ki onlar için ateşten elbiseler biçilmiştir. Onların başlarının üzerinden kaynar su Suresi 20. Ayet Yusheru bihî mâ fî butûnihim vel culûdculûdu. Onunla, onların karınlarındakiler iç organları ve ciltleri derileri Suresi 21. Ayet Ve lehum makâmıu min hadîdhadîdin. Ve onlar için demirden kamçılar Suresi 22. Ayet Kullemâ erâdû en yahrucû minhâ min gammin uîdû fîhâ ve zûkû azâbel harîkharîkı. Izdıraptan dolayı oradan her çıkmak istediklerinde, oraya geri iade edilirler. Ve kendilerine “Yakıcı azabı tadın!” denir.Hac Suresi 23. Ayet İnnallâhe yudhılullezîne âmenû ve amilus sâlihâti cennâtin tecrî min tahtihel enhâru yuhallevne fîhâ min esâvira min zehebin ve lu’luâlu’luen, ve libâsuhum fîhâ harîrharîrun. Muhakkak ki Allah, âmenû olanları Allah’a ulaşmayı dileyenleri ve salih amel işleyenleri nefs tezkiyesi yapanları altından nehirler akan cennetlere dahil eder. Onlar, orada altın bileziklerle ve incilerle süslenirler. Orada onların libası elbiseleri Suresi 24. Ayet Ve hudû ilet tayyibî minel kavli ve hudû ilâ sırâtıl hamîdhamîdi. Onlar, sözün güzeline Allahû Tealâ’ya ulaşmayı dilemeye yöneltildiler ve Sıratı Hamîd’e İslâm’ın 7 safhasından birincisinin yoluna hidayet olundular ulaştırıldılar.Hac Suresi 25. Ayet İnnellezîne keferû ve yasuddûne an sebîlillâhi vel mescidil harâmillezî cealnâhu lin nâsi sevâenil âkıfu fîhi vel bâdbâdı, ve men yurid fîhi bi ilhâdin bi zulmin nuzıkhu min âzâbin elîmelîmin. Muhakkak ki kâfir olanlara ve Allah’ın yolundan alıkoyanlara ve yerlilere de dışarıdan gelenlere de eşit kıldığımız Mescid-i Haram’dan men edenlere ve orada zulüm ile Hakk yolundan saptırmak isteyen kimselere elîm azaptan Suresi 26. Ayet Ve iz bevve’nâ li ibrâhîme mekânel beyti en lâ tuşrik bî şey’en ve tahhir beytiye lit tâifîne vel kâimîne ver rukkais sucûdsucûdi. Hz. İbrâhîm’e Beyt’in mekânını Kâbe’nin yerini indirdiğimiz gösterdiğimiz zaman “Bana hiçbir şeyi ortak koşma! Ve Beytim’i Evim’i tavaf edenler, kaim olanlar ayakta duranlar, rükû edenler ve secde edenler için temiz tut.” dedik.Hac Suresi 27. Ayet Ve ezzin fîn nâsi bil hacci ye’tûke ricâlen ve alâ kulli dâmirin ye’tîne min kulli feccin amîkamîkın. Ve insanların arasında haccı ilân et ki, yaya olarak ve develer üzerinde uzak dağ yollarının hepsinden sana Suresi 28. Ayet Li yeşhedû menâfia lehum ve yezkurusmallâhi fî eyyâmin ma’lûmâtin alâ mâ rezakahum min behîmetil en’âmen’âmi, fe kulû minhâ ve at’ımul bâisel fakîrfakîre. Kendilerinin menfaatlerine faydalandıkları şeylere şahit olsunlar. Ve onları, rızıklandırdığı hayvanların üzerine belli günlerde Allah’ın İsmi’ni ansınlar kurban kessinler. Böylece ondan yeyiniz ve muhtaç fakirleri doyurunuz!Hac Suresi 29. Ayet Summel yakdû tefesehum vel yûfû nuzûrahum vel yettavvefû bil beytil atîkatîkı. Sonra kirlerini gidersinler ihrama girsinler. Ve nezirlerini adaklarını ifa etsinler yerine getirsinler. Ve Beyt-i Atik’i ilk ev Kâbe’yi tavaf Suresi 30. Ayet Zâlike ve men yuazzım hurumâtillâhi fe huve hayrun lehu inde rabbihrabbihî, ve uhıllet lekumul en’âmu illâ mâ yutlâ aleykum fectenibûr ricse minel evsâni vectenibû kavlez zûrzûri.