🪁 Mehmet Akif Ersoy Ile Ilgili Yazı
Albayrağı çekeriz, Coşku ile söyleriz, Ezbere de biliriz, Bu marş yaşamımızdır. Mehmet Akif yazmıştır, Vatana adanmıştır, Beynimize kazınmıştır, Bağımsızlık nişanımızdır. İsmail SAĞIR İsmail Sağır Kayıt Tarihi : 12.3.2009 16:12:00
Mehmet Akif bir dava adamı olmanın verdiği ağırlık ve vakarla yaşadığı sıkıntılara rağmen hiçbir zaman devletine ve milletine zarar verecek işlere girişmemiştir .Yaşamının son yıllarına kadar sürgün hayatı yaşamasına rağmen hep vatanının özlemi ile yaşamış ve son günlerini ülkesinde yaşamıştır . Her ne
Seyahatimizeyine yaylı ile devam ediyorduk. " Mehmet Akif 1920 yılı Nisan ayı sonlarında Ankara'da olmuş ve Ankara'da 10-15 gün kadar kaldıktan sonra bu seyahate başlamıştır. Önce Eskişehir'de 20 gün kalmış ve sonra Burdur'a geçmiştir. Bu nedenle Mehmet Akif Ersoy'un Burdur'a 1920 yılı Mayıs ayı sonları ya da Haziran
4. Spora büyük ilgi duyarak güreş, yüzücülük, uzun yürüyüş, koşma ve gülle yarışmalarına katılır. -1893 yılında baytarlık bölümünü birincilik ile bitirir. - Mezuniyetten sonra 6 ay içinde Kur'an-ı Kerim' ezberleyerek hafız olur. - İlk görevi memurluk olan Akif, veteriner müfettiş yardımcılığı yapar. 5.
22hours ago— Mehmet Akif ERSOY (@ersoyakif1) July 27, 2022. AHMET ŞIK: BURADAN BANA ÇAMUR BULAŞMAZ. TİP Milletvekili Ahmet Şık da Sezgin Baran Korkmaz ile ilgili iddialara yanıt verdi. "Korkmaz’la olan 'ilişkimi' tekrar açıklamayı kamusal bir zorunluluk olarak görüyorum.
İşte Mehmet Akif Ersoy ile ilgili şiirler ve Mehmet Akif Ersoy şiirleri haberimizde yer alıyor. 28 Aralık 2020 Pazartesi 18:31 - Güncelleme: 28 Aralık 2020 Pazartesi 18:31 ABONE OL
11 Mart 2022. 0 yorum. 3.222 kez görüntülendi. Mehmet Akif Ersoy’un 1911-1933 yıllarında kaleme aldığı şiirlerle oluşturmuş olduğu eserdir. Safahat, yedi kitaplık bir külliyattır. Toplumsal yaşam, dil anlayışı, eğitim, vatanseverlik, milli ve manevi değerler açılarından düşünüldüğünde Türk edebiyatı için bir
sKAK9hg. Eğitim Öğretim İle İlgili Belgeler > Belirli Gün Ve Haftalar İle İlgili Tüm Belgeler İSTİKLAL MARŞI'NIN KABULÜ VE MEHMET AKİF'İ ANMA GÜNÜ İLE İLGİLİ TÜM BELGELER "İstiklal Marşı'nın Kabulü Ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü 12 Mart " İle İlgili Yararlı Olabileceğini Düşündüğümüz Sizler İçin Özenle Hazırlanmış Yazılar Ve Şiirler... Uyarı Bazı yazılar veya şiirler aynı başlık altında fakat içerik olarak farklılık göstermektedir. Bu yüzden bu yazı veya şiirlere 1,2,3,4 gibi numaralar uygun yazı veya şiir hangisiyse ondan yararlanabilirsizin. İstiklal Marşı'nın Kabulü Ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü İle İlgili Program Akışı 1 İstiklal Marşı'nın Kabulü Ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü İle İlgili Program Akışı 2 İstiklal Marşı Metni İstiklal Marşı Neden Safahat’a Konulmamış İstiklal Marşı Yarışmasına Katılan Diğer Marşlar, Şiirler İstiklal Marşı’nın Kabul Edilmesi, Tarihçesi, Tarihi 1 İstiklal Marşı’nın Kabul Edilmesi, Tarihçesi, Tarihi 2 İstiklal Marşı’nın Kabul Edilmesi, Tarihçesi, Tarihi 3 İstiklal Marşı’nın Kabul Edilmesinden Son Haline Kadar Geçirdiği Aşamalar İstiklal Marşı’nın Kabulü, Tarihi, Tarihçesi Aşama Aşama 1 İstiklal Marşı’nın Kabulü, Tarihi, Tarihçesi Aşama Aşama 2 İstiklal Marşı’nın Tahlili, Açıklaması İstiklal Marşı’nın Yazıldığı Yer, Mekan, Ortam İstiklal Marşı’nın Yazılması, Mecliste Okunması, Ödülü, Mükafatı İstiklal Marşı’nın Kabulü Ve M. Akif’i Anma Günü Tiyatro Oyunları, Piyesler, Oratoryolar 12 Mart İstiklal Marşı'nın TBMM'de Kabul Edilmesi İstiklal İstiklal Marşı İstiklal Marşı’nın Kabulü Oratoryo İstiklal Marşı’nın Kabulü Piyes İstiklali Yazanlar Piyes Ya İstiklal Ya Ölüm Oratoryo Daha Fazla Tiyatro, Skeç, Piyes >>> Mehmet Akif Ersoy’un Hayatı, Kişiliği, Eserleri, Anıları Mehmet Akif Ersoy’un Hayatı, Yaşadıkları 1 Mehmet Akif Ersoy’un Hayatı, Yaşadıkları 2 Mehmet