🦑 Başka Bir Dünyada Karşılaşmış Gibi

Unutmayınki güven, kaybedildiği kadar kolay kazanılmıyor. Çünkü artık yalanlar kişiler arasından çıktı. Dünya değişirken ve insanlık bir eşikten atlarken dijital dünyaya YıldızTilbe 9 Ağustos 2022 İstanbul Konser. Yenikapı Etkinlik Alanı, İstanbul. 09 Ağustos 2022 Salı, 21:30. Başlangıç Fiyatı: 100,00 TL. Biletlere Bak. Yıldız Tilbe 21 Ağustos 2022 Muğla Konser. Bodrum Antik Tiyatro, Muğla. 21 Ağustos 2022 Pazar, 21:15. Başlangıç Fiyatı: 400,00 TL. Aç bir insanın midesine bir lokma girmesine vesile olmak, bin cami yaptırmaktan daha hayırlıdır." Sudanlı İmam'dan Kısa ve Net Her Şey. Kitaplar. Yazarlar. Okurlar. İncelemeler. Alıntılar. İletiler. EN YENİLER. ÖNE ÇIKANLAR. EN BEĞENİLENLER. EN ESKİLER. SınıfHayat Bilgisi Farklı Kültürler konu anlatımı. #3. Sınıf Hayat Bilgisi Farklı Kültürler Konu Anlatımı. Ülkemizde farklı kültürlerden pek çok insan bulunmaktadır. Bu DünyadaKarşılaşmış Gibi Ön not: Bu yazıda geçen açıklamalar; “spoiler” olmasa da, anlatılan oyunun özelliği ile ilgili bazı bilgiler içerir. , oyunu iki perde iki farklı bloktan izlemeniz. İlk perdede sahnenin bir kısmını, ikinci perdede yer değiştirip sahnenin diğer kısmını izliyorsunuz. Oyuncular, iki Afiş sanatın tüm renklerini ekrana taşıdı. Sezonun ödüllü tiyatro oyunu "Dünyada Karşılaşmış Gibi" yıldız kadrosuyla Afiş'e konuk oldu. İstanbul Müzik Festivali'nden detaylar, yaklaşan yaz konserlerinden haberler, farklı sanat deneyimleri sunan DünyadaKarşılaşmış Gibi, Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Ödülleri'nde Yılın Yapımı ödülü aldı. Tiyatro Eleştirmenleri Birliği ’ne teşekkürlerimizle. @krek_tiyatro @berkunoya @nisanceren @alicanyucesoy @kayalar @fatihartman @okanyalabikresmi @karardan_zar @enistesigelmis #settartanrıöğen. NkTI. Yazan - Yöneten Berkun Oya Yapımcı Nisan Ceren Göknel Işık Tasarımı Cem Yılmazer Dekor Realizasyon Muhtar Pattabano Sahne ve Kostüm Tasarımı Berkun Oya Prodüksiyon Sorumlusu Evrim Zeybek Proje Asistanı İrem Avcı Teknik Sorumlu Emrah Altıntoprak Sea Tasarım Uygulama Hakan Atmaca Oyuncular Alican Yücesoy, Defne Kayalar, Fatih Artman, Okan Yalabık, Öner Erkan, Serkan Keskin, Settar Tanrıöğen Bir karakoldayız. Hani şu bildiğimiz soğuk yüzlü, az mobilyalı, bol ışıklı, sevimsiz olanlardan birinde. Bir memur masası, önünde bir misafir sandalyesi, diğer tarafta bir kaç bekleme sandalyesi daha var. Ve ortada sorgu odasının kapısı ve yanında kapalı panjurları nedeniyle içerisini göstermeyen, sorgu odasına açılan bir pencere. İçerde 2 polis memuru, bir suçlu var. Suçlunun tozu eli çabuk bir polis memeru tarafından iyice alınmış, parlatılmış. Sonuç gayet net bir şekilde görülüyor. Odaya girenler, çıkanlar; bir polis memuru, bir komiser, başka bir suçlu daha, sonra bir mağdur. Yedi kişi ediyor değil mi? Olaylar her ne kadar yedi kişi arasında geçiyormuş gibi gözükse de öyle değil aslında. Bu karakol odası bu akşam koca bir dünya oldu ve bir sürü insan hikayesi sığdı içine. Şuç, şiddet, pişmanlıklar, aşk, romantizm, babalık, aile, ölüm acısı, meslek aşkı, arkadaşlık. Hepsi vardı yani. Oyunun sahnelenme şekli seyirciye çok farklı bir deneyim yaşatarak tiyatronun seyir zevkine ikiye katlıyor. Oyun kocaman bir cam