İşte böyle, kim Allah’ın haramlarına yasaklarına hürmet ederse, o zaman bu, Rabbinin katında kendisi için hayırlıdır. Ve size okunanlar yasak olduğu bildirilen hayvanlar hariç, hayvanlar size helâl kılındı. Artık putların pisliğinden ve yalan sözden içtinap edin kaçının.Hac Suresi 31. Ayet Hunefâe lillâhi gayre muşrikîne bihbihî, ve men yuşrik billâhi fe ke ennemâ harre mines semâi fe tahtafuhut tayru ev tehvî bihir rîhu fî mekânin sahîksahîkın. Hanifler tek Allah’a teslim olan kullar, onunla putlarla, O’na şirk koşmayanlardır. Ve kim Allah’a şirk koşarsa o taktirde sanki o, gökyüzünden düşmüş de böylece onu, kuş kapmış gibi veya rüzgâr, onu uzak bir mekâna yere atmış Suresi 32. Ayet Zâlike ve men yuazzım şeâirallâhi fe innehâ min takvâl kulûbkulûbi. Ve işte kim, Allah’ın şiarlarına emirlerine, farzlarına hürmetle uyarsa bunun sebebi muhakkak ki onların kalplerinin takva sahibi Suresi 33. Ayet Lekum fîhâ menâfiu ilâ ecelin musemmen summe mahılluhâ ilel beytil atîkatîki. Onda, sizin için belli bir süreye kesilme zamanına kadar menfaatler sütünde, yününde faydalar vardır. Sonra onun yeri, Beyt-i Atik Kâbe’ Suresi 34. AyetVe li kulli ummetin cealnâ menseken li yezkurûsmallâhi alâ mâ razakahum min behîmetil en’âmen’âmi, fe ilâhukum ilâhun vâhıdun fe lehû eslimû ve beşşiril muhbitînmuhbitîne.Ve Biz, bütün ümmetler için kurban konusunda aynı usulleri tayin ettik ki onlara, Allah’ın rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine Allah’ın İsmi’ni zikretsinler Allah’ın İsmi ile kurbanları kessinler. O halde, sizin İlâhınız Tek Bir İlâh’tır. Öyleyse O’na teslim olun! Ve muhbitleri Suresi 35. Ayet Ellezîne izâ zukirallâhu vecilet kulûbuhum vas sâbirîne alâ mâ esâbehum vel mukîmis salâti ve mimmâ razaknâhum yunfikûnyunfikûne. Onlar, Allah’ı zikrettikleri zaman kalpleri titreyenlerdir Allah’tan gelen bir cereyanla kalpleri ve vücutları sarsılanlardır. Onlara isabet edenlere musîbetlere sabredenlerdir ve salâtı namazı ikame edenlerdir. Ve onlar, onları rızıklandırdığımız şeylerden infâk Suresi 36. Ayet Vel budne cealnâhâ lekum min şeâirillâhi lekum fîhâ hayrhayrun, fezkurûsmallâhi aleyhâ savâffsavâffe, fe izâ vecebet cunûbuhâ fe kulû minhâ ve at’ımûl kânia vel mu’terrmu’terra, kezâlike sahharnâhâ lekum leallekum teşkurûnteşkurûne.Bedeneleri deve ve sığır cinsi hayvanları, sizin için Allah’ın şiarlarından emirlerinden, farzlarından kıldık. Onda onların kurban edilmesinde sizin için hayır vardır. Onların kurbanlarının üzerine saf dururken ayaktayken tekbir getirin, kurban kesilirken Allah’ın İsmi’ni zikredin besmele ile kesin. Yanları üzerine düşünce kesilince, artık ondan yeyin ve isteyeni de istemeyeni de