Akif Ersoy’un Hayatı Video Belgeseli Mehmet Akif Ersoy'un Çocukluk Ve Gençlik Yılları Mehmet Akif Ersoy’un Şahsiyeti, Kişiliği, Kişilik Özellikleri 1 Mehmet Akif Ersoy’un Şahsiyeti, Kişiliği, Kişilik Özellikleri 2 Mehmet Akif Ersoy’un Şahsiyeti, Kişiliği, Kişilik Özellikleri 3 Mehmet Akif Ersoy’un Eserleri, Kitapları Mehmet Akif Ersoy’un Hayatı, Yaşadıkları, Eserleri, Kitapları Özet Mehmet Akif Ersoy’un Mısır’daki Hayatı, Yaşadığı Zorluklar Mehmet Akif Ersoy'un Edebi Kişiliği, Edebiyata Bakışı Mehmet Akif Ersoy’un Okuduğu Kitaplar Mehmet Akif’in Vefatı, Ölümü, Vefat Anı Mehmet Akif Ersoy’un Anıları, Başından Geçenler Akif Türk Olarak Yaşadı Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Akif'in Mısır'daki Yaşayışından Sahneler Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Avrupalının Gerçek Yüzü Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Bin Türlü Halden Biri Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Bir Ölüm Hikayesi Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Bir Tevazu Olayı Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Biz Söz Verdik, Siz Oturun! Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Bizi Simsar Mı Zannettin! Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Bu Çanakkale Ne Olacak? Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Çanakkale Şehitleri Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Dayanıklı Müslüman Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Demir Hafız Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Doğru Bildiğinden Dönmeyen Adam Akif Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Düşenden İntikam Almak Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Fransızca Bir Makale Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Halvan'daki Yuvası Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Hatimle Teravih Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları İslamcı Bir Şairin Romanı Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları İstiklal Marşı Milletin Malıdır Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları İstiklal Marşı Yazılıyor Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Kuru Fasulye Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Mektep Arkadaşımın Çocukları Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Millî Mücadele Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Müslümanlar Neden Geri Kaldı? Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Sakin Geçen Zamanları Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Söz Verdim Bir Kere Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Söz Vermek Ne Demektir? Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Şehir Onu Bunaltıyordu Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Tedavi İçin Mi? Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları Mehmet Akif Ersoy’un Beğenilen, Güzel Şiirlerinden Seçmeler Atiyi Karanlık Görerek Azmi Bırakmak Çanakkale Şehitlerine Çanakkale Şehitleri Adlı Şiirin Yazılma Hikayesi Ey Yolcu Zulmü Alkışlayamam Kaynak Biraz bizden, biraz sizden, biraz kitaplardan, biraz internetten derlenerek hazırlanmıştır... "BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR İLE İLGİLİ TÜM BELGELER "SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN >>>TIKLAYIN>>TIKLAYINYorumu GAYET GÜZEL BİR SİTE OLMUŞ ->Yazan CUMHURİYET. >Yazan Rukiye >Yorum Çok düzenli tertipli bir site, ayrica farkli bilgi ve kaynaklara ederim . >Yazan lale>Yorum çok tesekkür ediyorum bu siteyi hazirlayan arkadaslarimiza gerçekten çok güzel olmus ellerinize saglik ilk defa bir site begendim benim gerçek ismim lale degil ama ben lale diye kullaniyorum yoksa ben herkes tarafindan bilinen ve sayilan bir ünlüyüm. >Yazan DIilek Öztürk>Yorum Çok basarili bir site olmus. Emek veren herkesi tebrik ederim.. >Yazan MELEK>Yorum Çok düzenli ve içerigi dolu dolu olan bir site olmus,emekleriniz için tesekkürler.. >Yazan isimsiz>Yorum ellerinize saglik çok güzel bilgiler var tesekkürler. >Yazan Sinan>Yorum emeğinize sağlık istediğim bilgilere kolayca ulaşmamı sağladınız. >Yazan isimsiz>Yorum Bu siteyi hazırlayanlara teşekkürlerimi ve tebriklerimi iletmeyi bir borç addediyorum. Ellilerinize sağlık arkadaşlar. >Yazan ayla şahin>Yorum emeğinize sağlık. çok basarili bir site olmuş. >Yazan ismet kanık>Yorum harika çalışmalar yapılmış teşekkürler arkadaşlar. >>>YORUM YAZ<<<