fanusun içinde oynanıyor. Oyuncuların ve oyunun sesini koltuklarımıza bağlı kulaklıklardan dinliyoruz. Yan yana oturmuş onlarca insan olmamıza rağmen, taktığımız kulaklıklar bizi yalnızlaştırıyorlar, biz de sanki kendi fanuslarımızın içindeymişcesine izliyoruz oyunu. Her biri 55 dakika iki perdelik oyunda tanıştığımız karakterler tüm sıradan görünüşlerine rağmen, o kadar karmaşık, o kadar arızalı, o kadar birbirinin yarasını kanatabilen tipler ki. Omuzlarına asılı heybelerinden ortaya öyle hikayeler saçılıyor ki. Oyun akışı çok zekice kurgulanmış. Bahsettiğim cam fanus içindeki sahne iki taraflı. Sahnenin bir yüzü karakol odasını gösterirken diğer yüzü odadan bir kapıyla ayrılan sorgu odasını gösteriyor. Sahnenin her iki tarafında da birer seyirci bloku var ve sahnenin sadece oturdukları tarafını seyredebiliyorlar. Oyun sahnenin her iki tarafında da eş zamanlı olarak devam ediyor. Bir blok karakol odasında yaşananları seyrederken diğer blok sorgu odasında yaşananları izliyor. Oyuncular zaman zaman sorgu odasına girip çıkarak ya da tam tersı sorgu odasından çıkıp yine girerek, oyunun her iki sahnesinde de beliriyorlar. Arada seyirciler bloklar arasında yer değiştiriyor. Ve aynı oyun bir kez daha başlıyor. Böylece göremediğimiz anlarda diğer odalarda neler olduğunu öğreniyoruz. Ve hikaye bir araya geliyor. Her blok izlemeye hikayenin farklı bir ucundan başlıyor. Berkun Oya kendi içinde mükemmel bir zamanlama matematiği olan bir oyun kurgulamış. Sahnedeki rüya takımı da üstüne düşeni yapmış ve çok iyi bir iş çıkarmış ortaya. Aile babası, aklı selim sahibi, tecrübeli komiser rolünde Settar Tanrıöğen tam bir üstattı. Polis komiseri Sadık rolündeki Fatih Artman'ı sahnede ilk kez seyrettim. İçindeki yarayı öyle güzel oynadı ki. Arızalı torbacı Mevlüt rolünde Öner Erkan gerçekten harika bir performans ortaya koydu. Bana göre oyunun en parlayanı oydu. Nevi şahsına münhasır polis memuru Naci rolünde Serkan Keskin oynamamış da Naci'yi üstüne giysi gibi giymişti. Oyun da aşk da var demiştim ya, işte bay aşk takdimimdir, Okan Yalabık'ın oynadığı acemi suçlu Aziz. Olmaz ki, böyle de sevilmez ki. Sinirlerine hakim olamayan, atarlı, giderli polis memuru Yavuz rolünde Aliacn Yücesoy da gördüğüm en gerçek aslında laz olmayan lazdı. Oyunun senaryosu bana çok dokundu. Özellikle "dünyada karşılaşmış gibi" repliğinin içinde geçtiği bölüm deldi geçti ciğerimi. Bu nedenle bu isim oyuna gerçekten çok yakışmış. Ben Ocak ayında oyunu ilk seyredişimde en arka sıradaydım ama salon düzeninde en arkada olmak seyir kalitesini olumsuz etkilemiyor oyundan çıkarken Martta tekrar gelmeliyim dedim çünkü Şubat biletleri zaten tükenmişti. Ve Martta bir daha gittim. Olacakları bildiğim için daha az heyecanla ama karakterlerin tadına vara vara oyunu seyrettim. Çok farklı bir iş. Mutlaka seyredilecekler listesine almanızı tavsiye ederim. Sizlere not Sahnelerde neler olduğunu facebook'da entelektüelbaykuşlar isimli sayfamdan takip edebilirsiniz. Instagramda ebru_tarm adresindeyim. Meraklısına Video NTV'ge KREK ekibinin yer aldığı Gece Gündüz programı Meraklısına Video Ocak ayındaki seyredişimin selam videosu Meraklısına Video Mart ayındaki seyredişimin selam videosu Kendime Not İlk