doyurun. İşte böylece onu, size musahhar kıldık boyun eğdirdik. Umulur ki, böylece siz Suresi 37. Ayet Len yenâlellâhe luhûmuhâ ve lâ dimâuhâ ve lâkin yenâluhut takvâ minkum, kezâlike sahharahâ lekum li tukebbirûllâhe alâ mâ hedâkum, ve beşşiril muhsinînmuhsinîne. Onun kurbanların, etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat sizden O’na, takva Allah’a teslim olma ulaşır. İşte böylece size, onu musahhar kıldı. Sizi hidayete erdirdiği şey üzerine hidayete erdirmesi sebebiyle Allah’ı tekbir etmeniz için. Ve muhsinleri Allah’a fizik vücutlarını teslim edenleri müjdele!Hac Suresi 38. Ayet İnnallâhe yudâfiu anillezîne âmenû, innallâhe lâ yuhıbbu kulle havvânin kefûrkefûrin. Muhakkak ki Allah, âmenû olanlardan Allah’a ulaşmayı dileyenlerden belâları defeder uzaklaştırır. Muhakkak ki Allah, hain ve kâfirlerin hiçbirini Suresi 39. Ayet Uzine lillezîne yukâtelûne bi ennehum zulimzulimû, ve innallâhe alâ nasrihim le kadîrkadîrun. Zulme uğramaları sebebiyle savaşanlara savaşmaları için izin verildi. Ve şüphesiz Allah, onlara yardıma muhakkak ki Suresi 40. Ayet Ellezîne uhricû min diyârihim bi gayri hakkın illâ en yekûlû rabbunallâhrabbunallâhu, ve lev lâ def’ullâhin nâse ba’dahum bi ba’dın lehuddimet savâmıu ve biyaun ve salavâtun ve mesâcidu yuzkeru fîhesmullâhi kesîrâkesîran, ve le yansurennallâhu men yansuruhyansuruhu, innallâhe le kaviyyun azîzazîzun.Onlar, sadece “Rabbimiz Allah’tır” dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarıldılar. Ve eğer, Allah’ın insanları birbiriyle defetmesi olmasaydı, rahiplerin mabetleri, hristiyanların kiliseleri, yahudilerin havraları ve içinde Allah’ın isminin çok zikredildiği müslümanların mescidleri mutlaka harap olup yıkılırdı. O’na Allah’a yardım edene, Allah mutlaka yardım eder. Muhakkak ki Allah, elbette Kaviyy’dir kuvvetli, güçlü Azîz’dir yüce.Hac Suresi 41. Ayet Ellezîne in mekkennâhum fîl ardı ekâmûs salâte ve âtevuz zekâte ve emerû bil ma’rûfi ve nehev anil munkermunkeri, ve lillâhi âkıbetul umûrumûri. Yeryüzünde onlara imkânlar verseydik, namazı ikame ederler kılarlar, zekâtı verirler, maruf ile emrederler ve münkerden nehyederlerdi yasaklarlardı. Bütün işlerin akıbeti sonucu, Allah’a aittir hüküm ve takdir Allah’ındır.Hac Suresi 42. Ayet Ve in yukezzibûke fe kad kezzebet kablehum kavmu nûhın ve âdun ve semûdsemûdun. Ve eğer seni yalanlıyorlarsa bil ki, onlardan önce Nuh kavmi, Adn kavmi ve Semud kavmi de peygamberlerini Suresi 43. Ayet Ve kavmu ibrâhîme ve kavmu lûtlûtın. Ve İbrâhîm kavmi de ve Lut kavmi de yalanlamıştı.Hac Suresi 44. Ayet Ve ashâbu medyenmedyene, ve kuzzibe mûsâ fe emleytu lil kâfirîne summe ehaztuhum, fe keyfe kâne nekîrnekîri. Ve Medyen halkı da yalanladı ve Musa da yalanlandı. Fakat kâfirlere, mühlet zaman verdim. Sonra da onları aldım. O zaman benim cezalandırmam nasıl oldu?Hac Suresi 45. Ayet Fe ke eyyin min karyetin ehleknâhâ ve