Mehmet Akif Ersoy haberleri ilk sayfaArama Sonuçları ASAYİŞ2423 Gün 15 Saat 10 dk. önce yayınlandı GENEL2451 Gün 11 Saat 47 dk. önce yayınlandı ASAYİŞ2482 Gün 10 Saat 16 dk. önce yayınlandı ASAYİŞ2533 Gün 12 Saat 5 dk. önce yayınlandı ASAYİŞ2607 Gün 2 Saat 31 dk. önce yayınlandı KÜLTÜR-SANAT2637 Gün 10 Saat 54 dk. önce yayınlandı ASAYİŞ2674 Gün 11 Saat 51 dk. önce yayınlandı GENEL2683 Gün 5 Saat 57 dk. önce yayınlandı KÜLTÜR-SANAT2691 Gün 11 Saat 23 dk. önce yayınlandı KÜLTÜR-SANAT2702 Gün 21 Saat 37 dk. önce yayınlandı
Kültür - Sanat Mehmet Akif Ersoy sözleri 2022 Vatan, gençlik ve bayrak sözleri Resimli, anlamlı ve kısa İstiklal marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy, vatan, bayrak ve gençlik sözleri ile sadece yaşadığı dönemde değil bugün bile insanlara ders vermeye devam ediyor. Dile getirdiği ve kaleme aldığı sözleri ile bir kişinin bayrağı ve vatanı için göze alacağı aynı zamanda alması gereken birçok duruma işaret eden Mehmet Akif Ersoy, Türk milleti için unutulmaz isimler arasında yer alıyor. İşte ünlü şairin resimli, anlamlı ve kısa sözlerinden seçmeler… 16 Haziran 2022 , Perşembe 1226 Son Güncellenme 1226 Güncelleme 1226 YAZI BOYUTU Mehmet Akif Ersoy sözleri, kalplerde ve ruhlarda yarattığı etki ile tarih boyunca en özel isimlerden biri olagelmiştir. Balkan Savaşı, Çanakkale Muharebeleri ve Kurtuluş Savaşı dönemlerinde çeşitli görevlerde bulunan ve verdiği hutbe ve yaptığı konuşmalarla halkı etkileyen Mehmet Akif Ersoy’un şiirleri Safahat isimli kitabında bir araya getirilmişti. İşte Vatan, gençlik ve bayrak konulu Mehmet Akif Ersoy şiirleri… MEHMET AKİF ERSOY SÖZLERİ Bir Süleymaniye’yi yıkmak için iki ırgat, bir balyoz yeter. Fakat tekrar yapmak istenirse bir Süleyman ve bir Sinan gerek. Kötülerin zulmü değil, iyilerin sessizliği insanı korkutur. Kuzum, ayıp mı çalışmak, günah mı yük taşımak? Ayıp Dilencilik, işlerken el, yürürken ayak. Ne harabî ne harabatiyim. Kökü mazide olan atiyim. Asım’ın nesli… diyordum ya… nesilmiş gerçek İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek. Gök kubbenin altında yatar, al kan içinde, Ey yolcu, şu topraklar için can veren erler. Hakk’ın bu veli kulları taş türbeye girmez; Gufrana bürünmüş, yalnız Fatiha bekler. Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez; Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez. Ey koca şark! Ey ebedi meskenet! Sen de kımıldanmaya bir niyet et. Korkuyorum, Garbı elinden yarın, Kalmayacak çekmediğin mel’anet. Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem; Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bizarım! Ye’sin sonu yoktur, ona bir kere düşersen Hüsrana düşersin; çıkamazsın ebediyen! Eğer yürekleriniz aynı hisle çarparsa; Eğer o his gibi tek bir de gayeniz varsa; Düşer düşer yine kalkarsınız, emin olunuz… Demek ki birliği temin edince kurtuluruz. O halde vahdete hail ne varsa çiğneyiniz… Bu ayrılık da neden? Bir değil mi her şeyiniz? Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhamı, Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı Kuru dava ile olmaz fakat ilim ister; Ben o kudrette adam görmüyorum sen göster? Çalışıp ömrümü çılgınca heba etmezdim, Ben bu müstakbele mazimi feda etmezdim! Türk Arapsız yaşayamaz; kim ki yaşar der, delidir. Arabın Türk, hem sağ gözüdür hem sağ elidir. Merhametin yok diyelim nefsine, merhamet etmez misin evladına… Neden azmin bu kadar süreksiz, Sen mi yoksa davan mı yüreksiz? Yüzsüzdür insanoğlu kimse bilmez fendini, kime iyilik yaptıysan ondan koru kendini. Dost edinmeye bak. Düşmanını annen bile doğurur. Suskunluğum asaletimdendir, her söze söylenecek bir sözüm vardır; yalnız bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye. Haberdar olmamışsın kendi zatından da hâlâ sen, Muhakkar bir vücudum! Dersin ey insan fakat bilsen… Senin mâhiyyetin hattâ meleklerden de ulvîdir Avâlim sende pinhandır, cihanlar sende matvîdir. İnanma insanların samimiyetine, Menfaat hissi ile gelirler vecde, Eğer vaad etmesieydi cenneti, Allah’a bile etmezlerdi secde… Geleceği karanlık görerek azmi bırakmak. Alçakça bir ölüm varsa, eminim budur ancak. Üç buçuk soysuzun ardından köpeklik zağarlık yapamam; Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam. Eski eski olduğu için atılmaz; fena olursa atılır. Yeni yeni olduğu için alınmaz; iyi olursa alınır. Hatırlar mısın? Doğduğun zaman, sen ağlardın gülerdi âlem. Öyle bir yaşam sür ki, mevtinölümün sana handegülüş olsun. Halka matem. Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz, cihanda yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz. Adam mısın Ebediyen cihanda hürsün, gez; Yular takıp seni kimsecikler sürükleyemez. Adam değil misin, oğlum gönüllüsün semere; Küfür savurma boyun kestiğin semercilere. Ümitsizlik öyle bir bataktır ki, düşersen boğulursun azmine sarıl sımsıkı bak ne olursun! RESİMLİ, ANLAMLI VE KISA MEHMET AKİF ERSOY SÖZLERİ Bir baksana gökler uyanık, yer uyanıktır. Dünya uyanıkken uyumak maskaralıktır. Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum. Kesilir belki ama çekmeye gelmez boynum. Adam aldırmada geç git diyemem; aldırırım, çiğnenirim, çiğnerim, hakkı tutar kaldırırım. Artık ikiyüzlüleri sevmeye başladım. Çünkü yaşadıkça yirmi yüzlü insanlar görmeye başladım. Göz, yumulmakla kör olmaz. Bil ki, bir mezar taşıdır insandan yarına kalan. Ve unutma, onu da başkası yaptırır, gerisi yalan. 24 saatinden birini Hakk’a vermeyene insan denilir mi? Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer. Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası, dostunun yüz karası, düşmanının maskarası. Hayır, matem senin hakkın değil… Matem benim hakkım Asırlar var ki, aydınlık nedir, hiç bilmez âfâkım! Duygusuz olmak kadar dünyada lakin derd yok; Öyle salgınmış ki mel’un Kurtulan bir ferd yok! Kendi sağlam… Hissi ölmüş, ruhu ölmüş milletin! İşte en korkuncu hüsranın, helakin, haybetin! Lafı bol, karnı geniş soyları taklit etme; Sözü sağlam, özü sağlam, adam ol, ırkına çek. Ey millet, artık uyan! Cehline kurban gidiyorsun! İslâm’ı da batsın diye tutmuş, yed’iyorsun! Allah’tan utan! Bâri bırak dini elinden… Gir leş gibi topraklara kendin. Gireceksen! Lâkin ne demek bizleri Allah ile iskât? Allah’tan utanmak da olur ilim ile… Heyhat! Ey yolcu, uyan! Yoksa çıkarsın ki sabaha; Bir kupkuru çöl var; ne ışık var, ne de vaha! Gülen gözlerime bakıp sanma beni bahtiyar Her attığım kahkahada binlerce gözyaşı var. Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar… O rükû olmasa, dünyada eğilmez başlar, Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, Yâ Rab, ne güneşler batıyor! Eşele bir yerleri örten karı, Ot değil onlar dedenin saçları. Dinle şehit sesleridir rüzgârı, Haydi git evladım uğurlar ola… Haydi, git evladım açıktır yolun. Zalimlere karşı bükülmez kolun. Bayrağı çek on safa geçmiş bulun. Uğurun açık olsun uğurlar ola. Haydi, levent asker uğurlar ola. Bil ki, bir mezar taşıdır insandan yarına kalan. Ve unutma, onu da başkası yaptırır, gerisi yalan. Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası, dostunun yüz karası, düşmanının maskarası. Bekayı hak tanıyan, sa’yi bir vazife bilir; Çalış, çalış ki beka, sa’y olursa hak edilir.” Kime ok atmayı öğrettimse, bir gün beni nişan aldı. Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer. 24 saatinden birini Hakk’a vermeyene insan denilir mi? Duygusuz olmak kadar dünyada lakin derd yok; Öyle salgınmış ki mel’un Kurtulan bir ferd yok! Kendi sağlam… Hissi ölmüş, ruhu ölmüş milletin! İşte en korkuncu hüsranın, helakin, haybetin! Lafı bol, karnı geniş soyları taklit etme; Sözü sağlam, özü sağlam, adam ol, ırkına çek. Hayır, matem senin hakkın değil… Matem benim hakkım Asırlar var ki, aydınlık nedir, hiç bilmez âfâkım! Ey millet, artık uyan! Cehline kurban gidiyorsun! İslâm’ı da batsın diye tutmuş, yed’iyorsun! Allah’tan utan! Bâri bırak dini elinden… Gir leş gibi topraklara kendin. Gireceksen! Lâkin ne demek bizleri Allah ile iskât? Allah’tan utanmak da olur ilim ile… Heyhat! Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar… O rükû olmasa, dünyada eğilmez başlar, Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, Yâ Rab, ne güneşler batıyor! Geçmişten adam hisse kaparmış… Ne masal şey! Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? Tarih’i tekerrür diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi? Müslümanlık nerde bizden geçmiş insanlık bile. Âlem aldatmaksa maksat, aldanan yok, nafile. Kaç hakiki Müslüman gördümse hep makberdedir. Müslümanlık bilmem ama galiba göklerdedir. Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş. Seslerde “Vatan tehlikedeymiş… Batıyormuş!” Lakin hani milyonları örten şu yığından, Tek kol da “yapışsam…” demiyor bir tarafından! Sahipsiz olan memleketin batması haktır; Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır. Bunca zamandır uyudun, kanmadın; Çekmediğin kalmadı, uslanmadın. Çiğnediler yurdunu baştanbaşa, Sen yine bir kere kımıldamadın! Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince, Günler şu heyûlâyı da er geç silecektir. Rahmetle anılmak, ebediyet budur amma. Sessiz yaşadım, kim beni, nerden bilecektir? Aslını gizleyemez insan, giydiği kaftanlarla. Bilmez ama kendini kandırır, söylediği yalanlarla! Ya Rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı? Mahşerde mi biçarelerin yoksa felahı. Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz. Bu yol ki hak yoldur, dönme bilmeyiz, yürürüz. Ne ibrettir kızarmak bilmeyen çehren, bırak kardeşim tahsili; git önce edep, hayâ öğren. Gamsız insanlara eğlence gelirmiş yaşamak; Yüreğin hisli mi işkencedesin, talihe bak. Ne irfandır veren ahlaka yükseklik ne vicdandır. Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır. Şarka bakmaz, garbı bilmez, edepten yok payesi bir kızarmaz yüz, bir yaşarmaz göz bütün sermayesi. İz bırakanlarla senin aranda basit bir fark var sadece. Onlar ömür boyu gayret ediyorlar; sen ömür boyu hayret ediyorsun. İnmemiştir Kur’an, bunu hakkıyla bilin, ne mezarlıkta okumak ne de fal bakmak için. Zannetme ki ecdadın asırlarca uyudu, nereden bulacaktın o zaman eldeki yurdu! Kim demiş Avrupa insanı medeni? Medeniyet dediğin açmaksa bedenin her yerini… desene hayvanlar senden daha medeni. Aldanma insanların samimiyetine, menfaatleri gelir her şeyden önce. Vaat etmeseydi Allah cenneti, ona bile etmezlerdi secde. Sahipsiz vatanın batması haktır. Sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır. Yiğitlik dini, kahramanlık dini, gayret dini, ancak Müslümanlıktır. Hakiki Müslümanlık en büyük kahramanlıktır. Konuşmak bir mana ise susmak bin bir mana. Herkes konuşmasına konuşur lakin sükut yürekli olana. Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek. Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek. Çöz de artık ömrümün kördüğüm olmuş bağını, Bana çok görme ilahi bir avuç toprağını! Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz. Gelmişiz dünyaya millet nedir öğretmişiz. Bacımın örtüsü batmakta rezilin gözüne, acırım tükürüğe billahi tükürsem yüzüne. İki çeşit insan vardır Zaman geçtikçe hatalarıyla yüzleşen, zaman geçtikçe hataları ile yüzsüzleşen!