gidişim - Mügeyle birlikte seyrettik - Kızımla birlikte seyrettim Dünyada Karşılaşmış Gibi Ön not Bu yazıda geçen açıklamalar; “spoiler” olmasa da, anlatılan oyunun özelliği ile ilgili bazı bilgiler içerir. “Hiçbir şey bilmeden oyunu izleyeyim” diyenlere, en yakın çarpıyla sayfadan çıkmaları, bu yazıyı e-posta ile okuyanlara ise gelen kutularına dönmeleri önerilir. Blogda bazı tiyatro oyunlarını, filmleri önerirken “Dünyada Karşılaşmış Gibi” oyununu atlamak, oyuna, bloğa ve size haksızlık olurdu. Bu hafta içi Volkswagen Arena'da seyrettiğim, Berkun Oya’nın yazdığı ve yönettiği bu oyunun ayırıcı özelliği, oyunu iki perde iki farklı bloktan izlemeniz. İlk perdede sahnenin bir kısmını, ikinci perdede yer değiştirip sahnenin diğer kısmını izliyorsunuz. Oyuncular, iki perdede de aynı oyunu oynuyorlar; siz sadece kendi tarafınızdakilere şahit oluyorsunuz. Sahne de camla kaplı, kulaklıkta dinliyorsunuz oyunu. Oyun karakolda geçiyor, bir sahne ifade odasının içini, diğer sahne ise o odanın dışını gösteriyor. Oyun karakolda geçtiği için tabii ki mevcut düzenle ilgili eleştiriler ve siyasi dokundurmalar da var, Türkiye’nin bir fotoğrafını da çekmiş diyebiliriz senaryo için. Oyuncu seçimi ise kusursuz olmuş, yani “keşke bu oynamasaydı” dediğim, ne bileyim itici gelen örneğin çok sevdiğim “Ölümlü Dünya” filminde birkaç oyuncu sırıtıyordu hiçbir oyuncu yok. Oyuncular; Alican Yücesoy, Defne Kayalar, Fatih Artman, Okan Yalabık, Öner Erkan, Serkan Keskin ve Settar Tanrıöğen, “Allstar” gibi yani. Bu oyunculardan bazılarını daha önce de çeşitli oyunlarda izlemiştim. Serkan Keskin’i zaten ayrı bir yere koyarım, bu oyunda da yine orijinal bir karakterle çıkmış karşımıza ki, Serkan Keskin’i Serkan Keskin yapan da her rolün oyuncusu olması ve hakkını vermesi bana göre. Diğer oyuncular da gayet iyi oynamış, bu oyunun parlayan yıldızı ise, aşağı yukarı tüm yorumlarda da görebileceğiniz üzere Öner Erkan olmuş. Tabii büründüğü karakterden de kaynaklı; ama müthiş performans sergilemiş. Alican Yücesoy’a Trabzonlu şivesi, Settar Tanrıöğen’e de babacan komiser rolü ayrıca yakışmış. Diğer oyuncular da oyunun hakkını vermiş. Var olsunlar. Biletleri “mobilet” sitesinden bulabilirsiniz, tabii bakacağınız tarihler için biletler tükenmiş olabilir, biletlerin satışa çıkış tarihini kollamak ve yakın temasta bulunmak lazım. Özetle oyun, sırf kadrosu ve orijinal sahne kullanımı nedeniyle dahi izlenmeyi hak ediyor. “Yapımda ve yayında” emeği geçenlerin ellerine sağlık. Gidiniz… Ankara Kalesi, ziyaretçi akınına uğruyorTarihi altyapısı ve konsept kafeleri, görenleri hayran bırakıyorKaleiçi, maziyi günümüze taşıyorANKARA - Türkiye'nin dört bir yanından gelen misafirler, Ankara Kalesi'nin maziyi yaşatan tarihi altyapısı ve farklı konsept kafeleriyle tam bir samimiyet ortamında ayaklarının altına seren manzarasıyla Ankara Kalesi, Kaleiçi esnafının samimiyetiyle buluşuyor ve gezip görenlere unutulmaz anılar bırakıyor. Kale, Türkiye'nin dört bir yanından gelen misafirlerin yanı sıra farklı ülkelerden gelen turistlerin de en uğrak noktası olarak biliniyor. Ankara manzarasını kuş bakışı izleyerek fotoğraf çekilen vatandaşlar, Kaleiçi'nin eskiyi günümüze taşıyan sanat ve zanaatlarını fotoğraflayarak anı esnafından Taş Bebek Kafe işletmecisi Adem Önler, "İnsanlar geldiğinde şaşırıyorlar. Müşteri yoğunluğumuz oldukça fazla. Bebeklerimizi seviyorlar, şaşırıyorlar. İlk başta koleksiyondu, sonradan ticarete döktük. İnsanlar sevdikçe, buraya geldikçe ben de daha mutlu oluyorum. Ankara'da gezilecek fazla bir yer olmadığından insanlara bir kapı açıldı. Çok güzel tepkiler alıyoruz" dedi."