hiye zâlimetun fe hiye hâviyetun alâ urûşihâ ve bi’rin muattalatin ve kasrın meşîdmeşîdin. Böylece halkı zalim olan nice ülkeler gibi onu da helâk ettik. Artık o ülke, çatıları yıkılmış, kuyuları ve yüksek sarayları terkedilmiş bir halde Suresi 46. Ayet E fe lem yesîrû fîl ardı fe tekûne lehum kulûbun ya’kılûne bihâ ev âzânunyesmeûne bihâ, fe innehâ lâ ta’mal ebsâru ve lâkin ta’mal kulûbulletî fîs sudûrsudûri. Onlar, yeryüzünde dolaşmadılar mı ki onların, onunla akıl ettikleri kalpleri ve onunla işittikleri kulakları olsun. Fakat baş gözleri kör olmaz. Lâkin sinelerdeki kalpler kör Suresi 47. Ayet Ve yesta’cilûneke bil azâbi ve len yuhlifallâhu va’dehva’dehu, ve inne yevmen inde rabbike ke elfi senetin mimmâ teuddûnteuddûne. Ve azabı senden acele istiyorlar. Ve Allah, asla vaadinden dönmez. Ve Rabbinin katındaki bir gün, sizin saydığınız bin sene Suresi 48. Ayet Ve ke eyyin min karyetin emleytu lehâ ve hiye zâlimetun summe ehaztuhâ, ve ileyyel masîrmasîru. Halkı zalim olan nice ülkeler gibi, ona mühlet verdim. Sonra onu aldım yakaladım. Ve dönüş, Suresi 49. Ayet Kul yâ eyyuhen nâsu innemâ ene lekum nezîrun mubînmubînun. De ki “Ey insanlar, sizin için ben sadece bir nezirim uyarıcıyım!”Hac Suresi 50. Ayet Fellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti lehum magfiretun ve rızkun kerîmkerîmun. Âmenû olanlar Allah’a ulaşmayı dileyenler ve amilüssalihat nefsi tezkiye eden ameller yapanlar; onlar için mağfiret günahların sevaba çevrilmesi ve kerim bir rızık Suresi 51. Ayet Vellezîne seav fî âyâtinâ muâcizîne ulâike ashâbul cehîmcehîmi. Ve âyetlerimiz hakkında onları aciz bırakma gayretinde olanlar, işte onlar, ashabı cehîm cehennem ehli Suresi 52. Ayet Ve mâ erselnâ min kablike min resûlin ve lâ nebiyyin illâ izâ temennâ elkaş şeytânu fî umniyyetihumniyyetihî, fe yensehullâhu mâ yulkış şeytânu summe yuhkimullâhu âyâtihâyâtihî, vallâhu alîmun hakîmhakîmun. Senden önce gönderdiğimiz hiçbir resûl ve nebî yoktur ki; bir şey temenni ettiği dilediği zaman şeytan, onun temenni ettiği şeye, yalan ilka etmemiş ulaştırmamış olsun. Fakat Allah, şeytanın ilka ettiği şeyi nesheder kaldırır, yok eder. Sonra Allah, âyetlerini muhkem kılar sağlamlaştırır. Ve Allah, Alîm’dir, Hakîm’dir ilim ve hikmet sahibidir.Hac Suresi 53. Ayet Li yec’ale mâ yulkış şeytânu fitneten lillezîne fî kulûbihim maradun vel kâsiyeti kulûbuhum, ve innez zâlimîne le fî şikâkın baîdbaîdin. Kalplerinde maraz hastalık olan ve kalpleri kasiyet bağlamış kararmış ve sertleşmiş olanlara, şeytanın ilka ettiği ulaştırdığı şeyi fitne imtihan kılmak içindir. Ve muhakkak ki zalimler, elbette uzak bir ayrılık içindedirler Sıratı Mustakîm’den uzaklaşmışlardır, ayrılmışlardır.Hac Suresi 54. Ayet Ve li ya’lemellezîne ûtul ılme ennehul hakku min rabbike fe yu’minû bihî fe tuhbite lehu kulûbuhum, ve innallâhe le hâdillezîne âmenû ilâ sırâtın mustakîmmustakîmin.Ve