Mehmet Akif Ersoy, İstanbul’da 1873 yılında Arnavut asıllı Temiz Tahir Efendi ve Buhara göçmeni Emine Şerif Hanım’dan dünyaya geldi. Kendisinden daha sonra dünyaya gelen Nuriye adından bir kız kardeşi bulunan Mehmet Akif Ersoy’un gerçek adı Ragif’tir. Ragîf sözlüklere bakıldığında “Yufka, pide” anlamına gelir bk Osmanlıca – Türkçe Sözlük, Ferit Devellioğlu . İlk bakışta pek de anlamı olmayan bir isim bile olsa, derine inildiğinde bir anlamı vardır. Mehmet Akif Ersoy’un babası Fatih Camii Medrese hocasıdır. Dolayısıyla Akif, o zamanlar gerçekten şanslı birisidir. Tahir Efendi, Osmanlı döneminde şairlerin sıkça kullandığı ebced hesabından faydalanarak çocuğunun adını “Ragif” koyar. Ragif Hicri takvime göre 1290 yılını yani şuanki takvimimizle 1873 yılını işaret eder. Yalnız annesi dahil Ersoy’u “Akif” adıyla çağırır ki babası öldükten sonra da bu ismi iyice benimser Ersoy. Akif kelime anlamı olarak “Bir şeyde sebat eden, ibadet eden” anlamına gelir bk Osmanlıca – Türkçe Sözlük, Ferit Devellioğlu ki bu isim Mehmet Akif Ersoy’un hayatıyla tamamen özdeşleşecektir… Mehmet Akif Ersoy, babası sayesinde iyi bir eğitim alır. Arapça eğitimini babasından alan Akif, daha sonra medresede Farsça ile tanışır. Gittiği okullarda Arapça, Farsça ve Fransızca derslerinde sürekli birinci olur. Türkçeyi de çok iyi öğrenen Akif, hayatı boyunca Türkçe öğretmeni olan Hersekli hocası Kadri Efendi’yi anacak ve ona saygı duyacaktır. Mehmet Akif Ersoy, o zamanın Osmanlı eğitim sistemine göre 4 yaşında okula başladı. Temel eğitimleri aldıktan sonra dindar bir kadın olan annesi onun medreseye gitmesini istedi. Ancak babası onu, o zamanın iyi okullarından Mektebi’ne Mülkiye devlet idaresinde görev almak üzere insan yetiştiren, bugünün siyasal bilimlerine yakın bir okul, batılı tarzda eğitim vermesiyle birçok ünlü âlimin gözdesi olmuştur gönderdi. Bir süre burada eğitim hayatına devam eden Ersoy, babasının ölümüyle yeni bir hayata “Merhaba” dedi; çünkü babası ölen ve büyük Fatih yangınında evini kaybeden Ersoy, fakirlikle tanıştı. Para kazanması gerekiyordu ve o zaman Ersoy, babasının istediği Mülkiye Mektebi’ni yarım bıraktı ve Ziraat ve Baytarlık Mektebi’ne yazıldı. Yatılı olan okul ayrıca Türkiye’nin ilk sivil okuludur. Buradan da 1893 yılında birincilikle mezun oldu. Göreve başlamaya hazırdır artık ki zaten ilk görevi de Umur-i Baytarriye ve Islah-ı Hayvanat Genel Müfettiş Yardımcılığı idi. Bu göreviyle birlikte Anadolu’yu, Rumeli’yi ve Arabistan’ı gezdi. Bu onun Anadolu insanı ile ilk temasıdır ve şairlik yıllarında bu gezilerini hatırlayacaktır. Görevi gereği babasının doğduğu kasabaya da uğrayan Mehmet Akif Ersoy, orada amcaları ile tanışır. 1898 yılında ise hayatının kadını İsmet Hanım ile evlenir ve ondan 5 evladı dünyaya gelir Cemile, Feride, Suadi, Emin, Tahir… Bu 5 çocuk daha sonra 8 olacaktır çünkü verdiği bir ant üzerine sınıf arkadaşı Hasan Efendi’nin üç çocuğuna Hasan Efendi ölünce sahip çıkar. Aslî mesleği baytarlık olan Mehmet Akif Ersoy, öğretmenlikle Halkalı Ziraat Okulu’nda ve Çiftlik Makinist Okulu’nda tanıştı. Bu iki okulda kitabet yazın, kompozisyon, resmi yazı yazma öğretmenliği yaptı. Bu sıralarda edebiyata ve şiire merak sardı. Sırat-ı Müstakim, Sebilü’r – Reşat, Servet-i Fünun ve Resimli Gazete’de şiirleri yayımlanmaya başladı. Daha sonra o zamanın gözde okullarından Darülfünun’da 1908 yıllarında edebiyat dersleri vermeye başladı. Arapça bilgisini de konuşturan Mehmet Akif Ersoy, İttihat ve Terakki’nin Şehzadebaşı şubesinde Arapça dersleri, İstanbul Camiilerinde vaazlar vermeye başladı. Devlet dairesinde başarılı bir memuriyet hayatı geçiren Mehmet Akif Ersoy, dönemin gizli cemiyetlerinden Teşkilat-ı Mahsusa adına Berlin’e gönderildi. Yıl 1915 idi ve o zamanlar Çanakkale cephesinde ölümcül bir savaş vardı. Mehmet Akif Ersoy, Çanakkale savaşını görmeden ” Şu Boğaz Harbi Nedir? Var mı ki dünyada eşi?