İçeri girdiklerinde sanki çocuklarıyla karşılaşmış gibi tepki veriyorlar"Taş Bebek Kafe çalışanı Okan Önler, "Taş Bebek Kafe'yi bir 'bebek müzesi' olarak tanımlayabilirim. İnsanlar içeri girdiklerinde sanki çocuklarıyla karşılaşmış gibi tepki veriyorlar. Çok farklı bir yer, insanların çok ilgisini çekti. Bebeklerimiz hep yurt dışından gelme. Hepsi porselen. İnsanlar dükkanın içine girdiği zaman yüzleri gülüyor. Türkiye'nin hemen hemen her yerinden ziyaretçi akımına uğruyor" diye konuştu. Taş Bebek Kafe içinde aynı zamanda Bizans döneminden kalma saat kulesi içinde bir de çan Bebek Kafe'nin emektar gözlemecisi Hatice teyze ise, samimiyeti ve elinin lezzetiyle ziyaretçileri kendine hayran bırakıyor. Hatice teyze, ziyaretçilerin yaptığı gözlemeleri çok beğendiklerini ve ona 'Anne' diye hitap ettiklerini söyleyerek, "Burayı gelip dolaşıyorlar, geziyorlar. Buraya uğramayınca, yemek yemeyince, çayımızı içmeyince gitmiyorlar" ifadelerini ziyaretçilerinden Selma Arslan, "Burayı teyzem vasıtasıyla buldum. Geçen sene gelmiştik gezmek amaçlı birer çay içtik. Bu ikinci gelişim. Sıcak, güzel davranıyorlar. Ankara doğumluyum ve Ankara'da yaşadığım için çok mutluyum. Herkese tavsiye edebilirim gelmelerini, görmelerini isterim" ifadelerini diğer ziyaretçi Nevin Ayhan ise, "İki üç sene öncesinde doğal taş almaya geldik, kızımla şöyle bir dolaşalım dedik. Beyefendi ısrar etmişti çıkın bir görün diye. Çıktık, çok memnun kaldık. Devamlı da geliyoruz. Geçen sene kızımın doğum gününü burada kutlamıştık. Tavsiye ederim herkes gelsin görsün" diye konuştu."Bunları işleyerek desenlerini kendimiz veriyoruz"Kale ziyaretçileri, Taş Bebek Kafe'nin hemen üst sokağında bakırcılık yapan Faruk İşliyar'ı ziyaret etmeden gitmiyorlar. Takribi 52-53 senedir bakırcılık yapan İşliyar, "1970 senesinden beri bakırcılık ile uğraşıyorum. Çocukluk zamanında geldim, bakır işlemeye başladım. Çıraklıktan beri bu işle uğraşıyorum. 52-53 seneden beri bu işle uğraşıyorum. Bu bakırlar Çorum'dan Kayseri'den Beypazarı'ndan geliyor. Bu bakırı işleyerek bu hale getiriyoruz. Bu hammaddesi, güğüm, helke hepsini yapıyoruz. Bunları işleyerek desenlerini kendimiz veriyoruz. Yalnız bunları aydınger kağıdı üzerine altına kopya kağıdı koyarak çiziyoruz" dedi."Geçmişi geleceğe taşıyan bir iş"Kale çarşısının antikacıları da ziyaretçilerin en uğrak noktaları içinde yer alıyor. Asırlık antikalar hem sergileniyor hem de alıcılarını buluyor. Kale Çarşısı, Salman Sokak'ta bulunan Düven Antik Dekorasyon'un sahibi Hayati Erciyes, "Antikacılık çok derin bir kuyudur. Bilgi açısından çok geniş bilgilere sahip olsanız da hiçbir şey bilmemiş olursunuz. Antikacılık sanatı da her şeyi kapsar, içine alır. Eskiden yapılmış güzel sanat eserlerinin günümüzde değerlendirilmesi ve geleceğe aktarılması için yapılan bir işlemdir. Aslında