kendilerine ilim verilenlerin, onun irşad makamının, Velî Resûl’ün, Nebî Resûl’ün söylediklerinin Rabbinden bir hak olduğunu bilmeleri, O’na îmân etmeleri, onların kalplerinin O’nu Allah’ı idrak etmesi kalplerinden ekinnetin alınıp yerine ihbat sistemi konarak kalplerin mutmain olması içindir. Muhakkak ki Allah, âmenû olanları Allah’a ulaşmayı dileyenleri mutlaka Sıratı Mustakîm’e hidayet Suresi 55. Ayet Ve lâ yezâlullezîne keferû fî miryetin minhu hattâ te’tiyehumus sâatu bagteten ev ye’tiyehum azâbu yevmin akîmakîmin. Ve o saat kıyâmet saati, ansızın onlara gelinceye veya akîm hedefine ulaşılamamış günün ölüm gününün azabı onlara gelinceye kadar, kâfirlerin ondan şüphesi zail olmaz yok olmaz.Hac Suresi 56. Ayet El mulku yevme izin lillâhlillâhi, yahkumu beynehum, fellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti fî cennâtin naîmnaîmi. Mülk, izin günü Allah’ındır. Onların arasında hüküm verecektir. Böylece âmenû olanlar Allah’a ulaşmayı dileyenler ve salih nefsi tezkiye edici amel salâh makamına ulaştıracak amel yapanlar, naim Suresi 57. Ayet Vellezîne keferû ve kezzebû bi âyâtinâ fe ulâike lehum azâbun muhînmuhînun. Ve âyetlerimizi inkâr edenler ve yalanlayanlar, işte onlar; onlar için alçaltıcı azap Suresi 58. Ayet Vellezîne hâcerû fî sebîlillâhi summe kutilû ev mâtû le yerzukannehumullâhu rızkan hasenâhasenen, ve innallâhe le huve hayrur râzikînrâzikîne. Ve Allah yolunda hicret edip sonra da öldürülen veya ölen kimseleri Allah, mutlaka güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. Ve muhakkak ki Allah, rızık verenlerin mutlaka en Suresi 59. Ayet Le yudhılennehum mudhalen yerdavnehyerdavnehu, ve innallâhe le alîmun halîmhalîmun. Allah, onları mutlaka razı olacakları bir yere dahil edecektir. Ve şüphesiz ki Allah, mutlaka en iyi bilendir, Halim’ Suresi 60. Ayet Zâlikzâlike, ve men âkabe bi misli mâ ûkıbe bihî summe bugıye aleyhi le yansurennehullâhyansurennehullâhu, innallâhe le afuvvun gafûrgafûrun. Ve işte böyle, kim maruz kaldığı şey kadarı ile ikab eder karşılık, ceza verir, sonra da ona azgınlık yapılırsa haklarına tecavüz edilirse Allah ona mutlaka yardım eder. Muhakkak ki Allah, af ve mağfiret edicidir günahları sevaba çevirendir.Hac Suresi 61. Ayet Zâlike bi ennallâhe yûlicul leyle fîn nehâri ve yûlicun nehâre fîl leyli ve ennallâhe semîun basîrbasîrun. İşte böyle, çünkü geceyi gündüzün içine ve gündüzü gecenin içine sokar katar. Ve muhakkak ki Allah, en iyi işiten, en iyi Suresi 62. Ayet Zâlike bi ennallâhe huvel hakku ve enne mâ yed’ûne min dûnihî huvel bâtılu ve ennallâhe huvel aliyyul kebîrkebîru. İşte böyle, çünkü O, “Hakk”tır. Ve Muhakkak ki O’ndan Allah’tan başka dua ettiğiniz taptığınız şeyler, onlar bâtıldır. Muhakkak ki Allah, O, Âli yüce’dir, Kebir’dir büyüktür.Hac Suresi 63. Ayet E lem tere ennallâhe enzele mines semâi mâen fe tusbihul ardu muhdarrehmuhdarreten, innallâhe latîfun