/En kesif orduların yükleniyor dördü beşi” ile başlayan Çanakkale Şehitlerine ithaf ettiği şiirini yazmıştır ve bu şiiri yazdığı dönem Berlin’de olduğu zamanlardır. Şiir, aslında manzum hikayelerin olduğu Safahat Külliyatı’nın altıncısında ve eserin sonunda yer alır. Döneminden daha ileri bir şiir anlayışına sahip olan bu şiirin devamında Alman bir anne ile Türk anne karşılaştırılır. Teşkilat-ı Mahsusa Mehmet Akif Ersoy’u daha sonra Arabistan’a gönderir. Mehmet Akif Ersoy, büyük bir maneviyatla bağlı olduğu İslam’ın nasıl çöküntüye uğradığı, insanların Müslümanlıktan nasıl uzaklaştığını burada görür ve müthiş bir karamsarlığa kapılır. Memleketine dönen Mehmet Akif Ersoy, Kurtuluş Savaşı döneminde halkın manevi duygularını yükseltecek ve Anadolu’yu karış karış gezerek üzerindeki karamsarlığı atacaktır. Önce Kastamonu’dan başlar gezisine Milli Mücadele döneminde milletine yardım etmek için Mehmet Akif Ersoy; Anadolu’nun çeşitli yerlerini gezer ve camilerde vaazlar verir. 1920 yılında Ankara’ya dönen Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı’nı burada yazar. İdeolojisi İslam Birliği idi büyük şairin. I. TBMM hükümetinde Burdur’dan milletvekili seçilmesi ve büyük İslam Birliği idolünün gerçekleşmeyeceğini anlayan şair yine karamsarlığa kapıldı. Memleketinde yapamadı uzun zaman önce birkaç yıl kışı geçirdiği Arabistan’a yerleşti ailesiyle birlikte ve tarihler 1926’yı Camilâtü’l – Mısrıyye’de Türk Edebiyatı dersleri verdi. Ailesinden sonra en büyük aşkı dil ve edebiyattı ve ülkesinden uzak bile olsa dilindeki gelişmeleri takip etti. Sıtmaya yakalanan Mehmet Akif Ersoy İstanbul’a döndü. Tarihler 1935 yılını gösteriyordu. Ona emekli maaşı bağlandı ama bağlanan emekli maaşıyla 5 ay yaşabildi. Öldüğünde tam anlamıyla beş parasızdı. Mezarı Edirnekapı’dadır. Sanata Bakışı ve Edebi Hayatı Hayata hep İslam penceresinden bakan Mehmet Akif Ersoy’un ilk şiiri Mektep dergisinde yayınlandı. Şiirinin adı Kur’an’a Hitap idi. Şiir 1895 yılında yayınlandı. Şiire ise 1892 yılında Muallim Naci ışığında başlamıştı zaten. Yukarıda bahsettiğim gibi çok iyi bir din ve dil eğitim almıştı. Arapçayı ana dili gibi konuşurdu. Öyle ki son yıllarda Kur’an’nın bir kısmını çevirdiği yazmaları ele geçmiştir. Şiirlerinde Doğu mistizismi vardı. Aruz vezni ve eski şiire bağlı kaldı. Sadece manzum hikayelerinde vezin kullanmadı. “Hayır, hayat ile yoktur benim alışverişim İnan ki; her ne demişsem görüp de söylemişim Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek; Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek” dizelerinde belirttiği gibi her zaman dosdoğru oldu. Gerek yaşantısında gerek eserlerinde boyun eğmedi. Eski şiiri desteklemesine rağmen manzum hikayelerinde harika bir dil kullandı; yalın, sade, anlaşılır ve tamamen halk ağzı. Özellikle Küfe, Seyfi Baba manzumlarında nakış gibi işlediği sözcükleri toplum yaşamanı tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyordu. Bu harika eseriyle Türk Edebiyatında taklidi imkansız bir öykülemeye dayalı şiir tarzının örneklerini verdi. Şair, veteriner hekim, öğretmen, vaiz, hafız, Kur'an mütercimi ve siyasetçi olan Mehmet Akif Ersoy, fikir olarak İslam Birliğini savunduğu için Türkçülüğe karşı çıktı. Ülkenin refahını Batı’nın ilim ve tekniğinde arayan Tevfik Fikret ile sürekli çatıştı. Her şiirinde, vatan, millet, bayrak sevgisi konularını işlediği her şiirinde, İslam parçaları da araya serpti… O tam anlamıyla İslam reformcusuydu. Rauf Mutluay, 100 Soruda Çağdaş Türk Edebiyatı adlı eserinde Mehmet Akif Ersoy’u şu şekilde tarif etmektedir “ … Akif’in kişiliğinde – sanatçı yaratılışla inandığını söyleyip yapan – erdemli bir yaşayışın bütün ögeleri birleşir….” İlk şiir kitabının adı Safahat idi. Ama o daha sonra tüm kitaplarına aynı adı verdi ve 7 ciltlik - Safahat 1911, Süleymaniye Kürsüsünde 1912, Hakkın Sesleri 1913, Fatih Kürsüsünde 1914, Hatıralar 1917, Asım 1924, Gölgeler 1933 - bir külliyat meydana geldi. Bu eserler Ersoy’un ölümünden sonra Ömer Rıza Doğrul tarafından tek bir ciltte toplanmıştır.