bir nevi aracıdır. Geçmişi geleceğe taşıyan bir iştir. Genelde biz mobilya ve obje üzerine çalışıyoruz. ve de saat, abajur, biblo üzerine çalıştığımız için bizim antikacılık dalımız diğer antikacılık dalına göre biraz farklıdır. Eskilik anlamına değil de biz genelde sanat anlamına bakıyoruz. Çok eski olması her şeyin kaliteli ve antika olduğunu göstermez" ifadelerini kullandı. Türkiye Ankara Bebek Kültür Sanat Haberler Küçükken neredeyse her hafta tiyatroya ya da operaya giderdik..Yıldız Kenter aşkım oradan gelir.. Aşırı hayalperest bir çocuk olarak hep onunla tiyatroda prova yaptığımı falan hayal ettiğimi hatırlıyorum 🤓Ama o zaman bile nedense opera izlemekten daha fazla keyif alırdım..Mesela doktor olmadan önce opera sanatçısı olmak isterdim.. mühendis olmuştu💩O kadar ki, daha ilkokuldayken sıfır ingilizce ile Phantom of the Opera’yı ezberlemiştim… Dinlemek isteyenler için şuraya da iliştireyim..Sonradan, heryerde sinemalar açılmaya başlayınca tiyatroya gitmemeye başladık..Ama yaşım ilerledikçe ilgimi çeken oyunlara gitmeye çalıştım diyebilirim..Utanarak belirtmek isterim ki Haluk Bilginer gibi bir üstadın tiyatrosunda bile sıkılabilmeyi başardım…Ancak, 2018'in Kasım ya da Aralık ayıydı sanırım, bir arkadaşım mutlaka gitmelisin diye bir tiyatro önerisinde bulundu.. Oyunun adı “Dünyada Karşılaşmış Gibi”ydi..Biletler sanırım o zaman mobilet’te satışa sunuluyordu.. Baktım bilet yok.. Araya zaman girdi, sonra unutmuşum, bu arada bilet falan da bakmamıştım..Sonra bi gün başka bir arkadaşım daha aynı tiyatrodan bahsedip en sonunda bilet buldum diyince yine aklıma düştü..Bundan sonra uzun bir süre bilet bulmaya çalıştım. Malesef hep hüsranla karşılaştım.. Hiç bir zaman biletlere yetişemedim..Hatta Twitter’da konu ile ilgili attığım ilk tweet şuBu tweetimden sonra hatta biri0 followerlı beni dolandırmaya çalıştı, bileti varmış da satacakmış da vb. 🤪Tabi ki ile Palavralaraİnanmadım, tanmadığım birine para göndermedim 👏🏻Sanıyorum 2019'un Nisan ayında Afife Tiyatro Ödülleri verildi.. Bir de ne göreyim, “Yılın Tiyatro Ödülü”nü bu oyun almıştı..Afife Tiyatro Ödülleri’nin bir diğer kazananı da Öner Erkan’dı.. “Dünyada Karşılaşmış Gibi”deki performansı için Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu ödülünü almıştı..Özellikle resim koydum ki tanımayan ve oyuna gidenler inanılmaz performansı dikkatlice izlesin…Artık bu oyunu aşırı derecede çok izlemek istiyordum..Biletler de artık Biletix üzerinden satılıyordu..Kendime hatırlatma koyup belli zamanlarda Biletix’e girip biletlere baktım..Ama hep hayal kırıklığı..Bir gün artık nasıl delirdiysem kendimi Ekşi Sözlük’te “Dünyada Karşılaşmış Gibi” başlığı altındakileri okurken buldum..Spoiler okuyacağım diye ödüm koparken bir yazarın bilet bulmak için yapılacaklar listesi gözüme çarptı..