habîrhabîrun. Allah’ın semadan su indirdiğini ve böylece yeryüzünün yeşerdiğini görmedin mi? Muhakkak ki Allah, Lâtif’tir lütûf sahibidir, Habîr’dir herşeyden haberdardır.Hac Suresi 64. Ayet Lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardardı, ve innallâhe le huvel ganiyyul hamîdhamîdu. Semalarda ve yeryüzünde olan herşey, O’nundur. Muhakkak ki Allah, O, mutlaka Ganî’dir mustağni, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır, Hamîd hamdedilen’ Suresi 65. Ayet E lem tere ennallâhe sahhara lekum mâ fîl ardı vel fulke tecrî fîl bahri bi emrihemrihî, ve yumsikus semâe en tekaa alel ardı illâ bi iznihiznihî, innallâhe bin nâsi le raûfun rahîmrahîmun. Allah’ın yeryüzündeki herşeyi size musahhar emrinize amade kıldığını görmedin mi? Ve gemiler, denizde onun emri ile akıp gider. Ve Allah’ın izni olmadıkça semanın, arz üzerine yeryüzüne düşmesini önler semayı arzın üzerine düşmemesi için tutar. Muhakkak ki Allah, insanlara Rauf’tur, Rahîm’ Suresi 66. Ayet Ve huvellezî ahyâkum summe yumîtukum summe yuhyîkum, innel insâne le kefûrkefûrun. Ve size hayat veren, sonra sizi öldürecek olan, sonra da sizi diriltecek olan, O’dur. Muhakkak ki insan, gerçekten Suresi 67. Ayet Li kulli ummetin cealnâ menseken hum nâsikûhu fe lâ yunâziunneke fîl emri ved’u ilâ rabbikrabbike, inneke le alâ huden mustekîmmustekîmin. Ve Biz, bütün ümmetler için mensek tek bir şeriat tayin ettik. Onlar, onunla o şeriatle amel ederler etsinler. Öyleyse emrim konusunda seninle niza etmesinler çekişmesinler. Sen, Rabbine davet et. Muhakkak ki sen, mutlaka mustakîm Allah’a doğru istikametlenmiş olan hidayet Suresi 68. Ayet Ve in câdelûke fe kulillâhu a’lemu bimâ ta’melûnta’melûne. Ve eğer seninle mücâdele ederlerse o taktirde onlara “Allah yaptıklarınızı çok iyi bilir.” Suresi 69. AyetAllâhu yahkumu beynekum yevmel kıyâmeti fîmâ kuntum fîhi tahtelifûntahtelifûne. Allah, kıyâmet günü, hakkında ihtilâf etmiş olduğunuz şeyler konusunda sizin aranızda Suresi 70. Ayet E lem ta’lem ennallâhe ya’lemu mâ fis semâi vel ardardı, inne zâlike fî kitâbkitâbin, inne zâlike alâllâhi yesîryesîrun. Allah’ın semalarda ve arzda olan şeyleri mutlaka bildiğini bilmiyor musun? Muhakkak ki bunlar, Kitap’tadır. Muhakkak ki bunlar, Allah için Suresi 71. Ayet Ve ya’budûne min dûnillâhi mâ lem yunezzil bihî sultânen ve mâ leyse lehum bihî ılmılmun, ve mâ liz zâlimîne min nasîrnasîrin. Ve onlar, kendilerine bir sultan delil, yaptırım gücü indirilmeyen Allah’tan başka şeylere tapıyorlar. Ve onların, ona taptıkları şeylere ait ilimleri yoktur. Ve zalimler için yardımcı da Suresi 72. Ayet Ve izâ tutlâ aleyhim âyâtunâ beyyinâtin ta’rifu fî vucûhillezîne keferûl munkermunkere, yekâdûne yestûne billezîne yetlûne aleyhim âyâtinâ, kul e fe unebbiukum bi şerrin min zâlikum, en nârnâru, vaadehallâhullezîne keferû, ve bi’sel masîrmasîru.Onlara açıklanmış âyetlerimiz okunduğu