3. Sınıf Türkçe Mehmet Âkif Ersoy’un hayatını araştırınız. konusunu kısaca ve uzun ele Âkif Ersoy’un hayatını araştırınız. konusu ile ilgili kısaca bir yazı örneği ;Cevap Mehmet Akif Ersoy 20 aralık 1873-27 aralık 1936 yılları arasında yaşamış Türk şair veteriner, öğretmen, vaiz, hafız, kuran mütercimi ve ve Cumhuriyet döneminde yaşamıştır. Çanakkale destanı, bülbül ve safahat en önemli eserleridir. Kurtuluş Savaşı sırasında millet vekilliği Marşını yazarak milli şair unvanını Âkif Ersoy’un hayatını araştırınız. konusu ile ilgili uzun bir yazı örneği ;Cevap Mehmet Akif Ersoy 1873 yılında, İstanbul’un Fatih ilçesinin Karagümrük semtinde dünyaya gelmiştir. İlköğretimini Fatihte Emir Buhari mahalle mektebinde, Orta öğretimini Fatih Rüştiyesinde tamamladı. Fatih rüştiye eğitimi boyunca Türkçe dışında Farsça, Arapça ve Fransızca dillerini öğrenerek eğitim aldığı dillerde hep birincilik aldı. Rüştiyeyi bitirdikten sonra ziraat ve baytar mektebine giderek buradan mezun oldu. Mezuniyetinden sonra Fransızcasını üst seviyeye ay içerisinde kuranı ezberleyerek, hafız oldu. 1893-1894 tarihleri arasında kurana hitap isimli eserini ilk defa yayınladı. 1893-1913 yılları arasında baytar olarak devlet memurluğu yaptı. Memuriyetinin ilk yıllarında Arabistan, Rumeli, Anadolu ve Arnavutluk gibi ülkenin birçok yerinde bulundu. Bu sayede halkla yakın temas halinde bulunarak Osmanlı devletinin, savaşlar içerisinde geçen ve halkının savaşlardan yılgın olmasından etkilenerek, İtaat ve Terakki cemiyetine kayıt oldu. ilanı ile sıratı müstakim dergisinin baş yazarı olarak burada yazılar yazmaya başladı. Balkanların karışması, balkan savaşı arkasından gelen savaşı gibi devletin çökmeye başlaması ile teşkilatı mahsusanın isteği ile islam birliği kurmak gayesiyle Almanya’da Müslüman kamplarına incelemelerde bulundu. 1916 yıllarında buradan gelerek Arabistan’a Osmanlılara karşı kışkırttığı Araplara propaganda yaparak mücadeleye katkı sağlamaya çalıştı. Çanakkale destanı adlı şiirini Arabistan’da görevdeyken yazmıştır. Osmanlının yenilgisi ile sonuçlanan 1. Dünya savaşı sonrası İstanbul’a gelerek Mustafa Kemal Atatürk’ün başlatmış olduğu milli mücadeleye bir vatansever olarak tam destek vermiş, İstanbul’un işgali ile birlikte çeşitli mitingler düzenlemiş, bu mitinglerde milli mücadeleyi desteklemek üzere devlet memurluğundan üzerine Mustafa Kemal Paşa’nın daveti ile TBMM’nin açılmasından 1 gün sonra 24 nisan 1920 günü Ankara’ya gelmiştir. İlk TBMM de Burdur milletvekili seçilmiştir. 12 mart 1921’de yazmış olduğu istiklal şiiri marş olarak Türkiye Büyük Miller Meclisi tarafından marş olarak kabul edilmiştir. Aldığı 500 lirayı Türk ordusuna bağış yapmıştır. Vatan şairimiz 27 aralık 1936 yılında ölmüştür. Mehmet Âkif Ersoy’un hayatını Hakkında Soru Sormak İster Misiniz ? Yorum ve Düşüncelerinizin Bizim İçin Ne Kadar Değerli Olduğunu Biliyor Musunuz ? Destek ve Yorumlarınız için Tıklayınız...
mehmet akif ersoy ile ilgili yazı