Özetle; Instagramda hesabını takip edip, notificationları açacaktık..Hemen yaptım tabi 😉Ama tabi ki tam bir kaç gün evvel satışa sunulan biletleri kaçırmıştım..Sonrasında, aşırı sanşlı! bir insan olduğum için Krek’in 8 Ekim ile 8 Aralık arası bir tane bile yeni post’u olmadı..Kendilerine 2 kez mesaj attım.. Allahtan çok tatlılar en kısa zamanda biletleri satışa sunacağız vs. diye geri dönüyorlardı ama hiç bir şey olmuyordu..Nihayetinde 13 Aralık’ta tam instagramda gezerken bir Krek’ten notificationı düştü ekranıma..Sonunda bilet bulma şansını yakalayacaktım!Biletix’e girerken ellerim titriyordu.. Sanki ölümcül bir durum ahaha😂Hemen bilet aldım..Sonradan öğrendiğime göre biletler 2–3 saat içinde tükenmiş..Biletimin tarihi 28 Ocak’tı, yani dündü..Dün akşam oyunu sonunda izledim😍Çok farklı ve güzel bir deneyim.. Standart tiyatroların çok dışında bir oyun..Ve oyunculuklar gerçekten çok çok iyi…Fragmanı iyi izleyin, oyunu izledikten sonra tekrar izleyeceksiniz DOyunla ilgili ilgi çekici bir kaç detayı veriyorumspoiler içermez…Oyunun Volkswagen arenada oynanmasının bir nedeni var..Oyunun 2. perdesinde salon değiştiriyorsunuz Merak etmeyin ilk bölümde hangi salonda olduğunuzun bir önemi olmuyor…Sahnenin önünde bir cam var ve oyunu kulaklıkla izliyorsunuz..Daha fazla bilgi veremeyeceğim çünkü gidip izlemelisiniz🎭Herkese bilet konusunda bol şans ve iyi seyirler…DeryaOyundan çıkınca aklınızdaki parça da şu olacakD Alican Yücesoy, Defne Kayalar, Fatih Artman, Okan Yalabık, Öner Erkan, Serkan Keskin, Settar Tanrıöğen gibi bir sürü harika oyuncunun yer aldığı Krek tiyatrosunun sahnelediği süper oyun. İstanbul ilinde Uniq İstanbul Volksvagen Arena’da seyrettim. Oyun baştan sona bir şaheser olmuş. Çok iyi yazılmış, kurgulanmış ve oynanmış. 2019 yılı Afife Tiyatro Ödülleri’nde “Yılın En Başarılı Prodüksiyonu” ödülünü almış. Oyun aynı anda, birbirleriyle bir kapı ile bağlı arka arkaya iki camekân sahnede art arda iki kez oynanıyor. Birinci sahnedeki oyunu seyredenler, oyun bittikten sonra ikinci sahnedekiler ile yer değiştirip aynı oyunun bu sefer diğer sahnesinde neler döndüğünü görme fırsatı buluyor. Oyun sırasında iki sahne arasında oyuncu geçişleri oluyor. Seyirciler, ilk bölümde kendi sahnelerindeki kısmı seyrederken, diğer sahnede neler döndüğü ile ilgili tahminlerde bulunmaya çalışıyor. Diğer tarafa geçtiğinde de tahminlerinin doğruluğu ile veya ters köşeler ile karşılaşıyor. Ben genelde ters köşeler ile karşılaştım. J Oyuncuların hepsi çok başarılıydı ama içlerinden en az başarılı oyunculuk beklediğim Öner Erkan’ın muhteşem oyunculuğu beni şaşırttı ve çok etkiledi. İnanılmazdı. Oyun, oyuncuların her birinin farklı hayatlarına ve hikayelerine yüzeysel olarak değiniyor. Eksik kalan yerleri seyircinin kendi hayal gücüne bırakıyor. Oyunun, aynı anda iki farklı sahnede farklı bölümlerinin oynanması da, seyirciyi oyuna çekme, öteki sahneyi düşündürme ve nihayet öteki sahneyi görmeye başladığında da önceki sahne ile bağlantıları kurdurmayı amaçlıyor. Küçük bir eleştiri, belki bunu sağlamak çok zor ama sahneler arası ses izolasyonu konusunda bir şeyler daha yapmak lazım gibi. Oyuncuların seslerinin birbirine geçmemesi, mikrofon ile konuşmaları ve seslerinin seyirciler tarafından kulaklık ile duyulması sağlatılarak çözülmüş ama bir sahnedeki seyircilerin kahkahaları olmadık bir anda diğer sahnede dramatik bir anda veya en azından komik olmayan bir anda diğer seyirciler tarafından duyuluyor. Bu da anın tadını biraz kaçırıyor. Yazar Hakkında Yavuz Şahin Şöyle kıyıda köşede dursun, hem unutmayayım hem de belki bir işe yarar diye blog tutar.

başka bir dünyada karşılaşmış gibi