zaman münkeri inkârı, reddi, inkâr edenlerin yüzlerinden tanırsın farkedersin. Neredeyse, âyetlerimizi onlara okuyanlara saldıracaklar. De ki “Size bundan daha şerrlisini haber vereyim mi?” Allah’ın kâfirlere vaadettiği o şey, ateştir. Ne kötü masir gidilecek yer Suresi 73. Ayet Yâ eyyuhen nâsu duribe meselun festemiû lehlehu, innellezîne ted’ûne min dûnillâhi len yahlukû zubâben ve levictemeû lehlehu, ve in yeslubhumuz zubâbu şey’en lâ yestenkızûhu minhminhu, daufat tâlibu vel matlûbmatlûbu.Ey insanlar! Size, bir örnek verildi. Öyleyse onu dinleyin. Muhakkak ki Allah’tan başka taptıklarınız, bir sinek dahi yaratamazlar, onun için onu yaratmak için biraraya gelip toplansalar bile. Ve eğer sinek, onlardan bir şey kapıp kaçsa, onu ondan sinekten alamazlar. Talip isteyen de talep edilen istenen de Suresi 74. Ayet Mâ kaderûllâhe hakka kadrihkadrihî, innallâhe le kaviyyun azîzazîzun. Allah’ın kadrini de kudretini de hakkıyla takdir edemediler. Muhakkak ki Allah, mutlaka Kaviyy’dir kuvvetli, Azîz’dir yüce.Hac Suresi 75. Ayet Allâhu yastafî minel melâiketi rusulen ve minen nâsnâsi, innallâhe semîun basîrbasîrun. Allah, meleklerden ve insanlardan resûller seçer. Muhakkak ki Allah, en iyi işitendir, en iyi Suresi 76. Ayet Ya’lemu mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum, ve ilallâhi turceul umûrumûru. O, onların önündekileri ve arkalarındakini muhafız melekleri bilir. Ve emirler Allah’a Suresi 77. Ayet Yâ eyyuhellezîne âmenûrkeû vescudû va’budû rabbekum vef’alûl hayre leallekum tuflihûntuflihûne. Secde Ayeti Ey âmenû olanlar! Rükû edin ve secde edin. Ve Rabbinize kulluk edin. Ve hayır işleyin. Umulur ki böylece siz felâha Suresi 78. Ayet Ve câhidû fillâhi hakka cihâdihcihâdihî, huvectebâkum ve mâ ceale aleykum fid dîni min haracharacin, millete ebîkum ibrâhîmibrâhîme, huve semmakumul muslimîne min kablu ve fî hâzâ li yekûner resûlu şehîden aleykum ve tekûnû şuhedâe alen nâsnâsi, fe ekîmûs salâte ve âtuz zekâte va’tesımû billâhbillâhi, huve mevlâkum, fe ni’mel mevlâ ve ni’men nasîrnasîru.Ve Allah’da hakkıyla cihad edin. O, sizi seçti. Dînde sizin için bir zorluk kılmadı ki; o, babanız İbrâhîm dînidir. O, sizi daha önce de “müslümanlar” Allah’a teslim olanlar olarak isimlendirdi. Bunda da Kur’ân-ı Kerim’de de, resûl size şahit olsun ve siz de insanlara şahitler olasınız diye. Öyleyse namazı ikame edin kılın, zekâtı verin, Allah’a sarılın Allah’ın Zat’ında yok olun. O, sizin Mevlâ’nız. O, ne güzel Mevlâ dost ve ne güzel Diğer KonularKuran-ı Kerim Hakkında BilgiKur’ân-ı Kerim Nüzul İniş Sırasına göre SurelerNahl Suresi 90. Ayet TefsiriFatır Suresi 1. Ayet TefsiriFâtır Suresi 29 ve 30. AyetleriFatiha SuresiBakara SuresiBakara Suresi FaziletleriYasin suresiKısa Namaz SureleriKuran-ı Kerim’de Geçen Şifa Ayetleriİslam Dininin İnanç Esaslarını Konu Alan AyetlerTefsir Nedir? Tefsir Çeşitleri

hac suresi 30 ayet meali